Vakıf kültüründen koruyucu aileliğe

04:0030/06/2024, Sunday
G: 30/06/2024, Sunday
Yeni Şafak
İllustrasyon: Cemile Ağaç Yıldırım.
İllustrasyon: Cemile Ağaç Yıldırım.

Görkemli bir geçmiş ve dinamik bir bugünün bize yüklediği en önemli sorumluluklardan biri değerlerimizi geleceğe taşımaktır. Bunun için yeni hizmet modelleriyle çocuklarımızın yanında olmamız gerekiyor. Bu haliyle Koruyucu Aile hizmetimiz çok kıymetli hikâyelere kapı aralıyor. Türkiye Yüzyılı işte bu hikayelerle şefkatin ve merhametin yüzyılı olacak.

Mahinur ÖZDEMİR GÖKTAŞ / Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı

İnsan en şerefli varlık olarak dünyaya gelir ve seçimleri doğrultusunda hayatına devam eder. Ancak öz itibarıyla iyiye, doğruya ve güzele karşı bir meyli vardır. İyi olma hali fıtridir.

Toplumlar da bireyler gibi, bir başkasının yarasına merhem olmaya dair geçmiş tecrübeleri ile erdemli toplum haline gelirler. Özellikle bizim coğrafyamız ve insanımız, dünyanın birçok yerine, birçok toplumuna nazaran güçlü bir vakıf medeniyeti inşa ederek yardımı sistemleştirmiş bir toplumdur.

ASIRLIK GELENEK

Osmanlı İmparatorluğu, sosyal destek ağlarının ve infak geleneğinin son derece geliştiği bir yapıya sahiptir. Yardıma ihtiyacı olan insanlar bir yana, göç eden leyleklere kadar tüm canlılara yardım için oluşturulmuş müesseseler mevcuttur. Ülkemizin köklü tarihine bakıldığında, çocuklara yönelik koruyucu ve destekleyici hizmetlerin özel bir yeri ve önemi olduğu görülür. Çocuk koruma alanında gelenekleşmiş yapı, tarih boyunca değişen ihtiyaçlar ve koşullarla yenilenerek bugünlere kadar ulaşmıştır. Sunulan hizmetlerin sistematikleşmesi anlamında, özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde önemli mesafeler kat edildiği, bir anlamda dünyaya örnek olabilecek bir model oluşturulduğu anlaşılmaktadır.

Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş aşamasında ve Anadolu Selçukluları’nın son dönemlerine denk gelen 1321 yılında Sivas’ta kurulan ve yetim çocukların koruyucu aileler yanında yetiştirilmesini amaçlayan vakıf, çocuk koruma alanındaki çalışmaların ilk örneklerden biridir. Yaklaşık 700 yıl öncesine dayanan ve bugüne ışık tutan bu çarpıcı hizmete benzer tarihimizde çocuklara destek olmak amaçlı kurulan birçok vakıf örneğine rastlamaktayız.

Osmanlı döneminde çocuklar için hizmet sunan vakıflar, yetimlerin eğitiminden barınma ve sağlık hizmetlerine kadar geniş bir yelpazede faaliyet göstermiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde, zamanın şartları da dikkate alındığında, savaşlar, göçler ve benzeri nedenlerle çocukların korunmasına yönelik hizmetlerde mevcut girişimlerin yanında, daha kurumsal bir yapıya ihtiyaç duyulmuştur. Bu bağlamda, 1908 yılında kurulan Himâye-i Etfâl Cemiyeti, Cumhuriyet dönemine kadar çocuklara yönelik hizmetlerde önemli bir rol oynamıştır. Cemiyet, yetim çocuklara barınma, eğitim ve sağlık hizmetleri sunmuş, aynı zamanda toplumun çocuk koruma konusundaki farkındalığını artırmıştır.

Cumhuriyet'in ilk yıllarında, Himâye-i Etfâl Cemiyeti’nin faaliyetleri genişletilmiş ve daha kurumsal bir yapı kazanmıştır. 1921 yılında Ankara merkezli olarak yeniden yapılandırılan cemiyet, savaşlarda yetim kalan çocuklara yönelik hizmetlerini artırmıştır. 1935 yılında Çocuk Esirgeme Kurumu adını alan bu yapı, çocukların korunması ve desteklenmesi konusunda önemli adımlar atmıştır.

TÜRKİYE YÜZYILI’NIN GÖNÜL ELÇİLERİ

Türkiye’nin sosyal hizmetler vizyonu, tarih boyunca süregelen sosyal dayanışma ve yardım geleneğinin modern çağın ihtiyaçlarına göre adapte edilmesiyle şekillenmiştir.

Biz, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak, sunduğumuz her hizmetin bağlamını aile odaklı bir bakışla kurguluyor, bu çerçevede sosyal politika ve hizmet üretiyoruz. Toplumsal meseleleri ele alışımızda aile yapımızı korumak, aile perspektifinden bakan çözümler üretmek en temel yaklaşımımızdır. 2000’li yıllarda da bu vizyonu, uluslararası standartlara uygun olarak geliştirerek devam ettiriyoruz. Zaman içerisinde  değişen ihtiyaçları da göz önüne alarak bütüncül ve kapsayıcı bir hizmet anlayışıyla çocuklara yönelik hizmetlerimizi güçlendiriyoruz.

Bu doğrultuda Sayın Hanımefendi Emine Erdoğan’ın öncülüğünde, Toplum Kalkınmasında Gönül Elçileri Projesi gibi yenilikçi girişimlerle vizyonumuzu daha da ileriye taşıyoruz.

Proje kapsamında her çocuğun bir aile ile yaşamaya hakkı olduğundan hareketle koruyucu aile hizmetlerinin daha bir titizlikle ve hassasiyetle yürütülmesi sağlanmaktadır. Koruyucu aile hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve kalitesinin artırılması amacıyla çeşitli faaliyetler ve farkındalık çalışmaları hayata geçirilmiştir.

Türkiye Yüzyılı’nda, çocuk hakları temelinde merkeze aldığımız koruyucu aile hizmet modelinde gözle görülen büyük bir gelişme kaydedilmiştir. 2002 yılında 500 olan koruyucu aile sayısı, projenin de etkisiyle 2024 yılında 8 bini aşmış durumdadır. 2002 yılında 515 çocuğumuz koruyucu aile hizmetinden yararlanırken bugün 10 binin üzerinde çocuğumuz koruyucu aile hizmetinden faydalanmaktadır.

KORUYUCU AİLELİK NEDİR?

Koruyucu ailelik, biyolojik ailesi yanında bakımı sağlanamayan çocukların, güvenli ve sevgi dolu bir aile ortamında büyümesini sağlayan bir hizmettir. Koruyucu aileler, çocukların biyolojik ailelerine dönebilmeleri için gereken şartlar sağlanana kadar onlara bakım ve sevgi dolu bir yuva sunar. Bu süreçte, çocukların eğitimine devam etmeleri, güvenli bir ortamda büyümeleri ve psikolojik gelişimlerini sağlıklı bir şekilde tamamlamaları amaçlanır.

Koruyucu aile olmak, sadece bir çocuğun hayatını olumlu yönde etkilemekle kalmaz, aynı zamanda koruyucu ailelerin de hayatını değiştirir. Bireylerin aile bağları güçlenirken, empati ve şefkat duyguları artar. Bir çocuğun hayatına dokunurken gösterilen sevgi ve ilgi, aile üyelerinin de sosyal destek ağlarını zenginleştirir ve topluma duyarlı bireyler olarak katkı sağlamalarına zemin hazırlar.

Koruyucu aile olmak isteyen bireyler ve aileler için başvuru aşamasından koruyucu aile statüsü kazanılmasına kadar geçen süreç titizlikle yürütülmektedir. Bu süreçte, aday koruyucu ailelerin çocuklara uygun bir yaşam alanı sunabilecek koşullara sahip olması kadar; sabırlı, sevgi dolu, bir çocuğun bakım ve gözetiminden sorumlu olmaya istekli bireyler olması da önem taşır. Koruyucu ailelik sürecinin her aşamasında alanında uzman sosyal çalışma görevlilerimiz ailenin ve çocuğun ihtiyaç duydukları eğitim, danışmanlık ve rehberlik ihtiyaçlarına yönelik mesleki çalışmalarını gerçekleştirir.

BİR ÇAĞRI

Dünya değişiyor ve bu değişimde güçlü kalabilen ülkeler hiç şüphesiz geleceğe uzanacak. Türkiye Yüzyılı vizyonumuz bu anlamda bir gelecek vizyonudur. Geleceğe uzanmanın yolu ise nitelikli insan kaynağından geçiyor. Ülkemizin insan kaynağı, geleceğin yetişkinleri yani bugünün çocukları ve gençleridir. Her bir çocuğumuz bizim için, toplumumuz için, ülkemiz için son derece değerlidir. İmkânlarımız çerçevesinde onlara sunacağımız huzurlu bir yuva, verebileceğimiz en güzel hediyedir.

Görkemli bir geçmiş ve dinamik bir bugünün bize yüklediği en önemli sorumluluklardan biri değerlerimizi geleceğe taşımaktır. Bunun için atacağımız öncelikli adımların başında ise değerlerimiz ışığında yeni hizmet modelleriyle çocuklarımızın yanında, en yakınında olmak gerekiyor. Bu haliyle Koruyucu Aile hizmetimiz çok kıymetli hikâyelere kapı aralıyor. Türkiye Yüzyılı işte bu hikayelerle şefkatin ve merhametin yüzyılı olacak.

Bugün, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından, 2021 yılında ilan edilen 30 Haziran (bugün) Koruyucu Aile Günü’nü, büyük bir heyecan ve mutlulukla kutluyoruz. Himâye-i Etfâl Cemiyeti’nin de kuruluş yıl dönümü olan bugünde tek bir dileğimiz mevcut. Hep birlikte bir adım atalım ve bir deniz yıldızını olması gereken yerle buluşturup onun hayatını değiştirelim. Onlara bir aile, bir yuva, bir gelecek sunalım.

Gelin, hep birlikte çocuklarımızın yüzünü güldürelim. Çünkü biliyoruz ki: Çocuklara verilebilecek en güzel hediye mutlu bir ailedir.

Sizleri koruyucu aile olmaya, çocuklarımıza hayat yolunda güvenli bir yuva sağlamaya davet ediyorum.

30 Haziran Koruyucu Aile Günümüz kutlu olsun.



#Aile
#Toplum
#Mahinur Özdemir Göktaş