
Haziran 2023’te başlayan ve günümüze kadar devam eden rasyonel ekonomi politikalarına dönüş olumlu yansımalarını TCMB rezervleri üzerinden gösteriyor. Son günlerde 170 milyar doları aşması beklenen ve net rezervlerde yeni bir rekora imza atması tahmin edilen TCMB döviz rezervleri son 10 aylık dönemde 110 milyar dolarlık iyileşme gösterdi. Swapların dışarıda bırakılmasıyla birlikte daha da yüksek rakamlara ulaşması hedeflenen rezervlerin kısa vadeli borç stoku kadar olması amaçlanıyor.
KREDİ NOTUNA ETKİSİ BÜYÜK
220-230 milyar dolara işaret eden mevcut yükseliş eğilimi TCMB’yi ilk 20 büyük rezerve sahip merkez bankası sıralamasına sokabilir. Net rezervler açısından da benzer bir durum söz konusu. Tahminlere göre 70 milyar dolara yaklaşmış olan net rezervler Türk Lirası'na (TL) olan güven açısından büyük önem taşıyor. Özellikle enflasyonla mücadele için merkez bankasındaki döviz rezervlerinin artışını sürdürmesi gerekiyor. Uluslararası yatırımcı ve kuruluşların baktıkları ilk kritik veriler arasında Merkez Bankası rezervleri üst sıralarda yer alıyor. Son 1,5 yıldır Türkiye’nin kredi notunun farklı kuruluşlar tarafından yükseltilmesi de TCMB’nin başarılı rezerv biriktirme politikasının önemli bir yansıması olarak değerlendirilebilir.
Küresel rezervler açısından TCMB’nin rezerv biriktirme ve toplam rezervlerine bakıldığında karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor. IMF’e göre dünya merkez bankalarında toplam 12,73 trilyon dolarlık döviz rezervi bulunuyor. Bu rezervlerin büyük çoğunluğu (6,796 trilyon dolar) ABD doları olarak ve ciddi bir kısmı da Avro olarak (2,370 trilyon dolar) tutuluyor. Diğer para birimlerinin dolar ve avro kadar tercih edilmediğini söylemek mümkün. Çünkü uluslararası ödeme, yatırım ve transferlerde bu iki para birimi sistemi domino ediyorlar. Benzer durum Türkiye için de geçerli. İhracat ve ithalat ödemelerinde dolar ve avro transferlerin büyük kısmını oluşturuyor. Bu nedenle TCMB’de tutulan rezervlerin büyük çoğunluğunu ABD Doları oluşturuyor. Diğer merkez bankalarından ayrışacak şekilde rezervlerin bir kısmı altın şeklinde merkez bankası rezervlerinde yer alıyor. En fazla altın rezervine sahip merkez bankaları arasında TCMB ilk onda yer alan bir aktör olarak öne çıkıyor. Dünya Altın Konseyi'nin son raporuna göre TCMB 66 milyar dolarlık altın stokuna sahip. Toplam merkez bankası rezervlerinin yüzde 40’lık kısmına tekabül eden rakam 730 tonluk altın rezervine denk geliyor.
TÜRK LİRASI'NA GÜVEN
Toplam küresel merkez bankası rezervleri içerisinde TCMB’nin payının son açıklanan rakamlara göre yüzde 1,26 olduğu görülüyor. Türkiye ekonomisinin dünya ekonomisinden aldığı payın da yüzde 1,24 olduğu göz önüne alındığında TCMB rezervlerinin yeterli bir düzeyde olduğunu söylemek mümkün. Fakat Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in rezerv birikimi için dile getirdiği kısa vadeli borç stokuna erişmesini hedefliyoruz açıklaması burada öne çıkıyor. Dünya merkez bankaları arasında Çin, Japonya, Güney Kore ve Almanya yüksek düzeyli rezervlere sahip ülkeler. Bu ülkelerin para birimlerine olan güven de merkez bankalarındaki rezervlerle yakından ilgili. Sayın Şimşek’in açıklamalarına bu açıdan bakıldığında TL’ye olan güvenin inşası ve sürdürebilirlik temelli bir yaklaşımın benimsendiği görülüyor. Benimsenen politika TL olan dış ticaret hacminin genişlemesine yardımcı olabilecek iken orta vadede fiyat istikrarına ciddi anlamda katkı sunabilir. Ek olarak TL’ye olan güvenin TCMB rezervleri üzerinden sağlanması hane halklarının da TL yatırımlarına daha fazla ağırlık vermesine yardımcı olabilir.
KORUYUCU KALKAN
TCMB rezervlerinin uzun vadeli şekilde artırılması gerekliliği ise ayrı bir tartışma konusu. Ancak Çin Merkez Bankası örneğinde olduğu gibi rezerv birikimi uzun yıllara yayılırsa Türk ekonomisine olan güven iyice pekiştirilebilir. Çünkü günümüzde Çin Merkez Bankası rezervleri 3,5 trilyon doları aşarken ülke ekonomisi ciddi anlamda gelişme gösterdi. Türkiye’nin de gelişmekte olan bir ülke olarak kendini uluslararası yatırımcılara daha fazla anlatması ve yatırımcı çekmesi gerekiyor. 2024’te 10 milyar doların biraz üzerine çıkan doğrudan yabancı yatırımlar bu pencereden yaklaşıldığında daha fazla önem kazanıyor. Sadece enflasyonla mücadele veya TL’ye olan güvenin artırılması değil gelecekte meydana gelebilecek kriz süreçlerinde TCMB rezervleri koruyucu bir kalkan görevi görecektir. Ayrıca cari ve dış ticaret açığı gibi kronik problemlerin çözümünde güven verici bir işlev görevi üstlenecektir.
Merkez Bankası'nın kanunda olduğu üzere hedefi fiyat istikrarıdır. Bu hedefi gerçekleştirmek için son 1,5 yıldır önemli adımlar atıldı. Atılan adımlar arasında rezerv birikimi en kritik ve önemli süreci oluşturdu. TL’ye olan ilginin mevduat getirisi üzerinden cazip hale gelmesi dövizden TL’ye olan ilgiyi ciddi anlamda artırdı. Kur Korumalı Mevduatlardan çıkan varlıklar da mevduat hesaplarına yöneldiler. BDDK verilerine göre mevduat hesaplarındaki toplam varlık 150 milyar dolardan 350 milyar doların üzerine çıkarak tarihi zirvelere geldi. İlerleyen dönemde faizlerdeki düşüşle birlikte buradaki varlığın yönetimi ve nereye gideceği önemini koruyor. Özellikle döviz veya TL dışı yatırım seçeneklerine yönelimin artmaması için TCMB öncülüğünde farklı yatırım fırsatları sunulmalı. Bu yatırım fırsatları merkez bankasının rezervlerinin artış hızını ise kesmemeli. Aksine dövize olan ilginin azalması merkez bankasının rezerv biriktirme politikasına katkı sağlayacaktır. Sonuç olarak merkez bankası rezervleri TL’ye olan güvenin artması, fiyat istikrarı, öngörülebilirlik ve enflasyonla mücadele için yükseliyor. Gelecek dönemde mevcut artışın kademeli şekilde sürmesinin de sürpriz olmaması beklenmeli.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.