Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ve Ruhani dün Ankara'da gerçekleştirilen zirvede Suriye ve İdlib'in geleceği için kritik meseleleri masaya yatırdı. Liderlerin en az İdlib kadar Yemen konusundaki mesajları dikkatleri çekti. Özellikle Rusya Devlet Başkanı Putin'in açıklamaları, 'Yemen için Astana formulü oluşturulabilir mi?' sorusunu gündeme getirdi. Yenisafak.com’a konuşan TRT World Analisti Yusuf Erim, Yemen sorununun çözümünde Astana formatının hayati önemde olduğunu belirterek , "Bu formatta sadece İran, Rusya ve Türkiye olmak zorunda değil. Bu üç ülkenin dünyaya kazandırdığı formatta başka 3'lü ya da 4'lü ülke olabilir" ifadelerini kullandı.
Birleşmiş Milletler'in Yemen'deki çatışmaların sona ermesi için yaptığı girişimlerin başarısız olduğunu hatırlatan Erim şunları söyledi:
- "Birleşmiş Milletler, Husilerle daha evvel İsveç'te konuşmaya çalıştı. Ben Birleşmiş Milletler'in bu tür sorunları çözmek için artık doğru platfrom olduğunu düşünmüyorum. Daha dinamik gruplar ve gerçek zamanda hareket edebilen güçlerin sonuç alması daha kolay. Bu sadece İran, Rusya ve Türkiye olmak zorunda değil. Bu üç ülkenin dünyaya kazandırdığı formatta başka 3'lü ya da 4'lü ülke olabilir.”
"Süreci Cenevre'ye getirmek Astana'nın başarısı"
Suriye’de barış için en zorlu çözümlerin Astana'da yapıldığına dikkat çeken Erim şöyle devam etti:
“Yemen'deki iç savaşta 4 yıldır bir sonuç gözükmüyor. Bu bir şeylerin yanlış işlediğini gösteriyor. Astana kurulduğundan bu yana çok ciddi mesafe alındı. Ateşkesin sağlanması ve anayasa komitesinin kurulması gibi bütün büyük adımlar Astana'da atıldı. Suriye için belki son rötuşları Cenevre'de atılabilir ancak işi Cenevre'ye getirmek Astana'nın başarısı.”
Ortadoğu'daki krizlerde 'bölgesel çözüm' dönemi
- “Birleşmiş Milletler gibi bir defa toplanıp 3-4 ay sonra tekrar toplanmak değil, bu formattaki ülkeler gerektiğinde her gün görüşebiliyorlar. Bu çok önemli çünkü dünyada gelişmeler çok hızlı oluyor. 6 ayda bir toplanan BM formatları ve 5 bin mil uzakta olan süper güçler artık Ortadoğu'nun sorunlarını çözemiyor. Bölgesel oyuncular lazım. Dış politika açısından küresel sistem tek kutuptan çıkıp, çok kutuplu dünyaya evrimleştikçe bölgesel güçler ağırlığını daha fazla hissetirmeye başlıyor.”