Avrupa Konseyi’ne bağlı Venedik Komisyonu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne ilişkin olarak skandal bir rapor hazırladı. Birçok bilgi ve çarpıtmanın yer aldığı raporda, Anayasa görüşmelerindeki oylamaların gizli yapılmadığı ileri sürüldü. Raporda CHP ve HDP’nin tezleri yer aldı.
Avrupa Konseyi'ne bağlı Venedik Komisyonu tarafından Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne ilişkin olarak hazırlanan raporda birçok bilgi hatası ve skandal ifadenin bulunduğu ortaya çıktı. Adalet Bakanlığı'nın itirazlarına rağmen rapordaki skandal bilgi hataları düzeltilmedi. Venedik Komisyonu, Şubat ayında Ankara'da yaptığı temaslarının ardından hazırlanan raporu geçtiğimiz günlerde Venedik'te yapılan toplantıda kabul etti. Venedik Komisyonu'nun raporunda 'hayır' cephesinde yer alan CHP ve HDP'nin görüşleri doğrultusunda hazırlanması dikkat çekti.
Komisyon raporunda Anayasa değişiklik paketinin TBMM'deki görüşmeleri sırasında CHP'liler tarafından dile getirilen itirazların dillendirilmesi dikkat çekti. Raporda, TBMM'deki oylamaların gizli yapılması gerekirken gizli yapılmadığı iddia edildi. Raporda, mecliste Anayasa görüşmeleri yapılırken AK Parti ve CHP milletvekilleri arasında çıkan kavganın sebebi, oylamaların gizliliğinin ihlali gibi gösterildi.
Venedik Komisyonu, 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile ilgili hazırladığı raporda HSYK'ye Meclis tarafından üye seçilmesi gerektiğini savundu. Ancak son raporda Meclis'in HSYK'ye üye seçmesine yönelik yapılan düzenlemeye itiraz edilmesi dikkat çekti. Skandal raporda yeni sistemin Avrupa normlarından uzak olacağı iddia edildi.
Raporda yer alan diğer hatalar ise şöyle: Raporda Türkiye'de bu güne kadar bütün Anayasaların parlamenter sisteme dayandığı şeklinde yanlış bilgi verildi. Türkiye'deki tüm anayasalar parlamenter sistem getirmediği belirtilirken 1921 ve 1924 Anayasalarının kuvvetler birliğine dayanan Meclis Hükümeti Sistemine sahip olduğu hatırlatılıyor. Raporda “Çok partili sistem kabul edildiğinde seçilen Cumhurbaşkanı'nın partisiyle bağlarını kesmesi ihtiyacı doğmuştur.” denilmesine rağmen 1946 yılında çok partili sisteme geçilmesinden 1960 darbesine kadar Cumhurbaşkanlarının partili olmaya devam ettiğine değinilmedi.