Lüksemburg’da toplanan Avrupa Birliği Dış İlişkiler Konseyinde bir araya gelen üye ülke bakanları, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde düzenlediği “Barış Pınarı Harekatı”nı hedef alan ve terör örgütü PKK/YPG’yi kollayan skandal bir bildiriyi kabul etti. Türkiye’nin güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek, bölgeye barış ve huzur getirmek amacıyla başlatılan Barış Pınarı Harekatı’yla ilgili sonuç bildirgesi yayımlandı. Bildirgede, “AB, Türkiye’nin tüm bölgede istikrar ve güvenliğe zarar veren askeri harekatını kınıyor” skandal ifadesine yer verilirken, sahadaki gelişmelerin aksine harekatın daha fazla sivile zarar vereceği kara propagandasına da imza atıldı. AB ülkeleri Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki çıkarlarına da dil uzatma cüretini gösterdi.
Avrupa Birliği (AB), “Türkiye, AB’nin çok önemli bir ortağı ve aynı zamanda Suriye krizinde ve bölgede kilit aktör. Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusundaki güvenlik kaygıları askeri yollarla değil, uluslararası insancıl hukuka uygun siyasi ve diplomatik yollarla giderilmeli” ifadeleriyle Türkiye’den teröre karşı operasyonunu durdurmasını talep etti.
Harekatın, Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde yürütülen siyasi süreci zora soktuğu ifade edilen bildirgede, DEAŞ Karşıtı Uluslararası Koalisyonun kazanımlarını da tehlikeye attığı gibi uydurma bir gerekçe de AB ülkeleri tarafından ortaya atıldı. Bildirgede, terör örgütü DEAŞ’ın hem Avrupa hem de Türkiye’nin güvenliğini tehdit etmeye devam ettiğinin altı çizilerek “DEAŞ Karşıtı Uluslararası Koalisyon bakanlar düzeyinde toplanarak mevcut durumda DEAŞ ile mücadelenin nasıl sürdürüleceğini ele almalı” çağrısı yapıldı.
Bazı AB üyesi ülkelerin Türkiye’ye silah ihracatını askıya aldığı anımsatılan bildirgede, AB Konseyinin ilgili çalışma grubunun bu hafta içinde üye ülkelerin tutumunu gözden geçirmek için toplanacağı duyuruldu. Bildirgede, “AB yerel halkların haklarının ihlal ya da göz ardı edildiği bölgelerde istikrar ve kalkınma yardımı sağlamayacaktır. AB, mevcut gelişmeler ışığında olası bir insani ve mülteci krizine cevap vermek için çabalarını sürdürecektir” açıklamasında bulunuldu.
AB ülkeleri Türkiye’nin uluslararası hukuktan doğan hakları çerçevesinde Doğu Akdeniz’de sürdürdüğü sondaj faaliyetleri için de skandal bir yaptırım kararı aldı. Üye ülke dışişleri bakanlarının Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetleriyle ilgili yayımladığı diğer bir bildirgede ise “AB Konseyi, Doğu Akdeniz’de yaşa dışı sondaj faaliyetlerinden sorumlu gerçek ve tüzel kişileri hedef alan kısıtlayıcı tedbirlerin devreye sokulması konusunda anlaştı. AB Konseyi, bu konu hakkında AB Yüksek Temsilcisi ve AB Komisyonunu hızlı biçimde bir teklif sunması için çağrıda bulunuyor” ifadelerine yer verildi.
Ortadoğu’da eski sömürgecilik günlerine dönmeye çabalayan ve bu amaçla Suriye’ye de özel kuvvetler askerlerini gönderen Fransa, Türkiye’nin terörü hedef alan operasyonu sonrası geri çekilme kararı aldı. AP’ye konuşan, ismi açıklanmayan bir Fransız diplomat, “ABD’nin bölgeden çekilmesinin ardından mecburen biz de askerlerimizi çekeceğiz” açıklamasını yaptı.
Önceki gece Fransız Cumhurbaşkanlığından yapılan bir açıklamada, “Bölgede bulunan Fransız askeri ve sivil personelinin güvenliğini sağlamak için önümüzdeki saatlerde önlemler alınacak” ifadelerine yer verilmişti. İngiltere’nin de Suriye’nin kuzeyindeki az sayıda özel kuvvet askerini çekeceği iddia edildi. İngiliz basınında yer alan haberlere göre İngiltere’nin bu kararında, ABD’nin bölgedeki 1000 kadar askerini geri çekme kararı etkili oldu. İngiliz Dışişleri Bakanlığı, bölgedeki İngiliz özel kuvvet askerlerinin mevcudiyetiyle ilgili soruları yanıtsız bırakıyor. Öte yandan İngiltere’nin, AB’nin Türkiye’ye silah ambargosu girişimine itiraz ettiği de ortaya çıktı. The Independent gazetesinin haberine göre, İngiliz hükümeti, bugün Brüksel’de yapılan AB Dış İlişkiler Konseyi Toplantısı’nda Türkiye’ye silah satışını durdurmaya yönelik girişime itiraz etti. İngiltere’nin bu tutumu, AB’nin bu konuda toplu karar almasına engel oldu.