Avrupa ülkeleri, nükleer tesislerin temiz enerji kaynaklarından sayılıp sayılmaması gerektiğini tartışıyor. Fransa ve Almanya’nın kendi kurulu gücüne göre taraf olduğu tartışmanın küresel enerji krizi ortamında nereye gideceği bilinmiyor. Bu ve benzeri birçok enerjiyi yönetme kavgasının çıkacağı ortamda, planlarını önceden yapan Türkiye, arz güvenliğini sağlamayı başardı.
Küresel çapta yaşanan enerji krizi arz güvenliğinin önemini bir kez daha ortaya koyarken, yaşanan arz-talep dengesizliği Avrupa’nın 2050 yılında karbon emisyonlarını sıfırlama planını sorgulamasına yol açtı.
Yeşil enerjiye dönüş planları, dünya genelindeki enerji kriziyle birlikte Avrupa Birliği ülkelerini ikiye bölerken, yenilenebilir enerjiye yönelik yatırımların yetersizliği nükleer enerjinin dönüşümde olup olmaması gerektiğine ilişkin tartışmaları başlattı.
TÜRKİYE ÖNLEMİNİ ÖNCEDEN ALDI
Avrupa’da yaşanan bu ikilem Türkiye’nin nükleer enerji alanında 2010 yılından itibaren başlattığı yatırım atağının ne kadar stratejik olduğunu da bir kez daha ortaya çıkarmış oldu.
Zira, AB ülkeleri her ne kadar çevreci politikalar konusunda bir çelişki yaşasa da enerji uzmanlarına göre derinleşen son kriz, nükleere karşı çıkan cephenin elini zayıflatıyor. Çünkü önümüzdeki süreç enerji arzını garanti altına alan ülkelerin öne çıktığı bir dönem olacak.
Yenilenebilir enerji kaynaklarına da yoğun bir şekilde yatırımını sürdüren Türkiye, kaynak çeşitliliğini koruyarak, küresel enerji krizinin derinleştiği ortamda arz güvenliğini sağlamayı hedefliyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un daha önce nükleer reaktörlerin bir kısmını kapatma yönündeki vaadinden dönmesi ve nükleer enerji üretimini artırmaya karar verdiklerini açıklaması, yeşil enerji kutuplaşmasındaki ilk çatlak oldu.
Fransa’nın yanı sıra Slovakya, Çekya, Bulgaristan, Hırvatistan, Polonya, Macaristan gibi ülkeler nükleer kaynakların da yeşil enerji kaynakları arasında yer alması görüşünde birleşiyor.
Almanya, İspanya, Danimarka gibi ülkeler ise nükleer enerji kaynaklarının kullanımına karşı çıkan cephede yer alıyor.
Küresel enerji kriziyle birlikte rekor kıran emtia fiyatları Fransa’nın başı çektiği nükleer enerji destekçisi grubun tezini güçlendiriyor.
Karbon salınımında en temiz nükleer
Dünyadaki toplam kapasitesi 393 bini aşan 443 nükleer reaktörün yaklaşık 105 bin megavatı (%26,7) AB ülkelerinde.
AB’nin toplam elektrik üretimindeki nükleerin payı ise %25 düzeyinde. Araştırmalara göre nükleer enerji, karbon salınımı bakımından en temiz enerji kaynaklarından biri.
1 milyar avroluk yeni reaktör inşaatı planını açıklayan Fransa’nın yanı sıra İngiltere’nin de nükleer enerjiyi net sıfır karbon emisyonu stratejisinin merkezine koyacağı öngörülüyor.
Kısa süre önce Fransa ve Polonya liderliğindeki 10 AB ülkesi nükleer enerjinin 2050 planları arasında olması gerektiğini savunan ‘Nükleer enerji çözümün bir parçası olmalı’ başlıklı makale yazdı.
Makaleye Bulgaristan, Hırvatistan, Çekya, Finlandiya, Fransa, Macaristan, Polonya, Romanya, Slovakya ve Slovenya ekonomi ve enerji bakanları imza attı.
#Avrupa
#Türkiye
#Fransa
#Almanya