Rusya-Ukrayna Savaşı’nda 10 ay geride kalırken, Türkiye’nin iki tarafla da bağını koparmayan diplomatik tutumu, krizlerde sorumluluk üstlenerek çözüme giden yolda rehber olması ve baskılara boyun eğmeyerek ülke çıkarları doğrultusunda hareket etmesi, uluslararası camiada hayranlık uyandırıyor. Batı’nın aksine Rusya ile ipleri koparmayan ancak Ukrayna’yı desteklemekten çekinmeyen Ankara’nın tutarlı politikası, Amerikan siyaset dergisi Foreign Policy’de değerlendirildi. Türkiye’nin NATO için vazgeçilmez bir ortak olduğu belirtilen “Türkiye NATO’nun Ukrayna Üzerindeki Pivot Noktası” başlıklı yazıda, Avrupalı ve ABD’li çok sayıda siyasetçinin bu konuda ortak bir kanıya sahip olduğu vurgulandı. Makalede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uyguladığı usta işi diplomasiyle hem Batı’yı hem de Rusya’yı kendisine bağladığı belirtildi.
Yazıda, Türkiye’nin savaşın başlangıcından itibaren takındığı stratejik pozisyonun hem kendisine hem de uluslararası camiaya büyük kazanımlar sağladığı ifade edildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Batı’dan ayrışarak Putin’le bağlarını koparmadığı kaydedilen analizde, “Çok sayıda ABD’li milletvekilinin yanı sıra Avrupalı siyasetçilerle de yapılan görüşmelere göre, üyeler, NATO’nun, Türkiye’nin varlığı olmadan yaşayamayacağı görüşünde birleşiyor. Ancak ortak kanı, Türkiye ile müttefik olmanın bir bedeli olduğu yönünde” ifadelerine yer verildi.
Çalışmada, Türkiye’nin baskılara aldırış etmeksizin kendi bağımsız ve milli çıkarları doğrultusunda hareket ettiği vurgulandı. Konuya ilişkin dergiye demeç veren NATO Avrupa güvenliği uzmanı Rachel Rizzo, “Bir bakıma hem Avrupa’nın hem de Rusya’nın Erdoğan’a ihtiyacı var. Bundan dolayı Erdoğan her zaman ülke çıkarlarını ön planda tutmayı başarabiliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin başarılı stratejisi sayesinde uluslararası toplumun büyük kazanımlar elde ettiği kaydedilen çalışmada, “Büyük Oyun’un büyük geleneğinde Erdoğan, Ukrayna için savaşan İngiliz ve Amerikan vatandaşları da dahil olmak üzere Rusya ile Ukrayna arasındaki esir takaslarına aracılık etti. Ukrayna tahıl ihracatının Karadeniz’deki Rus ablukasına rağmen, güvenli geçişine olanak tanıyan bir anlaşmaya ön ayak oldu” ifadelerine yer verildi. Erdoğan’ın görüşlerini paylaşmayanlar arasında bile saygınlık uyandırdığı kaydedilen raporda, “NATO’daki liderler Türkiye Cumhurbaşkanı’nı eleştirmekten kaçınmaya özen gösteriyor. Savaşın 10. ayına girerken, Erdoğan bu krizde sahip olduğu eşsiz gücü sergileyerek farklı görüşleri görmezden geliyor” değerlendirmesi yapıldı.
İsveç ve Finlandiya NATO’ya üyelik için Türkiye’nin onayını beklerken, Finlandiya basını Türkiye’nin talepleri konusunda kararlılığını ortaya koyan bir haber yayınladı. MTV Uutiset televizyon kanalının internet sitesinde yer alan haberde, NATO’dan ismi verilmeyen bir diplomatın görüşüne yer verildi. Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya kabulu için Türkiye’nin “terör örgütleri ile bağınızı kesin” talebinde ne kadar ısrarcı olduğu sorusuna diplomat, “ NATO’nun en büyük ülkesi olan ABD’nin dahi Türkiye’yi ikna edecek güce sahip olduğunu düşünmüyorum. Ödül veya ceza ile Türkiye’nin kolayca ikna edilmesi beklenmemeli. Böyle bir mucizevi güç Washington’da bile yok” dedi. Türkiye’nin kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiğine işaret eden diplomat, “ABD’nin baskısına rağmen Türkiye Rusya’dan uçaksavar füzeler (S-400) temin etti. ABD’nin karşı koymasına ve rağmen, Suriye’nin kuzeyindeki ABD müttefiklerine (PKK/YPG) operasyon düzenledi” sözlerini sarf etti.