|

Lozan Antlaşması'nı hiçe saydılar: Yunan hükümetinden Türklere yetki gaspı

Yunan hükümeti, Lozan Antlaşması'na rağmen Batı Trakya'daki Türk Azınlığın kendi okullarında söz sahibi olma hakkını yok saydı. Azınlık okullarının yöneticileri olan ve velilerin oylarıyla seçilmiş encümen heyetlerinin yetkilerinin Yunanistan tarafından yıllar içinde çıkarılan yasa ve kararlarla sınırlandırılmıştı. Yunan hükümetinin 2 Eylül'de Gümülcine'deki Celal Bayar Azınlık Ortaokul ve Lisesinde bu değişiklikleri encümen heyetlerine danışmadan gerçekleştirmesi büyük tepki çekti. Encümen heyetlerinin bu konudaki karar verme yetkisinin fiilen ellerinden alındığını ve azınlık okullarının idari süreçlerine yönelik etkilerinin sınırlandırıldığının altını çizen İskeçe Azınlık Ortaokulu ve Lisesi Encümen Heyeti Başkanı Ozan Ahmetoğlu, bu durumun azınlık toplumunu önemli derecede rahatsız ettiğini belirtirken Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD) Başkanı Hüseyin Baltacı da Yunanistan Eğitim Bakanlığının yıllardır süregelen okul kapatma ve sınırlandırma uygulamalarının, son 1 yılda kabul edilemez boyuta ulaştığını söyledi.

Seda Ekinci
10:29 - 11/09/2024 Çarşamba
Güncelleme: 10:39 - 11/09/2024 Çarşamba
Yunanistan hükümeti Lozan Antlaşması'nı hiçe saydı
Yunanistan hükümeti Lozan Antlaşması'nı hiçe saydı
Yunan hükümeti,
azınlık okullarının yöneticileri olan ve velilerin oylarıyla seçilmiş encümen heyetlerinin yetkilerini yıllar içinde çıkarılan yasa ve kararlarla sınırlandırılmıştı.

Komşu bu kez de Lozan Antlaşması'na rağmen Batı Trakya'daki Türk Azınlığın kendi okullarında söz sahibi olma hakkını yok saydı.

İskeçe Azınlık Ortaokulu ve Lisesi Encümen Heyeti Başkanı Ozan Ahmetoğlu, yaptığı açıklamada, bugüne kadar İskeçe ve Gümülcine'deki azınlık okulu müdürlerinin görev sürelerinin uzatılması veya değiştirilmesi gibi kararların encümen heyetlerinin görüşü alınarak yapıldığını vurgulayarak,
Yunan hükümetinin 2 Eylül'de Gümülcine'deki Celal Bayar Azınlık Ortaokul ve Lisesinde bu değişiklikleri encümen heyetlerine danışmadan gerçekleştirdiğini söyledi.

Böylece, encümen heyetlerinin bu konudaki karar verme yetkisinin fiilen ellerinden alındığını ve azınlık okullarının idari süreçlerine yönelik etkilerinin sınırlandırıldığının altını çizen Ahmetoğlu,
bu durumun azınlık toplumunu önemli derecede rahatsız ettiğini belirtti.

Karar Lozan'a aykırı

Bu kararın Lozan Antlaşması dahil Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan eğitim ve kültür anlaşmalarına da aykırı olduğunu dile getiren Ahmetoğlu, encümen heyetlerinin, bu sürecin dışında bırakılmak yerine eğitim yetkilileriyle diyalog içinde olmaları gerektiğini ifade etti.


Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği (BTTÖB) Başkanı Aydın Ahmet de bu uygulamanın hem ikili anlaşmalara hem de uluslararası hukuka aykırı olduğuna işaret etti.

Bu uygulamanın,
Türk azınlık toplumunun kendi okulları üzerinde söz sahibi olma hakkını ortadan kaldırma girişimi olduğunu vurgulayan Ahmet, bunun asla kabul edilemeyeceğini dile getirdi.

Hak gaspı yapıyorlar


Ahmet, şöyle devam etti:
  • "Bugüne kadar uluslararası ve ikili antlaşmaların bize tanıdığı eğitim haklarının elimizden zorla alınmasına gösterdiğimiz tepkilerin ne kadar yerinde olduğunu kanıtlayan yeni bir hak gaspı ile karşı karşıyayız. Hiçbir azınlık sorununda azınlığımızı muhatap almayan zihniyet artık hiçbir sakınca görmeden alenen hak gaspı yapmaktadır".

Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD) Başkanı Hüseyin Baltacı da Yunanistan Eğitim Bakanlığının yıllardır süregelen uygulamalarının, son 1 yılda kabul edilemez boyuta ulaştığını söyledi.

"İkili ilişkiler ve anlaşmaları olumsuz etkiliyor"

Baltacı,
"Bu yıkıcı zihniyet, Yunanistan'ın demokratik değerlerini, Lozan Antlaşması'nı ve Türkiye ile Yunanistan arasındaki ikili ilişkileri ve anlaşmaları olumsuz etkiliyor."
dedi.

Bu uygulamanın, Dışişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Kemal Bozay'ın 25 Temmuz'da Gümülcine Celal Bayar Azınlık Ortaokulu ve Lisesine yaptığı ziyaretin ardından,
Türk toplumuna yönelik baskıları artırmaya yönelik bir adım olduğunu vurgulayan Baltacı, tüm Türk okullarının kapatılmasının hedeflendiğini kaydetti.

Baltacı, sözlerini şöyle sürdürdü:
  • "Bu süreçte Batı Trakya Türk toplumu hak arama mücadelesinden asla vazgeçmeyecektir. Toplum, birlik ve beraberlik ruhu ile bu olumsuz yönetim mantalitesini tersine çevirmeyi amaçlamaktadır. Ortak bir duruş sergileyerek, temel hak ve özgürlüklerin korunması için kararlı bir şekilde mücadeleye devam edilecektir."

Türk okullarını kapatan komşuda asimilasyon hayali

Yunanistan Türklerin yoğun olarak yaşadığı Batı Trakya'da öğrenci yetersizliğini bahane ederek Türk okullarını kapatmaya devam ediyor.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi Genel Başkanı Çiğdem Asafoğlu, Batı Trakya'daki
Türk Azınlığın Yunanistan tarafından uzun yıllardır sistematik olarak ayrımcılığa uğradığının altını çizdi.
Asafoğlu, "
Öğrenci azlığı bahanesiyle eğitimi askıya alınan okullar da yeterli sayıda çocuk olduğunda tekrar açılmamaktadır. Yunanistan azınlık okullarının bitmesiyle birlikte azınlığın da biteceğini hesaplıyor. Bu sebeple azınlık okuluna giden azınlık çocuklarının devlet okullarına gönderilmesi istikametinde politikalar geliştirmektedir. Böylece hayalini kurduğu asimilasyonun geçekleşeceğine inanmaktadır."
dedi.

Eğitim alanındaki sorunlar:

Çift dilli azınlık anaokulları açılmasına izin verilmemesi:
Yunanistan’da 2007 yılında yapılan mevzuat değişikliği uyarınca, ilkokul öncesi anaokulu da zorunlu hale getirilmiş ve bu değişiklik, 2011-2012 eğitim-öğretim yılından itibaren azınlık okulları için de uygulamaya konulmuştur. Ancak,
soydaşlarımızın Lozan’dan kaynaklanan eğitim hakları çerçevesinde Türkçe de eğitim almalarını sağlayacak çift dilli anaokulu açılması talepleri, Yunan makamlarınca 2011 yılından bu yana cevapsız bırakılmaktadır.
Yunan devletinin Azınlık çocukları için açmış olduğu, sadece Yunanca eğitim veren anaokulları mevcuttur.
Bu okullarda Yunan öğretmenler görev yapmakla birlikte 2018 yılı itibariyle pilot uygulamayla Yunan anaokullarında “tercüman” sistemine geçilmiştir.
Bu uygulamada Yunan anaokullarında Türk soylu öğretmen sınıfa tercüman olarak dahil edilmektedir. Bilimsel çalışmalarla uyuşmayan bu uygulama ile Türk azınlığın çift-dilli anaokulu talebinin önü kesilmek istenmektedir. Nitekim, Azınlık kuruluşlarının 2011 yılından itibaren kendi imkanlarıyla özel anaokulu açma talepleri Yunanistan Eğitim ve Din İşleri Bakanlığına birçok kez iletilmiş, ancak bu talepler karşılık görmemiştir.

Azınlık okullarının kapatılması ve birleştirilmesi:
Yunan Hükümetinin idari reform çalışmaları kapsamında, 2011 yılından bu yana
Batı Trakya’daki Türk Azınlığa ait onlarca ilkokul kapatılmış ve/veya birleştirilmiştir.
Bu uygulama, soydaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı, azınlık okuluna ihtiyaç duyulan başka yerlerde azınlık okulu açılmasına olanak sağlamamıştır.
Yunan tarafı bunun “kapatma” değil, öğrenci yetersizliğinden dolayı “askıya alma” uygulaması olduğunu iddia etmekte; soydaş veliler ise azınlık öğrencilerinin Yunan devlet okullarına gönderilmesini amaçlayan bir adım olarak görmektedirler. Bu çerçevede, azınlık ilkokullarının sayısı giderek azalmaktadır.
Azınlık okullarının yetersizliği ve yeni azınlık okullarının açılışına izin verilmemesi:
Batı Trakya’da her yıl Azınlık ilkokullarından mezun olan 1000 kadar öğrencinin devam edebileceği, biri Gümülcine (Celal Bayar Azınlık Ortaokulu-Lisesi ), diğeri İskeçe’de (İskeçe Azınlık Ortaokulu-Lisesi) olmak üzere sadece iki Azınlık ortaokulu-lisesi mevcut olup, söz konusu okulların fiziki koşulları ihtiyaca cevap vermemektedir.
İki Azınlık ortaokul ve lisesinin fiziki kapasite yetersizliğinden dolayı, soydaş öğrencilerin önemli bir kısmı zorunlu olarak Yunan ortaokul ve liselerine devam etmektedir. İskeçe Azınlık Ortaokulu-Lisesi’nin tümüyle yeni bir binaya ihtiyacı vardır. Azınlığın yeni azınlık okulu açma talebi karşılanmamaktadır.

Azınlık okullarında nitelikli öğretmen ihtiyacı:
2002-2003 eğitim-öğretim yılından bu yana azınlık ilkokullarında,
Türkiye’deki öğretmen okullarından mezun soydaşlarımızın görevlendirilmesine Yunanistan tarafından izin verilmemektedir.

Ülkemizdeki Eğitim Fakültelerinden mezun soydaş öğretmenlerin yerine alternatif öğretmen kadrolarının oluşturulması amacıyla Yunanistan’da 1968 yılında cunta yönetimi tarafından Selanik Özel Pedagoji Akademisi (SÖPA) kurulmuştur.
SÖPA’da verilen formasyonun yetersizliği azınlık okullarında verilen eğitimin kalitesini de olumsuz yönde etkilemiş, bu nedenle BTTA’nın sözkonusu akademiye yönelik uzun yıllar süren tepkisinin ardından 2014 yılında SÖPA kapatılmıştır.
Ayrıca,
1952 ve 1955 yıllarında iki ülke Dışişleri Bakanlıkları arasında yapılan mektup teatilerine istinaden, Batı Trakya’daki Türk azınlık okulları ile ülkemizdeki Rum azınlık okullarında karşılıklı olarak görevlendirilen 35 kontenjan öğretmeninin sayısı, Yunanistan tarafından 1991 yılından itibaren aşamalı olarak azaltılarak 16’ya düşürülmüştür.
Azınlık okullarında yeterli sayıda nitelikli öğretmenin görev yapmasına izin verilmemesi, eğitim kalitesinin de düşmesine neden olmaktadır.

Azınlığın Okullarını Yönetme/Denetleme Özerkliğinin Gözetilmemesi: Lozan Barış

Antlaşmasının Azınlık için öngördüğü eğitim özerkliği uyarınca velilerden müteşekkil Encümen Heyetlerinin (öğrenci veli derneklerinin) okulların yönetiminden sorumlu olması gerekirken, Azınlık ilkokullarındaki her türlü müfredat ve idari kontrol, uygulamada Yunan devletindedir.
Encümen Heyetlerinin, okulların kurulmasında, Türkçe ders öğretmenlerinin seçiminde ve müfredatın belirlenmesinde sahip olduğu yetkiler zaman içerisinde aşındırılmıştır.
Okullara atanan Yunan müdür yardımcıları, okulların gözetiminde belirleyici rol üstlenmeyi sürdürmektedir.

#Yunanistan
#Türk okulları
#Lozan Barış Antlaşması
6 gün önce