Londra Belediye Başkanı Sadık Khan, geçen hafta başlayan ve ülke geneline yayılan ırkçı şiddet olaylarına ilişkin The Daily Telegraph'a çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Khan, Müslüman olarak İngiltere'de en üst düzeydeki bir pozisyonda bile güvende hissetmediğini söyledi.
Londra Belediye Başkanı, kendi kontrolü altındaki Londra'da bile huzursuz olduğunu ve bu hafta başkentteki düzensizliklerin ardından olayların 'sıkı şekilde önlenmesi' gerektiğini belirtti.
Ayrıca Londra polisinin, hafta sonu daha fazla kargaşa olabileceği konusunda uyarıda bulunduğunu hatırlattı.
Çocukluğundan beri ilk kez Müslüman olarak kendini 'güvensiz' hissettiğini söyleyen Khan, olaylar sırasında bazı İngiliz basın kuruluşlarının bir dizi saldırısının hedefi olduğunu belirtti.
Bu durumun, belediye başkanı olarak içinde bulunduğu durumu daha da zorlaştırdığının altını çizen Khan, "Bunların çoğu, Müslüman olduğum için" dedi ve ekledi:
Polis yetkilileri, Khan'ın güvenlik endişelerinin farkında olduklarını ve bu durumu ciddiyetle ele aldıklarını belirtti.
İngiltere'nin Southport kasabasında 29 Temmuz'da 17 yaşındaki saldırgan, üç çocuğun öldüğü, sekizi çocuk 10 kişinin yaralandığı bıçaklı saldırı gerçekleştirdi.
Sosyal medyada saldırganın kimliğiyle ilgili yayılan spekülatif haberler sonucu Southport'taki ırkçı ve yabancı düşmanı gruplar polisle çatışarak Southport İslam Toplumu Camisi'ne taşlı saldırı düzenledi. Burada polisle de çatışan faşist gruplar, çok sayıda polisin yaralanmasına neden olurken polis minibüsünü de ateşe verdi. Southport'taki olaylar nedeniyle 53 polis ve üç polis köpeği yaralandı, beş kişi gözaltına alındı.
Bu şiddet olayları, 2 Ağustos'ta ülkenin doğudaki Sunderland'e sıçradı. Kentteki Masjid-e Anwaar-e Madinah Camisi'nin dışında toplanan kalabalık polisle çatıştı. Kalabalık, kentteki polis karakolunu ateşe verirken bazı kamu kuruluşlarını da yakmak istedi. Yaşananlar nedeniyle üç polisin yaralandığı kentte 10 aşırı sağcı gözaltına alındı.
Sunderland'le aynı gün Hartlepool, Liverpool, Glasgow ve Dover'de de aşırı sağcılar, kent meydanlarında ve camilerin önlerinde toplandı.
3 Ağustos'ta Bristol, Hull, Blackpool, Stoke-on-Trent ve Blackburn'ün de aralarında bulunduğu yaklaşık 20 İngiliz kentiyle Kuzey İrlanda'nın başkenti Belfast'taki dört farklı noktada ırkçı gruplar sokaklara indi. Bu kentlerde göçmenlere ait iş yerleri, camiler, polis araçları ve çevik kuvvet memurlarına saldıran 92 kişi gözaltına alındı.
4 Ağustos'ta Weymouth, Middlesbrough ve Rotherham kentlerinde toplananlar, yine göçmenleri ve Müslüman toplumu hedef aldı. Rotherham'da sığınmacıların kaldığı otelin önünde bir araya gelen aşırı sağcılar, binaya taş ve sandalye gibi yabancı maddeler attı.
Bu kentlerde ırkçı ve yabancı karşıtı gruplar, yer yer karşıt görüşlü gruplar, dini ve ticari yapıları korumaya çalışanlarla da karşı karşıya geldi. Özellikle Hull ve Stoke-on-Trent'te iki faşist eylemcinin bıçaklandığı haberi, olayların şiddetlenmesine neden olurken polis, bu haberlerin yalan olduğunu duyurdu. Blackpool ve Manchester'da eylemlerin sona ermesi çağrısı yapan polis, yeniden toplanmayı da yasakladı.