Yanlı anketlerin, dev şirketlerin, medyanın ve Hollywood'un baskısına rağmen ABD seçim sandığından Donald Trump çıktı. 228'e karşı 279 delegeye ulaşan Cumhuriyetçi Trump, Demokrat rakibi Clinton'ı açık ara mağlup etti. Balkon konuşmasında Trump, "Tüm uluslarla iyi geçineceğiz" dedi.
ABD'de yapılan başkanlık seçimi Cumhuriyetçi aday Donald Trump'ın kesin zaferiyle sonuçlandı. Demokratların adayı Hillary Clinton'un kazanacağına ilişkin aylardır yayınlanan anketler ve yoğun medya propagandasına rağmen ABD'liler sandıkta 'Trump' dedi. 279 delegeye ulaşarak 45. ABD Başkanı olan Trump'ı Hillary Clinton ve Barack Obama da arayarak tebrik etti. Clinton'ın delege sayısı 228'de kaldı. ABD seçimlerinde adaylardan birinin başkan olabilmesi için 538 seçici kurul delegesinden 270'ini garantilemesi gerekiyor. Clinton'un yüzde 47,2 oyuna karşılık yüzde 48 oranında oy elde eden Trump, önümüzdeki 4 yıl boyunca başkanlık koltuğunda oturacak. Trump, 20 Ocak 2017'de yapılacak yemin töreninin ardından görevine başlayacak. Ülkede 58. başkanlık seçimleriyle birlikte 100 üyeli Senatonun 3'te 1'i (34 üye), 435 üyeli Temsilciler Meclisinin ise tamamı değişti. Senatoda Cumhuriyetçiler Demokratlara 52'ye 48 üstünlük sağlarken, Temsilciler Meclisinde ise Cumhuriyetçiler 240, Demokratlar ise 195 vekil sayısı elde etti.
Medya çark etti
Sonuçların kesinleşmesinin ardından Trump, dün öğleye doğru New York'ta zafer konuşması için seçmenlerinin karşısına çıktı. “Dünyadaki en güçlü ekonomiye sahip olacağız. Aynı zamanda diğer tüm uluslarla iyi geçineceğiz" diyen Trump, rakibi Clinton'ın çok çalıştığını belirterek “Bu ülkeye yaptığı hizmetler dolayısıyla kendisine minnet borcumuz var" ifadesini kullandı. Birlik mesajları veren Trump, “ABD için bölünmüşlüğün yaralarını sarma ve biraraya gelme zamanı. Cumhuriyetçiler ve Demokratlar olarak tekrar biraraya gelmemiz gerek. Bütün Amerikalıların başkanı olacağıma söz veriyorum. Rehberliğiniz ve yardımınızla ülkemizi tekrar bir araya getirmek için size elimi uzatıyorum. Ülkemizi ve hayallerimizi yeniden inşa edeceğiz" diye konuştu.
Şimdi FETÖ düşünsün
ABD başkanlığına seçilen Trump, Obama'dan Beyaz Saray ve başkanlık koltuğunun yanısıra nükleer silahların şifrelerini de devralacak. 'Başkanın acil müdahale çantası' ya da 'futbol topu' olarak adlandırılan çanta, sürekli ABD başkanının yakınında bulunan bir askeri yetkili tarafından taşınıyor. Trump ayrıca ocak ayından itibaren başkanlık uçağı Air Force One, helikopteri Marine One, 'dünyanın en güvenli arabası' olarak nitelenen 'The Beast'i de kullanmaya başlayacak. Trump'a bütün bunların dışında akıllı telefon da verilecek ancak bu telefon, dinlemelere karşı önlem için çok da 'akıllı' olmayacak.
Seçimleri Donald Trump'ın kazanacağı anlaşılınca Demokrat Parti adayı Hillary Clinton bir süre ortadan kayboldu. Seçmenlerine seslenmekten vazgeçen Clinton, Trump'ı arayarak tebrik etti. Fetullahçı Terör Örgütü'nün desteklediği Clinton, 50 eyalette yaşadığı hüsranın ardından ilk açıklamasını ancak dün akşam saatlerinde yaptı. Oldukça üzgün olduğu gözlenen Clinton, "Trump'u tebrik ettim. Ülke adına kendisiyle çalışabileceğimi söyledim. Seçimi kazanamadığımız için üzgünüm. Milyonlarca Amerikalı gibi hayal kırıklığına uğradım. Bu durum can sıkıcı. Donald Trump başkanımız olacak ve ona ülkeyi yönetme şansı vermek zorundayız" dedi.
Donald Trump delege sayısı ve oy oranlarına bakıldığında ülkenin iç kesimlerindeki eyaletlerin büyük bir kısmında başarıya ulaşırken rakibi Clinton ise ABD'nin kıyı kesimlerindeki oyları aldı. Bu sonuçlarla ortaya çıkan haritalar, akıllara AK Parti'nin Türkiye'de aldığı oyları getirdi. Son yapılan 1 Kasım seçimleri de dahil hemen hemen tüm seçimlerde AK Parti, iç kesimlerdeki oyların çoğunu kazanmış, CHP ise ancak kıyı kesimlerinde varlık gösterebilmişti.
ABD seçimleri anket şirketlerinin de hezeyanına sahne oldu. Son hafta yayınlanan en az 10 anketin 9'unda Clinton'ın kazanacağı öngörüsünde bulunan anketlere rağmen seçimleri Trump kazandı. Clinton ile birlikte seçimin en büyük kaybedeni olarak gösterilen anket şirketleri, güven düzeyi bakımından büyük yara aldı. Anketlerde tek yanılmayan Los Angeles Times gazetesi ile Güney California Üniversitesi (USC) oldu. Anket şirketlerinin dışında medya organları da 45. başkan olarak Clinton'u gösteriyordu. CNN ve MSNBC gibi haber kanallarının yanısıra Washington Post ve New York Times gibi ülkenin önde gelen gazeteleri neredeyse Clinton'ın zaferini ilan etmişti. Hatta medyanın büyük bölümü, Clinton'un Obama'dan nasıl bir miras alacağı, nasıl bir başkan olacağı yönünde analizlere başlamıştı. Ancak Amerikan halkı, tıpkı anket şirketleri gibi ana akım medyayı da ters köşeye yatırdı.
ABD'nin 45. Başkanı Donald Trump, 60 yıl aradan sonra siyasi kariyeri olmadan koltuğa oturan ilk isim oldu. 3,6 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zengin 400 işadamı arasında gösterilen Trump, 70 yaşında başkanlık koltuğuna oturarak ABD tarihinin en yaşlı başkanı unvanını alacak. New York'ta 14 Haziran 1946 tarihinde Frederick ve Mary MacLeod Trump'ın beş çocuğunun dördüncüsü olarak dünyaya gelen Trump, Alman asıllı Amerikalı işadamı Frederick Trump'ın torunu. Trump, emlakçı babasının da teşvikiyle gençlik yıllarından itibaren emlak dünyasına merak saldı. 1968'de Pennsylvania Üniversitesi Ekonomi bölümünden mezun olan Trump, 1971'de babasının şirketinin kontrolünü aldı ve şirkete 'Trump Organizasyon' adını verdi. Şirketin merkezini Manhattan bölgesine taşıyan Trump, yaptığı otellerle kısa sürede adını duyurdu.
2004 yılında Amerikan NBC kanalında 'Çırak' (The Apprentice) adlı programı yapmaya başlayan Trump, şov dünyasında da şöhretini artırdı. ABD'de İslamofobik söylemleri nedeniyle eleştirilen Trump, 2016 yılında 'güç ideolojisiyle sağladığı barış tezinin; radikal İslam, DEAŞ, nükleer güç sahibi İran ve komünist Çin'e karşı caydırıcı silah olarak kullanılması' nedeniyle Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterildi, ancak ödülü kazanamadı. Daha önce iki evlilik yapan ve 2005 yılından beri Melania Trump ile evli olan Trump'ın 5 çocuğu bulunuyor. Trump'ın başkan yardımcısı adayı Mike Pence ise Indiana Valisi olarak görev yapıyordu.
Göçmenlere yönelik dışlayıcı tutumuyla bilinen fakat bir Alman göçmeni dedenin torunu olan Donald Trump, aynı zamanda göçmen bir de eşe sahip. Trump'ın Slovenya kökenli eşi Melania Trump, 10 yıl önce aldığı vatandaşlık umudunu 'Yeşil Kart'la (Green Card) yakaladı. ABD'ye Ekim 1996'da turist vizesiyle gelen, 2001'de kalıcı oturum için 'sıradışı nitelikli göçmen' statüsünde 'Yeşil Kart' almaya hak kazanan Melania Trump, 1970 yılında Slovenya'nın Sevnica kentinde, eski Yugoslavya'da komünist bir ailede doğdu. 16 yaşında mankenlik yapmaya başlayan Melania, Ljubljana'daki eğitiminin ardından moda sektöründe isim yaptı. Birçok ünlü magazin dergisinin kapağına poz veren Melania'nın, Ines isminde bir kız kardeşi ile hiç tanışmadığı üvey bir erkek kardeşi bulunuyor. 46 yaşındaki bayan Trump, 1825-1829 yılları arasında ABD'nin Altınca Başkanı John Quincy Adams'ın İngiltere doğumlu eşi Lousia Adams'tan sonra Beyaz Saray'a girecek ülke dışında doğan ikinci First Lady oldu. Eşiyle Eylül 1998'de New York'taki bir moda partisinde tanışan Melania Trump, 2004 yılında Donald Trump ile nişanlandıktan bir yıl sonra Florida'da evlendi. 2005 yılındaki törene Hillary-Bill Clinton çifti de katılmıştı.
ABD'deki seçimlerde Somali kökenli İlhan Ömer, ülkenin ilk başörtülü milletvekili oldu. Demokrat Parti'li Ömer (34), ülkedeki başkanlık seçiminin yanı sıra Kongre'nin iki kanadı Senato ve Temsilciler Meclisi için de yapılan seçimde, Minnesota'dan milletvekili seçildi. Somali göçmeni Ömer, 'yetenekli bir idareci' olarak tanınıyor.
Donald Trump, söylemleri nedeniyle birçok ünlü ve siyasetçinin hakarete varan sözlerinin hedefi oldu. Başkanlık ihtimali bazı siyasetçiler tarafından 'endişe verici, ulusal felaket, ciddi tehdit' olarak nitelendirilen Trump, sanat çevreleri tarafından da kıyasıya eleştirildi, hatta Alman Nazi lideri Adolf Hitler ile kıyaslandı. Meksika Cumhurbaşkanı Enrique Pena Nieto, seçim kampanyalarında Meksika'dan yasadışı göçü engellemek için bu ülkeyle ABD arasına duvar çekeceğini, yapılacak duvarın parasını da Meksika'dan isteyeceğini dile getiren Trump'ı, Hitler'e benzetmişti. 'Irkçılık, yabancı ve kadın düşmanlığıyla' sıklıkla suçlanan Trump'a en ağır hakaretler ise sanat dünyasından gelmişti. Amerikalı şarkıcı ve oyuncu Cher, Trump'ın başkan seçilmesi durumunda çareyi Jüpiter'e taşınmakta bulacağını belirtti; sonuçlar açıklandığında Trump'ı 'intikamcı ve korkak' olmakla suçladı. Oscar ödüllü aktör Robert De Niro ise Trump için 'pervasız aptal, domuz, köpek, serseri' demişti.