Ege'nin kilit sorunu EGEAYDAAK: Ada ve adacıkların Türkçe isimleri acilen ilan edilmeli

Hasan Hız
08:0817/09/2020, Perşembe
G: 18/09/2020, Cuma
Yeni Şafak
Adalar Denizi'inde Türkiye filli durum yaratarak, hukuki boşlukları doldurabilir.
Adalar Denizi'inde Türkiye filli durum yaratarak, hukuki boşlukları doldurabilir.

Ege'de hukuki statüsü belirsiz olan ada ve adacıklar, Türkiye ile Yunanistan arasında uzun yıllardır devam sorunlardan biri. Uzmanlar bu adaların isim ve statüsünün 1923 Lozan ve 1947 Paris antlaşmalarında belirlenmediğine dikkat çekerek, "Dışişleri Bakanlığı, bu adaların Türkçe isimlerini acilen ilan etmeli. Yunanistan bu adalarda sadece egemenlik iddiasında bulunmuyor, aynı zamanda silahlandırıyor. Meis yakınlarındaki Kara Ada ve Fener Adası, Keçi adası, Hurşit adası, Koyun adası, Eşek adası bu adalardan birkaç tanesidir" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye ile Yunanistan arasında Ege ve Doğu Akdeniz'de yaşanan sorunların temelinde kıta sahanlığı, kara suları, hava sahası ve statüsünü belirsiz olan adalar konusu var.

Yunanistan hükümeti, Türkiye ile kıta sahanlığı dışında hiçbir sorunun olmadığını mevcut diğer sorunların kıta sahanlığından kaynaklandığı öne sürerek, müzakere etmeyi reddediyor.

EGE'NİN KİLİT SORUNLARINDAN BİRİ

Yunanistan'ın diplomasiyi reddettiği kilit konuların başında EGEAYDAAK yani '
Egemenliği Antlaşmalarla Yunanistan’a Devredilmemiş Ada, Adacık ve Kayalıklar'
sorunu bulunuyor.

TÜRKİYE GÜÇLENDİKÇE SORUNLARI MASAYA GETİRİYOR

Yeni Şafak'a değerlendirmelerde bulunan Rumeli Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi'nden Hasan Özkan, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki haklarını savunmaya Libya anlaşması ile başladığına dikkat çekerek, "Ankara artık Yunanistan’ın diğer hukuksuzluklarını, uluslararası anlaşmaları ihlallerini de masaya getirmeye başlıyor" dedi.

ADALAR YUNANİSTAN'A AİT DEĞİL, STATÜSÜ BELİRSİZ

Ege'de statüsü belirsiz olan ve Yunanistan'a devredilmeyen ada, adacık ve kayalıklar sorununun bulunduğunu belirten Özkan, "1923 Lozan Antlaşması ve 1947 Paris Antlaşmasında isimleri belirtilmemiş olan ada, adacık ve kayalıklar Yunanistan’ın egemenliğine veya kullanım hakkına geçmemiştir. Nitekim geçmiş dönemlerde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, İçişleri Eski Bakanı Şükrü Kaya dahil olmak üzere yetkililer Türkiye’nin bu ada ve kayalıklarda Osmanlı Devletinin halefi olarak Türkiye Cumhuriyetinin egemenliğinin devam ettiğini vurgulamıştır." diye konuştu.

"BUZ DOLABININ BİR ÖMRÜ VAR, BU SORUN ARTIK KOKMAYA BAŞLADI"

Türkiye'nin uzun yıllar boyunca Yunanistan ile ilişkilerini bozmamak ve iyi komşuluk ilişkilerinin devam ettirmek istediğini söyleyen Özkan, "İsmail Cem döneminde iyi ilişkilerin tesis edilmesi bile bu gibi ihtilaflı sorunların buzdolabına konması ile mümkün olmuştu.
Teşbihte hata olmaz derler, her buzdolabının bir ömrü vardır ve bu da artık bozulmuş, içindeki ihtilaflı sorunlar da kokmuştur
.
Bu kokuyu, yani bu yükü artık Türk Milleti taşımak zorunda değildir. Bu sorunların çözüme kavuşturulması gerekiyor, milletin beklentisi de bu yöndedir." dedi.

YUNANİSTAN STATÜSÜ BELİRSİZ ADALARI SİLAHLANDIRIYOR

Yunanistan'ın uluslararası hukuku ve antlaşmaları ihlal ettiğine dikkat çeken Özkan, EGEAYDAAK sorununa ilişkin şu ifadelere yer verdi:

"EGEAYDAAK’ların sadece üzerine çıkıp bayrak dikme yarışına girmekle kalmayan Yunanistan, ayrıca buraları da askerileştirmiş ve silahlandırmıştır. Kızılhisar (Meis) adasının yanındaki Kara Ada ve Fener Adası, Keçi adası, Hurşit adası, Koyun adası, Eşek adası bu adalardan birkaç tanesidir.

  • Bunun yanı sıra ayrıca Yunanistan, askerden arındırılmış statüde olması gereken 12 adalar tabir ettiğimiz 23 adayı daha askerileştirmiş ve silahlandırmıştır. Nitekim Türkiye bugün Yunanistan’ın Sakız adasında tatbikat yapacağı navtex’ine karşılık bir navtex yayınlayarak Lozan antlaşmasına göre Sakız adasının gayrı askeri statüsünün bozulduğunu resmen ilan etmiştir.

Bunun dışında Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu’nun da belirttiği gibi Batı Trakya Türklerinin sorunlarının da gündemde olduğunu belirtmek isterim. Yunanistan, EGEAYDAAK ve 12 adalarda olduğu gibi Batı Trakya’nın da hukuki statüsünü ihlal etmiş, oradaki Türklerin özerklik haklarını gasp ederek Sevr antlaşmasını bozmuş, ve bölgenin Neuilly antlaşmasındaki devletsiz bölge konumuna dönmesini sağlamıştır. Bunlar Yunanistan’ın tavırlarına ve bize karşı seçtiği yola istinaden aşama aşama dile getirilecektir diye düşünüyorum.

"TÜRKİYE ARTIK ESKİ TÜRKİYE DEĞİL"

Türkiye artık eski Türkiye değil demiştik, masada ve sahada gücünü gösteren Türkiye provokasyonlara gelmeden, zamanında Hatay meselesinde olduğu gibi konuyu masada çözmek adına kendinden emin adımlarla ilerlemektedir. Devlet Bahçeli’nin Cumhur ittifakı ruhuyla adalar konusunda hükümete destek vermesi, 9 Eylül’de İzmir’de Ülkü ocaklarının 12 adalar için yürümesi ve yaptığı açıklama asla tesadüf değildir. Ben yakın zamanda 12 adalar konusunda hukuki statünün Türkiye’nin lehine sonuçlanması için TBMM’nin adım atacağını düşünüyorum. Böyle milli bir mesele ortada iken TBMM’nin bu konuya eğilmemesi düşünülemez, milli bir mutabakat mutlaka yayınlanacaktır."



"TÜRKİYE SAHADA ZORLAYICI FİİLİ DURUMLAR YARATMALI"

Bence vatandaşlarımız müsterih olsunlar ve aceleci olmasınlar, Hatay’ın anavatana katılması 1 senede olmamıştır. Bu konu diplomasinin yoğun çaba sarf edeceği bir konudur. Şu anda öncelik Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ın maksimalist tezlerinin hatalı olduğunun Dünya kamuoyuna anlatılmasına verilmiştir. Zira önce onların tezleri çürümeli, sonrasında bizim tezlerimiz kabul görmelidir. Türkiye bu diplomasi mücadelesinden zaferle çıkacaktır fakat bunu zorlayıcı diplomasi yöntemlerinin mutlaka izlemesi gerekecektir. Uluslararası hukuktan doğan hakkını Türkiye kullanmalı ve sahada Yunanistan’ı zorlayacak fiili durumları da yaratmalıdır.

Ancak bu şekilde EGEAYDAAK ve 12 adalar sorunu çözülebilir ve Türkiye ile Yunanistan arasında yeniden güven ve barış iklimi tesis edilebilir."



#Türkiye
#Yunanistan
#Türkçe
#Ada
#EGEAYDAAK
#Doğu Akdeniz
#Hasan Hız
#Yeni Şafak