Doğu Akdeniz'de yaşanan son askeri gerilimler, 1960 yılından bu yana Yunanistan tarafından silahlandırılan adaları yeniden gündeme getirdi. Uluslararası hukuka göre gayri askeri statüde yer alması gereken adalar, Türkiye'nin ulusal güvenliği için bir tehdit durumunda. Türkiye'nin bu konuda atabileceği adımlar olduğunu söyleyen Uluslararası Hukuk Profesörü Selami Kuran, "Bu adaların silahsızlandırılması için Yunanistan'a resmi anlamda bir süre verilmesi gerekir. Bunun süresini devlet tayin eder. Süre verilmesine rağmen gayri-askeri statüye dönülmesi için Yunanistan gerekli somut adım atmıyorsa, Türkiye 'nin BM Şartının 51.maddesi kapsamında güvenliği doğrudan tehdit altında olacağından bireysel meşru müdafaa hakkı gündeme gelebilir" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye ile Yunanistan arasında Doğu Akdeniz'de devam eden gerilimin merkezinde hukuki statüsü tartışmalı adalar, kıta sahanlığı, silahlandırılan adalar gibi konular bulunuyor.
Dünya kamuoyunda son dönemde hidrokarbon rezervleri ile gündeme gelen Doğu Akdeniz, son gelişmelerle birlikte bir güvenlik sorunu haline geldi.
TÜRKİYE'NİN GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE ATIYOR
Yunanistan hükümetinin Doğu Akdeniz'de maksimalist hak taleplerine ek olarak, 1960 yılından bu yana gayri askeri statüde bulunması gereken adaları silahlandırması Türkiye'nin güvenliğini tehlike atıyor.
Marmara Üniversitesi Uluslararası Hukuk Profesörü Selami Kuran, Türkiye'nin atabileceği adımları Yeni Şafak'a değerlendirdi.
TÜRKİYE YUNANİSTAN'A SÜRE TANIYABİLİR
Yunanistan'ın özellikle Lozan ve Paris Barış Antlaşmalarını ihlal ettiğine dikkat çeken Kuran, şunları söyledi:
"SOMUT ADIM ATILMAZSA MEŞRU MÜDAFAA HAKKI DOĞAR"
TÜRKİYE AKDENİZ İÇİN DİPLOMATİK BİR KANAL AÇMALI
ADALARIN STATÜSÜNÜ TARTIŞMAYA AÇMALI
Prof. Dr. Selami Kuran ayrıca, Türkiye'nin tartışmalı ve silahlandırılan adalarla ilgili atacağı adımların olduğunu söyledi:
- "İkinci önemli husus. Yunanistan'ın gerek 1923 Lozan Barış Anlaşması'nın adaların statüsüne ilişkin gerekse, 1947 Paris Antlaşması'nda adaların İtalya'dan alınarak Yunanistan'a verilmesine ilişkin sistematik şekilde gayri askeri statüyü ihlal etmesi nedeniyle, bunların uluslararası platformda dile getirmesi gerekir.
- Türkiye'nin tezlerini açık olarak, ortaya konması lazım. Uluslararası kamuoyu bunu çok da iyi bilmiyor. Biz devlet olarak bile 1995-1996 yılından sonra bu 152 ada meselesini tam incelemeye aldık."