Birleşik Arap Emirlikleri’nin Washington Büyükelçisi Yusuf El-Uteybe’nin medyaya sızan e-postaları, 15 Temmuz Darbe Girişimi'nin arından karanlık yapıyı ortaya çıkardı. Maillere göre BAE ve İsrail destekli Demokrasi’yi Savunma Vakfı, Türkiye karşıtı kampanyaların hem finansörü hem de uygulayıcısı. Öne çıkan isimler ise Yusuf el-Uteybe ile birlikte, Muhammed Dahlan, FDD Başkanı Mark Dubowitz ve baş danışmanı John Hannah.
Global Leaks adlı hacker grubunun, Washington’un güçlü ve karanlık isimlerinden Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Büyükelçisi Yusuf el-Uteybe’nin e-posta hesabını hacklemesi ile 15 Temmuz Darbe Girişimi'nin arkasındaki uluslararası konsorsiyum ifşa oldu. Birleşik Arap Emirlikleri'nin başını çektiği konsorsiyumda İsrail lobisinin desteklediği think-tank kuruluşu Demokrasi’yi Savunma Vakfı (FDD) bulunuyor. Söz konusu konsorsiyum FETÖ’yü medya gücü ve finansal olarak destekledi. Gerçek Hayat dergisi de Ocak 2016’da yayınladığı bir makale ile Birleşik Arap Emirlikleri’nin, Yaser Arafat’ın ölümünden sorumlu tutulan El-Fetih üyesi Muhammed Dahlan’a Erdoğan’ı devirme işini ihale ettiğini ortaya çıkarmıştı. Uteybe’nin hacklenen mail hesabı, Türkiye’ye yönelik karanlık konsorsiyumdaki girift ilişki ağını da açığa çıkartıyor. Medyaya sızan belgelerde BAE Büyükelçisi Uteybe ile Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtı FDD yetkilileri arasından su sızmadığı ortaya çıktı.
Gerçek Hayat dergisinin 18-24 Ocak tarihli sayısında Sinem Köseoğlu imzasıyla yayınlanan, “Erdoğan’a çokuluslu darbe planı” başlıklı kapak dosyasında, Birleşik Arap Emirlikleri’nin, Ortadoğu’nun en kirli adamı olarak bilinen Muhammed Dahlan aracılığıyla, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik bir darbe girişimine hazırlandığını ortaya çıkarmıştı. Haberde, önce Arap medyası, ardından Türk medyası üzerinden terör desteklenecek, organizasyonu ise Dahlan'ın yapacağına yer verilmişti. Haberde, Türkiye’ye yönelik 4 ayaklı kaos planı da açığa çıkartılmıştı. Buna göre Erdoğan aleyhine yürütülecek kampanya ayakları şöyle belirlenmişti;
- 1. Arap medyası ve muhalif Türk medya tarafından Erdoğan’la ilgili kötü algı oluşturma ve yayma.
- 2. Türkiye’deki Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisi muhaliflerine destek verme, finansal destek sağlama.
- 3. Türkiye’de kaosun yayılması, güvenliğin zedelenmesi ve Erdoğan’a karşı ayaklanmalar olması adına PKK’ya destek verilmesi.
- 4. Ordu içinde Erdoğan ve Ak Parti’ye muhalif askeri liderlere destek verme.
15 Temmuz darbe girişimi, söz konusu kaos planının dördüncü ayağı idi. Dahlan ve hamisi BAE, 15 Temmuz‘dan sonra da FETÖ ile Türkiye’ye karşı operasyon çekmeye devam etti. FETÖ’nün gerçekleştirdiği 15 Temmuz darbe girişimi sonrası, örgütün lideri Fetullah Gülen Al Ghad adlı Mısır kanalına konuşarak Batı’dan hükümeti devirmesini istemişti. Al Ghad’ın ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’a komplo kurmakla görevlendirilen Muhammed Dahlan’a ait olduğu ortaya çıkmıştı.
Uteybe’nin medyaya sızan e-postalarında sıklıkla görüştüğü kişilerden, İsrail lobisinin desteklediği Demokrasiyi Savunma Forumu (FDD) adlı düşünce kuruluşunun başkanı Mark Dubowitz ve baş danışman John Hannah ile yakın ilişki içinde olduğu görülüyor. 15 Temmuz öncesi, yine BAE tarafından fonlanan Foreign Policy (FP) dergisinde, John Hannah, Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik akıl dışı iddialarda bulunduktan sonra, Türkiye’de “askeri darbe”yi savunmuştu. Hannah’ın makalesi 15 Temmuz’dan yalnızca bir ay önce 16 Haziran’da FP’de yayınlanmıştı. 15 Temmuz sonrası Uteybe ve Hannah’ın e-posta yazışmaları da sızdırılan belgeler arasında yer aldı. İkili yazışmalarında, BAE ve FDD’yi 15 Temmuz darbe girişimi ile ilişkilendiren bir haberden bahsederken, Hannah, Uteybe'ye “sayın Büyükelçi sizinle birlikte anılmaktan onur duydum” ifadelerini kullanıyor.
Sızan bir başka güncel e-postada ise Dubowitz’in ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Ed Royce ile Türkiye’ye karşı yeni bir komplo hazırlığında olduğu görülüyor. Royce’a “Türkiye’nin önemli bir NATO müttefiki olduğu göz önüne alındığında, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilişkilerimizde doğru yaklaşım nedir?” sorusunu soran Dubowitz, Dahlan’ın planına benzer, medya silahını öne çıkartan başka bir hazırlığa işaret ediyor: “Sosyal medya, televizyon, radyo vs. medyada bir platformumuz olmalı ve bu platformda Türkiye’de hak ve özgürlüklerin durumu hakkında tartışmalar düzenlenmeli. (Türkiye’de) Özgürlüğün olmamız gerektiği ölçüde güçlü ve net bir savunucusu olmadık.”