Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin, ortak basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kremlin Sarayı'nda baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Rusya'da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, şahsına ve heyetine gösterdiği sıcak ve samimi misafirperverliği için Putin'e teşekkür etti.
Putin ile Türk ve Rus iş dünyasıyla bir araya geldiklerini anımsatan Erdoğan, "Yatırım fırsatlarını ele aldık. Bu toplantımızın, iş çevrelerinin sorunlarının çözümlerine ve ticaret hacmimizin istediğimiz noktalara ulaşmasına vesile olacağına inanıyorum." dedi.
Rusya'da yaklaşık bin 300 Türk girişimcinin bulunduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Temelini geçtiğimiz yıl Sayın Putin ile attığımız Akkuyu Nükleer Santrali inşaatı hızlı şekilde devam ediyor. TürkAkım deniz bölümü tamamlandı, kara bölümü için de çalışmalar devam ediyor, bu yıl sonuna kadar onu da bitirmiş olacağız. Ülkelerimiz arasındaki beşeri ve kültürel ilişkilere de büyük önem atfediyoruz. Vatandaşlarımız arasındaki bağların güçlenmesi amacıyla 2019 yılını Rusya ile karşılıklı 'Turizm ve Kültür Yılı' ilan ettik. Etkinlikler, bu akşam Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafından Bolşoy Tiyatrosunda sahnelenecek Troya Operası ile başlayacak. Yıl boyunca icra edilecek kültür sanat programlarıyla devam edecek." ifadelerini kullandı.
Türkiye'ye 2018'de 6 milyon Rus turistin geldiğini belirten Erdoğan, "Kültür ve Turizm Yılı etkinlikleriyle bu rekorun 2019'da kırılacağına inanıyorum. Vize serbestisi sağlanması hususunda gereken adımların süratle atılması gerekiyor, bu görüşmeleri de yaptık, öyle zannediyorum ki kısa bir süre içerisinde bu adımlar da atılmış olur. Bunu da değerli dostum sayın Putin ile ayrıntılı bir şekilde ele aldık." dedi.
Görüşmelerinde, Suriye ve diğer bölgesel konulara ilişkin fikir alışverişinde bulunduklarını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
İki ülke arasındaki ticaretin milli paralarla yapılması konusunun hangi aşamada olduğuna ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, "Türkiye-Rusya ilişkileri içerisinde yerli ve milli para konusu bizim bu görüşmelerimizin zaten en önemli maddesini oluşturuyor ve bu peyderpey artarak devam ediyor ama şu anda istenilen noktada dersek doğru olmaz, henüz istenilen noktada değil." karşılığını verdi.
Türkiye ve Rusya arasındaki ticaret dengesinin Rusya lehine olduğunun hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun çok açık ve net ortada olduğunu söyledi.
Türkiye'nin doğal gaz ihtiyacının neredeyse yüzde 50'ye yakın bir kısmını Rusya Federasyonu'ndan karşıladığını anımsatan Erdoğan, ticaret hacminin bu denli Türkiye aleyhine olmasının buradan kaynaklandığını ifade etti.
Tüm meselenin buradaki kalemlerin taraflara ne kazandıracağı olduğunu ve buna bakılması gerektiğine işaret eden Erdoğan, "Daha çok ihtiyacımızı nasıl karşılıyoruz biz ona bakacağız." dedi.
Doğal gazın Türkiye için hayati olduğunu, 81 ilde ve 922 ilçenin yarısından fazlasında doğal gazın ulaştığını belirten Erdoğan, hedeflerinin ilçelerin tamamına doğal gazı ulaştırmak olduğunu vurguladı.
TürkAkım Projesi'nde denizden geçiş ve karaya ulaşmanın bittiğini hatırlatan Erdoğan, "Şimdi bir de kara olayı var ki bu da bize düşen önemli bir adım. İnşallah bunu da yıl sonuna kadar bitirmenin gayreti içerisinde olacağız." diye konuştu.
Savunma sanayisinde Rusya Federasyonu ile iş birliğinin önem arz ettiğini aktaran Erdoğan, "Bu konuda da adımlarımızı attık, atıyoruz ve şu an itibarıyla bütün özlemimiz bir an önce yerli ve milli paraya da geçmektir." ifadesini kullandı.
İdlib mutabakatının yerine getirilemediğine ilişkin bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib'in Suriye'nin can damarlarından bir bölge olduğunu vurgulayarak, "Burası, herhangi bir boşalma halinde gelecekleri yer, diğerleri gibi Türkiye olacak. Bizim için hassas bir bölge... Bu hassasiyeti sebebiyle de burada Rusya Federasyonu'yla müşterek çalışmamız var. Özellikle de gerek oradaki koruma amaçlı yaptığımız çalışmalar var, gerekse burada da maalesef bazı terör örgütlerinin olması sebebiyle işimiz tabii kolay değil." diye konuştu.
Türkiye'nin elinden geleni yaptığını belirten Erdoğan şöyle devam etti:
"Aynı şekilde Rusya Federasyonu elinden geleni yapıyor. Rejim de kendine göre bazı çalışmaları yürütüyor. Bütün bunlarla beraber biz, İdlib'de şu an itibarıyla atmamız gereken adımları attık, atmaya da devam edeceğiz. Çünkü geri dönmemiz mümkün değil. Onun için de bizim gerek Savunma Bakanlığımız, Rusya Federasyonu'nun Savunma Bakanlığı, burada alt gruplar karşılıklı olarak bu çalışmaları sürdürüyorlar, sürdürmeye de devam edeceğiz. Burada sadece İdlib yok, hala çözülememiş olan bir Münbiç de aynı şekilde söz konusu.
Fırat'ın doğusunun bu tehdidi taşıdığına işaret eden Erdoğan, burada da en önemli adımın Astana Süreci olduğunu söyledi.
Türkiye, Rusya ve İran'ın dayanışmasının devam ettiğini kaydeden Erdoğan, "Bu sürecin içerisinde Ürdün baştan itibaren vardı. Buna diğer bazı ülkelerin de katılabileceği istikametinde aramızda bugün görüşmeleri de yaptık." bilgisini verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir basın mensubunun "İki ülke hem terörle mücadelede hem de Suriye'deki siyasi geçiş sürecinde ne tür adımları atmayı planlıyor?" sorusuna şöyle cevap verdi:
"Şu anda bu attığımız adımlar içerisinde İdlib ile ilgili sürece baktığımızda buradaki kararlığımız aslında netice vermiyor dersek, yanlış olur. Belli neticeleri burada aldık alıyoruz. Birkaç ay önce İdlib'de durum çok çok farklıydı, herkes artık buradan taşınmaya başlamıştı. Şimdi tam aksine herkes İdlib'e geri dönmeye başladı. Ama bu, bizi memnun ediyor mu, hayır. Zira yine içerideki sıkıntılar kısmen de olsa devam ediyor. Ama oralar da bir Cerablus, El Bab haline gelebilir. Orada nasıl şimdi sükunet hakimse, orada da aynısı olabilir. Hatta Afrin nasıl şu anda sükun bulduysa, daha sakin bir hale geldiyse, artık herkes evlerine, okuluna dönmüşse, gençler artık kendi aralarında futbol maçlarını oynar hale gelmişse, biz istiyoruz ki bir an önce İdlib'de de bu duruma kavuşalım, ulaşalım. Bunun için çalışmalarımızı sürdürüyoruz ama bunların tamamiyle terörden arındırılmış olması lazım."
Terörün hangi cenahtan gelirse gelsin terör olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bunlara karşı da tavrımızı çok açık net bugüne kadar koyduk, koymaya da devam edeceğiz. Bu kararlığımız devam ediyor." şeklinde konuştu.
Asıl amaçlarının Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumak olduğunu belirten Erdoğan, "YPG'nin Tel Rıfat'ta oluşturmaya çalıştığı terör eylemlerine biz fırsat vermeyeceğimizi hep söyledik. YPG bizim için çok açık, net bir terör örgütüdür. Her zaman bunu söylüyoruz. Bu terör örgütüyle biz Afrin'de de mücadele ettik. Aynı şekilde buralarda da bu mücadelemizi sürdüreceğiz." dedi.
YPG'nin, PKK'nın yan kolu olduğuna işaret eden Erdoğan, "Bunu, biz gayet iyi biliyoruz. Bütün belgeleriyle, her şeyiyle elimizde bunlar zaten mevcut. Bunu böyle bildiğimiz halde, biz YPG'yi terör örgütü değildir, diye bakamayız. Böyle bir şey söz konusu değil. Üzerine üzerine de bunların gidiyoruz, gideceğiz. Yakaladıklarımız, yakalamakta olduklarımız, hepsini biliyoruz. Afrin'deki vermiş olduğumuz o mücadelede, YPG'nin bütün hücrelerine varıncaya kadar, her şeyi zaten kayıtlarıyla çıkardık. Bunlar elimizde, bunları da gayet iyi biliyoruz. Tel Rıfat, bunlardan müstağni değildir." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye ve Rusya'nın "Egemenliği kayıtsız şartsız milletine ait iki ülke" olduğunu ve egemenlik hakları üzerinde birilerinin tasarrufta bulunmasına asla fırsat veremeyeceğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"O zaman millet olamayız, o zaman devlet olamayız. Bizim bağımsız bir devlet olmamızın, bir bağımsız millet olmamızın altında bu yatmaktadır dolayısıyla da attığımız adımlarda, aldığımız kararlarda bu incelik vardır. Üçüncü taraflar atacakları adımları herhalde bize sorarak atmıyorlar. Biz de dolayısıyla atacağımız adımları önce kendi içimizde değerlendirmelerini yaparız, istişarelerimizi yaparız ondan sonra da adımlarımızı atarız. Bu, enerjide böyledir, bu, savunma sanayinde böyledir, bu, ülkenin kendine ait savunma ihtiyaçlarını giderirken atacağı adımlarda da böyledir.
ÜDİK kapsamında iki ülke ilişkilerine dair çok sayıda konuyu derinlemesine istişare ettiklerini belirten Putin, "Görüşmelerimizde ikili ekonomik ilişkilerimizi ayrıca değerlendirdik. Türkiye ve Rusya yatırım fonları arasında da bugün 1 milyar dolarlık ortak yatırım fonu oluşturuldu." ifadesini kullandı.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde çalışmaların devam ettiğini aktaran Putin, "Projede ilk ünitenin, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılında 2023’te devreye alınmasını öngörüyoruz." diye konuştu.
TürkAkım doğal gaz boru hattı projesinin de planlandığı şekilde devam ettiğini vurgulayan Putin, "Projede deniz kısmı ile kara kısmının kaynak çalışmaları tamamlandı. Türk tüketiciler yıl sonuna kadar buradan doğal gaz alabilecekler. Daha sonrasında da Rus gazının Avrupa’ya gönderilmesi için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Putin, Türkiye ve Rusya arasında S-400 dahil olmak üzere askeri-teknik alanda da iş birliğinin arttığına işaret ederek, "Türkiye ile ekonomi ve bölgesel güvenlik konusunda bütün zorluklara rağmen oldukça verimli bir iş birliği yürütüyoruz. Kültürel ve beşeri alanlardaki iş birliğimizi de ele aldık. Türkiye, Rus turistlerin gözdesi haline gelmiş durumda. Türkiye’nin Rus vatandaşları için sağladığı güvenli tatil imkanı bu alandaki gelişmelere önemli katkı sağlıyor." ifadelerini kullandı.
Rusya’nın Türk vatandaşlarına yönelik uyguladığı vize konusunun da ÜDİK kapsamında ele alındığını belirten Putin, "Tır şoförlerinin yanı sıra, hizmet pasaportuna sahip vatandaşların da vizesiz rejimden faydalanması kararını aldık." dedi.
Suriye’de iş birliğinin büyük önem arz ettiğini anlatan Putin, "Türkiye, Rusya ve İran, Astana formatı çerçevesinde hep beraber iş birliğine devam edecekler. Önemli olan sahadaki duruma yoğunlaşmak, Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu’nun 2254 sayılı kararı çerçevesinde siyasi süreci aktif hale getirmektir. Anayasa komitesinin faaliyetlerine başlamasına katkı sağlamamız gerekiyor." diye konuştu.
Konuşmasında, Türkiye ve Rusya arasında İdlib’e ilişkin varılan "Soçi mutabakatına” da değinen Putin, şunları kaydetti:
"İdlib’in istikrara kavuşması için elimizden geleni yapacağız. Burada terörün kökünü kurutmamız gerekiyor. Soçi’deki bütün anlaştıklarımızı hayata geçiremedik. Ama bu sorun çözülür. Daha önce iki ülke savunma bakanları görüşmelerinde bu konuyu istişare etmişti. Bu konuda bir ilerleme kesinlikle söz konusu. Bütün terör merkezlerinin tasfiye edilmesi gerekiyor. Barışçıl sürecinin sağlanması için bütün sorunları birlikte çözmemiz gerek."
Rusya ve Türkiye arasındaki ticaretin daha dengeli olması için çalıştıklarını aktaran Putin, "Ancak ticaretimizin bütün alanlarında durumun Rusya’nın lehine olduğuna söylemek yanlış olur. Doğal gaz konusunda, fiyatlar Gazprom’un kendi iradesi dışında, piyasa şartları doğrultusunda oluşuyor. Rusya her zaman fiyat ve hacim konusunda tüm yükümlülüklerini yerine getiriyor. Bu da Türkiye ekonomisini geliştirmek açısından sağlam temeller oluşturuyor." ifadelerini kullandı.
Putin, Türkiye ve Rusya’nın, ekonomik bağımsızlıklarını temin etmek için ellerinden geleni yaptıklarını belirterek, "Ödemelerimizde milli paraların daha fazla kullanılması gündeme geldi. İkili ekonomik ilişkilerimizin daha da katkı sağlayacaktır. İki ülkenin sosyal yaşamına da daha fazla katkı sağlayacaktır. Türkiye ile birlikte milli paralarla ticaret dahil, ekonomik bağımsızlığımızı temin etmek için elimizden geleni yapıyoruz." diye konuştu.