Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) Libya'da terör örgütü lideri Hafter'e sadece Sudan ve Çad'dan değil Batılı ülkelerden de paralı asker sağladığı Birleşmiş Milletler (BVM) raporuna girdi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) Libya Yaptırım Komitesi, Dubai merkezli iki şirketin, Hafter'in Trablus'u ele geçirmesine destek olmak için ülkeye kısa süreliğine Batılı paralı askerler gönderdiğini bildirdi. ABD merkezli yayın organı Bloomberg'in ulaştığı BMGK Libya Yaptırım Komitesinin gizli raporunda, yabancı paralı askerlerin Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki (BAE) serbest bölgelerde kayıtlı ''Lancaster 6 DMCC'' ve ''Opus Capital Asset Limited FZE'' şirketleriyle bağlantılı oldukları belirtildi.
Paralı askerlerin Haziran 2019'da iyi finanse edilen özel askeri şirket adına Hafter'e destek için Libya'ya gittikleri ifade edilen raporda, raporun içeriği hakkında konuşan ve isminin açıklanmasını istemeyen iki diplomat ise ''Opus'' ve ''Lancaster 6'' şirketlerinin Hafter güçlerini helikopter, insansız hava aracı ve siber yollarla desteklediğini söyledi. Diplomatlar, raporda bahsedilen Batılı paralı askerlerin, BM tarafından tanınan, ''Türkiye'nin destek verdiği Libya hükümetine silah sevkiyatını sofistike operasyonla helikopter ve botlarla durdurmayı vadettiklerini'' belirtti.
Güney Afrika vatandaşı Steve Lodge liderliğindeki yaklaşık 20 kişilik ekibin Haziran 2019'un sonlarında Libya'ya geldiği ve birkaç gün sonra aniden botlarla Malta'ya gittiğine dikkati çekilen raporda, BM uzmanlarının bu ani çekilmenin nedenini belirleyemediği kaydedildi. Batılı paralı askerlerle ilgili bilgiye de yer verilen haberde, ''Lancaster 6'' nın Avustralyalı eski hava kuvvetleri pilotu Christiaan Durrant tarafından yönetildiği belirtildi.
Libya'ya 6 eski askeri helikopter gönderildiği ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin Hafter'e gizli hava köprüsü yoluyla silah temin ettiği bildirilen raporda, ocak ayı başlarında silah taşındığı iddiaları üzerine BM uzmanlarının en az 37 uçuşa dair soruşturma yürüttüğü bilgisi paylaşıldı.Raporla ilgili bilgi veren diplomatlar, söz konusu uçuşların askeri teçhizatın teslimatını gizlemek için BAE, Kazakistan ve İngiliz Virgin Adaları'na kayıtlı karmaşık şirket ağı tarafından gerçekleştirildiğini ifade etti.
Öte yandan Libya hükümeti Başkanlık Konseyi Üyesi de olan Eğitim Bakanı Muhammed Ammari Zayid, resmi sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı yazılı açıklamada, Hafter'in başkent Trablus'a saldırısına "iş birlikçi şekilde katılan BAE'nin, Libya'nın egemenliğini hiçe sayarak ülkenin topraklarında askeri üs kurduğu ve Libyalıları havadan attığı bombalarıyla öldürdüğüne" işaret etti. Zayid, BAE'nin "darbeci güçlere, silah, mühimmat ve paralı askerlerin yanısıra sağladığı siyasi, mali ve medya desteğiyle" Libya'daki meşru hükümeti devirmeye çalıştığını söyledi. Abu Dabi yönetimini "savaş durumundaki ve saldırgan devlet" şeklinde tanımlayan Zayid, "Emirlikler'in cezasını vermekteki yersiz itidal, ülkesi için canını veren şehitler pahasına olacaktır." ifadelerini kullandı. Zayid, üyesi olduğu Başkanlık Konseyi ve Libya hükümetinin tüm unsurlarını, "BAE ile ilişkileri tamamıyla sonlandırmak" için olağanüstü bir oturum düzenlemeye davet etti. Libya hükümetinin tüm dış temsilcilikleri, bakanlıkları ve kurumlarının, BAE'nin uluslararası alanda peşine düşmesi ve hukuki mercilere başvurması gerektiğine işaret eden Zayid, Libya ordusu ve diğer tüm güvenlik birimlerinin Emirlikler'e "düşman ülke gibi muamele etmesi" çağrısı yaptı.
Ortadoğu'nun çıbanbaşı Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), sadece Libya'da değil Mağrip bölgesinin diğer ülkelerine karşı da çeşitli darbe girişimleri gerçekleştirdi ancak başarısız oldu. Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed'in yönetiminde BAE, Tunus, Cezayir, Fas ve Moritanya gibi ülkeler üzerinde "karşı devrim"leri destekleyen bir güç mücadelesine girişti. BAE, medyası, finansal ve hatta askeri gücüyle Arap Baharı'nın kaleleriyle mücadele için büyük bir enerji harcadı. Büyük oranda Mısır, Yemen ve Libya'ya odaklanan BAE, coğrafi olarak kendisinden uzak Mağrip ülkelerinden Tunus, Cezayir, Fas ve Moritanya'da da yıkıcı ve istikrarsızlaştırıcı politikalarını uyguladı. BAE, Arap Baharı sürecinde demokratik açılımlar yapan Fas, Tunus ve Cezayir'de kontrolü sağlamak ve mutedil İslami hareketlere karşı savaşmakta zorlanmasının ardından söz konusu ülkelerde nüfuzunu artırabilmek ve söz konusu hareketlerin iktidara gelmesini engellemek için yatırımlar yaptı, siyaset ve medyadaki bazı etkin isimleri destekledi. BAE politikasında önemli olanın, ülkelerin yıkılışı değil, İslamcıların iktidara ulaşmasını sağlayacak dürüst bir demokratik sistem tarafından yönetilmemesi olduğu anlaşılıyor.