T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 18 TEMMUZ 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Taha KIVANÇ

Savaşın şifreleri

İnternet kullanıcıları yıllardır sürdürdüğüm uygulamadan haberdar: Bir yazıya atıfta mı bulunuyorum, bir rapordan veya araştırmadan mı söz ediyorum, yazıya, rapora, araştırmaya ulaştıracak linki o cümlenin içine yerleştiriyorum. Gazete okurlarının altı çizili olarak gördükleri sözcükler, internete girildiğinde kaynağa ulaştıran link halini alıyor.

Dün burada verdiğim linke gidenler raporu görüp hayrete düşmüşlerdir. Institute for Advanced Strategic and Political Studies adlı kuruluşun "2000'e Doğru İsrail'e Yeni Bir Strateji" çizmek için oluşturduğu çalışma grubunun hazırladığı 'A Clean Break' adlı rapor, İsrail'in açtığı savaşın şifrelerini çözüyor çünkü. İsrail'in bugün yaptığı, on yıl önce kaleme alınmış raporun neredeyse harfi harfine uygulanması...

İlginçtir, raporun altına imza koyanların çoğu İsrailli değil, ABD'de üst düzey sorumluluk taşımış insanlar bunlar: 'Karanlıklar Prensi' lâkaplı Richard Perle'ü kim tanımaz? En son Amerikan Savunma Bakanlığı'nda (Pentagon) görevliydi; Irak Savaşı'nın mimarlarındandır... Douglas Feith da Bush'un Pentagon'da görevlendirdiği ekibin önemli adamlarındandı; İsrail nâmına casusluk yapan Larry Franklin olayında istifasına kadar müsteşar olarak çalışmıştı. David Wurmser Başkan Yardımcısı Dick Cheney'in Ortadoğu danışmanı.

Raporun diğer imzacıları (James Colbert, Charles Fairbanks, Jr., Robert Loewenberg, Jonathan Torop, Meyrav Wurmser) da Cumhuriyetçi Parti politikalarına ve yönetimine yakın bilinen akademisyenler...

Okuyanlar fark etmiştir; raporu kaleme alanlar, dönemin İsrail başbakanı Benjamin Netanyahu'ya o güne kadar uygulanan 'barışçı politikaları terk etmesi' aklını veriyorlar. Raporun adı olan 'A Clean Break' (köklü bir kopuş) bunu anlatıyor zaten...

Gerçi yazarların çoğu İsrailli değil, ama raporda "Biz İsrail'de yaşayanlar" demekten kendilerini alamıyorlar. "İsrail ne yapmak istiyor?" diye soranların bu raporu (tabii bugünkü Kulis'le birlikte dünkünü de) dikkatle okumalarında yarar var.

Bakalım ne demişler: "Dört yıl boyunca 'Yeni Ortadoğu' anlayışı üzerine oturan bir 'barış' için çaba sarf ettik. Mâsum olmayan bir dünyada, biz İsrail'de yaşayanlar, dışarıda mâsumları oynayamayız. Barış, düşmanlarımızın karakteri ve davranışına bağlıdır. Biz kırılgan ülkeler ve yıkıcı rekabetin hüküm sürdüğü tehlikeli bir mahallede yaşıyoruz. Bir Yahudi devleti kurma çabasıyla onu yok edecek 'barış için topraktan vazgeçme' arasında gidip gelerek sergileyeceğimiz moral zihin karışıklığı 'şimdi barışı' getirmeyecektir. Toprağın bizim olduğu iddiası -tam 2000 yıldır umutla sarıldığımız iddia- meşru ve onurludur. Ne kadar tâviz verirsek verelim, tek taraflı bir barışa kendimiz ulaşamayız. Arapların hiçbir şart ileri sürmeden haklarımızı kabulü, özellikle de toprak boyutunu kabulü, yani 'barış için barış', gelecek için en sağlam temeldir."

Bu kadar işte.

'Köklü kopuş' raporu, sunulduğu Başbakan Netanyahu'ya, böyle bir barışa ulaşmanın yolunun 'sürekli savaş'tan geçtiğini pek güzel anlatmış. Netanyahu'nun ya cesareti yetmedi, ya da vakti; raporda verilen aklı şimdi Ehud Olmert uyguluyor. Hem de noktası ve virgülüne kadar...

Rapordan bir başka okuma parçası size: "Netanyahu hükümeti yeni fikirlerle işbaşına geliyor. Kendisine 'devlette devamlılık esastır' aklını verenler de çıkacaktır, ama İsrail tam bir köklü kopuş fırsatını yakalamış bulunuyor; bütünüyle yeni bir zihnî temele oturan bir barış süreci ve stratejisi oluşturabilir. O zihnî temel, hem stratejik inisiyatifi ele geçirmeyi sağlar, hem de ulusa Siyonizmi yeniden inşa etmek için mümkün olan her enerjiyi kullanmayı getirir."

'Strateji' ile neyi kast ettiklerini de, raporun yazarları, üç başlık altında özetlemişler:

1. Türkiye ve Ürdün ile yakın çalışarak en tehlikeli tehditleri kuşat, istikrarını boz ve ez. Bu, 'kapsamlı barış' geleneksel sloganından köklü bir kopuş ve 'kuvvetler dengesi' (balance of power) üzerine dayalı geleneksel strateji konseptine geçiş anlamını taşır.

2. Filistinlilerle ilişkilerin doğasını değiştir, kendini koruma amacıyla Filistin bölgesinin her yerine 'sıcak tâkip' hakkını ele geçir ve Arafat'ın Filistin toplumu üzerindeki tam hâkimiyetine alternatifler geliştir.

3. ABD ile kendine güveni, olgunluğu, karşılıklı ilgilere dayalı stratejik işbirliğini vurgulayan yeni bir ilişki biçimi geliştir, Batı'ya özgü değerlerini ön plana çıkar. İsrail bunu ancak ekonomik reformu da engelleyen dış yardımı sona erdirecek ciddi adımlar atarsa gerçekleştirebilir.

Hâlâ "İsrail bu ikili cepheyi neden açtı?" diye soruyor musunuz?

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi