T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 29 MART 2006 ÇARŞAMBA | ||
|
Hangi kıtada olursa olsun, şehirlerin çekim merkezi olmaları, dünyanın en erdemli şehiri Medine'yi kendilerine örnek olarak almalarına bağlıdır. Medine kendisinde evrensel doğrularla birlikte bütün güzelliklerin dile geldiği eşsiz bir örnektir. Her şehir onun güzelliklerinden izler taşır. Dünyanın herhangi bir şehirinde Medine'nin rengine boyanan güzellikler öne çıkarsa, orada Medine'nin sınır tanımayan doğrularının da ağırlık kazandığı görülür. Medine Uhut Dağı'nın eteklerinde dağ ve cami ile şehir ve çarşının eşsiz bir uyum ve düzen içinde elele verdiği bir şehirdir. Medine'de dağ şehirle ve çarşı da camiyle bütünleşmiştir. Medine'yi ziyaret eden, onu erdemli şehirlerin zirvesine çıkaran, kutsal kültürün, son ve en büyük Peygamberi'ni hayattayken görmüş gibi olur. Medine'nin her köşesi, O'nun zengin dünyasını bugüne taşır. Medine'nin simgesi, eski ve yeni kısımlarıyla birbirini bütünleyen Peygamber mescididir. Osmanlı döneminin zarif ve güzel yapısı yanında, yeni ilaveler sönük kalmaktadır. Büyük Peygamber'in evinin üzerinde yükselen, kendine özgü muhteşem yeşil kubbe ve minareleri Medine'nin her yerinden görülür. Medine'yi görenler, İslam'ın ana kaynaklarının ne kadar zengin ve ne kadar güçlü olduğuna şahit olurlar. Altıyüzlü yılların başında büyük sahabi Eyüp el Ensari, erdemli şehir Medine'nin güzelliklerini İstanbul'a taşımıştır. Eyüp İstanbul'un İstanbul da Anadolu'nun Medine'sidir. İstanbul'u fethederek, Osmanlı Devleti'nin yeni başşehri ilan eden Fatih'in ilk işi, Medine'de Son Peygamber'i hicretin ilk günlerinde evinde misafir eden güzel Sahabi'nin türbe ve camisini inşa ettirmek olmuştur. İstanbul'un gerçek Fatihi Eyüp Sultan'dır. Fatih İstanbul'da Eyüp'e ayrı bir önem vererek, Eyüp'ü "Medine Toprağı" kılmıştır. Eyüp'ün Medine toprağı olduğunun bilincinde olan başarılı Belediye Başkanı Ahmet Genç ve gayretli Kültür Müdürü İrfan Çalışan'ın öncülük yaptıkları "Eyüp Sohbetleri"nin ilk programına konuşmacı olarak katıldım. Başta Eyüp'ün kültür sevdalısı kaymakamı Salih Karabulut olmak üzere, ilçenin diğer yöneticilerinin soru ve katkılarıyla, Eyüp'ten tarihin derinliklerine doğru uzun bir yolculuk yaptık. Osmanlılar döneminde Üsküdar nasıl Kabe toprağı kabul edilmişse, Eyüp de kutlu Medine toprağı olarak görülmüştür. Bu yüzden, Osmanlı yönetiminde Fatih'ten sonra gelen sultanların hayatında Eyüp Sultan'ın vazgeçilmez bir yeri vardır. Onunla Peygamber şehiri Medine'nin Cennet bahçelerinden bir bahçesi de İstanbul'a taşınmıştır. İstanbul Eyüp Sultan'la İstanbul olmuştur. Anadolu insanı, İstanbul'dan Avrupa'ya açılmıştır. Eyüp Sultan İstanbul'un İstanbul da Anadolu ve Rumeli'nin ümit ve güven kaynağıdır. Onun türbesinde okunan Kur'an ve camisinde okunan ezan Osmanlı coğrafyasında yaşayan bütün Müslümanların en büyük hayat kaynağı olmaya devam etmektedir. Anadolu insanının yeniden üç kıtaya açılmasında, öncülüğü geçmişte olduğu gibi, yine Eyüp Sultan'lar yapacaktır. Eyüp Sultan'lar olmadan şehirler Medine'ye dönüşmez.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |