T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
G Ü N D E M 25 MART 2006 CUMARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

'15 Gün'lük gözaltı ısrarı

Celalettin Cerrah'ın gözaltı süresini 4 günden 15 güne çıkarma talebine Emniyet Genel Müdürlüğü'nden destek geldi. Sivil toplum örgütleri ise bu isteği 'kaygı verici' olarak değerlendiriyor

Evin
Göktaş

İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'tan sonra dün de Emniyet Sözcüsü İsmail Çalışkan, gözaltı süresinin uzatılması gerektiğini açıkladı. Gözaltı süresinin uzatılmasında ısrarlı davranan polis, AB uyum yasaları ile getirilen 4 günlük gözaltı sınırının 'suçluların yakalanması ve suçların aydınlatılması' için yeterli olmadığını savunarak 15 güne çıkarılmasını istiyor. Polisin bu talebine karşı çıkan sivil toplum örgütleri 15 günlük gözaltının AB uyum yasaları ile elde edilen kazanımlarda geriye adım olacağını belirtiyorlar.

GENEL MÜDÜRLÜKTEN DESTEK

Emniyet Sözcüsü Çalışkan, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın gözaltı süresinin uzatılması, üst arama yetkisi ve DNA örnekleri alınması konusundaki açıklamasıyla ilgili görüş belirtirken, "İstanbul çok büyük bir kent. Cerrah da bu kentin güvenliğinden sorumlu bir emniyet müdürü. Gözaltı konusundaki görüşüne katılıyoruz" dedi.

Çalışkan, bu konularda güvenlik güçlerinin yetkisinin arttırılması için kanun, gerekiyorsa Anayasa değişikliği yapılabileceğini belirterek, gözaltı süresinin uzatılması halinde insan haklarına aykırılıkların artık yaşanmayacağını savundu. Çalışkan, şunları söyledi: "Teşkilat mensupları artık yüksekokul ve üniversite mezunlarından oluşuyor. Mensuplarımız insan hakları konusunda eğitiliyor. Geçmişte bazı hatalar olmuş olabilir, ancak unutulmamalıdır ki bu hataları yapanlar da gereken cezayı almıştır. Teşkilatın geçmişte suçlandığı gibi bir daha suçlanacağını sanmıyorum."

  • ANKARA

    PARMAK İZİ VE DNA BANKASI KURULSUN

    İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah önceki gün Ankara'da yapılan "Küresel Terör ve Uluslararası İşbirliği" sepyozyumunda, terörle mücadele mevzuatının CMK ve TCK'dan farklı bir konsept olarak ele alınması gerektiğini kaydederek şu önerilerde bulunmuştu: "Gözaltı süresi savcının bilgisi dahilinde 4 gün olarak uygulanmalı, 4. gün 15 veya daha fazla güne kadar ek gözaltı süresi verilebilmeli. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde arama için yazılı emir verme yetkisi kolluk amirlerine de tanınmalı. CMK'daki terör suçlarından yakalananların yakınlarına haber verilmesi zorunluluğu ve avukatla görüşme hakkı 1 ve 4 güne kadar ertelenebilmeli. Kişilerin fotoğraf, parmak izi ve DNA bilgilerinin yer aldığı bilgi bankaları kurulmalı. Genel ve özel af kanunları, iyi hal şartlı salıverme gibi uygulamalardan terör suçluları yararlanmamalı."

    KAYGI VERİCİ BİR YAKLAŞIM

    Polisin gözaltı ısrarını değerlendiren Mazlum-Der Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Bilgen,"Suçla mücadelede sorunun gözaltı sürelerinde aranması son derece yanlış bir yaklaşım" dedi. Bilgen, şunları belirtti: "Özellikle bazı Avrupa ülkelerindeki terörle mücadele yasalarında yaşanan geriye gidişi, Türkiye için örnek almak bizi asla doğru bir noktaya götürmez. Yargının yetki alanına güvenlik görevlilerinin müdahil olması, devletin sınırlarını zorlayan bir yaklaşımdır. İfade alma odaları ve ifade tekniklerinin iyileştirilmesi konusunda, emniyet görevlilerine eğitim verilirken, böyle bir yaklaşım son derece tutarsızdır."

    İHD Genel Başkanı Alataş da, 15 günlük gözaltı isteminin doğru olmadığına dikkat çekerek, şöyle dedi: "AB uyum yasaları çıkarken de bu konu defalarca dile getirildi. Hatta hükümet bu konuda geri adım atmak zorunda kaldı. Yani işin özü, polis uluslararası hukuk kurallarına uymak istemiyor. Hukukla kendisini sınırlamak istemiyor. Terörle mücadele kapsamında elde edilen belge ve kanıtların, savcı tarafından incelenmesi dahi istenmiyor. Reform sürecinde elde edilen bütün kazanımlar geri alınmak isteniyor. Bu son derece tehlikeli ve kaygı verici bir yaklaşım."


    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi