T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
S O N   D A K İ K A 25 MART 2006 CUMARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Erdoğan: Medya hakikatleri saptırıyor

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "medyanın bazı hakikatleri saptırdığını, ancak bunu bir yere kadar yapacağını" belirterek, "Güneş balçıkla sıvanmaz, bunu böyle bilsinler" dedi.

Başbakan Erdoğan, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun ile birlikte Güngören Spor Kompleksi'nde düzenlenen AK Parti Güngören İlçe 2. Olağan Kongresi'ne katıldı.

Kongreye gelişinde Mehter takımı gösterisiyle karşılanan ve daha sonra "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganı eşliğinde konuşmasına başlayan Erdoğan, 2005 sonu ve bu yılın AK Parti için yeni bir güç depolama ve hücre yenileme yılları olarak geçtiğini söyledi.

Erdoğan, geçen yılın sonunda belde, bu yılın ilk çeyreğinde de ilçe kongrelerini yaptıklarını hatırlatarak, Mayıs ve Haziran ayları ile Temmuz'un ilk yarısında il teşkilatlarının kongrelerini tamamlayacaklarını, ardından da büyük kongreyi gerçekleştireceklerini bildirdi.

AK Parti'nin genel seçimlere çok farklı bir şekilde gireceğini, 2002 seçimlerindeki birçok eksiği gidererek bu genel seçimden daha güçlü çıkacağını anlatan Erdoğan, gerek ana kadro, gerek kadın ve gençlik kolları ile çok daha koordineli bir çalışmanın yapılacağı seçime gidileceğini kaydetti.

Bunun Türkiye'de örnek bir yapılanmanın, sürecin başladığı dönem olacağını ifade eden Erdoğan, Türkiye siyasetine farklı bir anlayış getireceklerini söyledi.

Demokrasinin herkesin konuştuğu, yorumladığı şekilde devam edebileceğini, bunlara saygı duyduklarını dile getiren Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"AK Parti'nin demokrasi anlayışı nedir? Teori ve pratik bazında nedir? Nasıl geleceğe taşınıyor? Bunu Türkiye'de en iyi ifade eden siyasi parti hangisidir? Bunu AK Parti şu ana kadar ispatlamıştır. Bundan sonra da ispatlamaya devam edecektir.

Birileri köşelerinde şöyle yazar, böyle yazar. Birileri farklı yaklaşır. Biz onlara da saygı duyarız. Şunu bilmeleri lazım ki, bunlar hayatları boyunca siyaseti yaşamadılar. Yazıyor, çiziyor. Siyaset nedir, nasıl olur, nasıl yapılır? Kurumlar içerisindeki münasebetler nasıl gelişir? Demokrasi nedir? Demokrasi yazılır mı, yaşanır mı? Biz diyoruz ki demokrasi yaşanır. Bunlar sadece yazar. Yaşamadıkça bunu aynen yazamazsınız. Yazmak farklı, yaşamak farklıdır. Biz bu süreci yaşayarak sürdürüyoruz."

"MİLLET BİLİYOR, BU ÖNEMLİ"

Başbakan Erdoğan, kongrede 4 ana konu, bir de mücadele etme sözü verdikleri 3 konu üzerinde duracağını belirterek, Türkiye'nin temel taşlarının eğitim, sağlık, adalet ve emniyet olduğunu anlattı.

Bunların olmadığı bir ülkede huzur ve mutluluğun bulunamayacağına işaret eden Erdoğan, insanının huzuru, bu ülkenin birlik ve beraberliği için bu 4 temel taş üzerinde yükselen büyük Türkiye hayali içinde olduklarını bildirdi.

Erdoğan, bunu da başardıklarını ve başaracaklarını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Birçok şey gözden kaçırılabilir. Önemli değil. Yazılı ve görsel medya yazmıyor, anlatmıyor, göstermiyor. Önemli değil. Millet biliyor, bu önemli. Bazı hakikatleri saptırıyorlar. Bir yere kadar saptırırlar. Güneş balçıkla sıvanmaz, bunu böyle bilsinler. Efendim 'bir Başbakana bu yakışır mı?'. Evet yakışır. Bir Başbakana hakaret etme hakkını bulanlar, onun cevabını da Başbakan'dan bulacaklardır. Bunu da böyle bilsinler. Bunu savunacak kadar maalesef edep, adap çizgisini aşanlar var. Her zaman söylüyorlar, 'yine Başbakan'ın gündeminde medya var' deniyor.

Senin gündeminden Erdoğan düşmüyor ki. Tabii ki sen de gündemde yerini alacaksın. Niye? Gerçekleri yazmıyorsun da onun için. Gerçekleri haber olarak vermiyorsun da onun için. Birçok iftira kampanyasına benim bakan, milletvekili arkadaşımı tabi tutarsan, bu geminin kaptanı da bunun cevabını size verecektir yeri geldiği zaman. Böyle bileceksin. Zaman zaman 'Başbakan açıklasın'... Onun timingi bana aittir. Zamanı geldiğinde de onu açıklamasını gayet iyi biliriz. Nasıl kendinize göre arşivleriniz varsa, benim de kendime göre arşivlerim var. Zamanı geldiğinde onları da açıklarız. Zira sabırlı olarak duruyoruz."

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin eğitimde 3 yıl 4 ay içerisinde cumhuriyet tarihinin bir değişim ve dönüşümünü yaşadığına da dikkat çekerek, "Araştırın bakın. Cumhuriyet tarihinde ne yapılmış, bizim dönemimizde ne yapılmış? Onlar yazmıyor, göstermiyor, anlatmıyor. Ama ben Türkiye'yi adım adım dolaşarak anlatacağım" diye konuştu.

"BENİM MEMURUM GELİP DE ŞEMDİNLİ'Yİ YÖNETEMEZ"

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "medyanın kendine göre şifreleri olduğunu" belirterek, "Ama ben bu kadar kehanet sahibi olduklarını bilmiyordum doğrusu. Müsteşarımla ilgili de bugün yeni bilgiler vermişler. Şemdinli'yi benim müsteşarım idare etmiş. Benim memurum gelip de Şemdinli'yi yönetemez" dedi.

Başbakan Erdoğan, adımlarını ülkenin menfaatlerini gözeterek attıklarını söyledi. Bazılarının geçmişten kalma bazı kavramlardan hala kurtulamadığını ifade eden Erdoğan, "Diyorlar ki '30 yıl önce neysem yine aynı yerdeyim'. Gerçekten aynı yerde orada duruyor zaten. Ben bunu ortada garnitür olsun diye kullandım. Yoksa konuşmam farklı bir zeminde devam ediyor" dedi.

Erdoğan'ın bu sözleri üzerine salonda bulunanlar, "Vur vur inlesin, Deniz Başkan dinlesin" diye slogan attılar.

"Biz bu ülkede kılı kırk yararak adım atıyoruz" diyen Erdoğan, atama ve yatırımlarda da bu yöntemi izlediklerini vurguladı.

Yaptıkları çalışmalarda bu zamana kadar bütün hassasiyetleri gösterdiklerini, ancak yanlışlık ve eksiklerinin bulunabileceğini kaydeden Erdoğan, çalışmalarını Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir grupla sürdürdüklerini bildirdi.

Farklı görüşler ve eleştiriler olabileceğine işaret eden Erdoğan, bazı kişilerin her yapılan işten bir şeyler çıkarma gayreti içinde olduğunu söyledi.

Erdoğan, partisinin Kızılcahamam'da yaptığı toplantı sonrasında birçok haber çıktığını hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kızılcahamam'dan sadece birlik ve beraberlik çıktı, başka bir şey çıkmadı. Ama onlar kendilerini farklı şartlamışlardı. Farklı şeylere şartlandıkları için de aradıklarını bulamayınca, 'acaba nasıl suyu bulandırırız' gayreti içine girdiler. Boşuna suyu bulandırmaya gayret etmeyin, bulandıramayacaksınız ve bulanık suda balık avlamaya gayret etmeyin. Çünkü bulanık su da bulamayacaksınız. Onun için yine boşa kürek sallayacaksınız."

ERDOĞAN İLE ORGENERAL BÜYÜKANIT GÖRÜŞMESİ

Çalışmalarına aynı gayretle devam ettiklerini anlatan Erdoğan, konuşmasında, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile dün yaptığı görüşmeye de değindi.

Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

"Çok çirkin şeyler oluyor. İşinize geldiği zaman böyle...Dün Kara Kuvvetleri Komutanı ile sabah bir görüşmem oldu. Davet ettim, bir kahvaltı yaptık. Bugün gazeteleri okudunuz. Aman Yarabbi neler var neler. Yav yanımızda siz mi vardınız? Ne konuştuğumuzu ne biliyorsunuz? Kendilerine göre yorumlar yapıyorlar. Bazıları da zanneder ki, hakikaten böyle şeyler mi oldu? Sonra bunları neden bu kadar abartıyorsunuz.

Bir başbakanın bir kuvvet komutanımızı davet edip kendisiyle görüşmesi, kendisinden özellikle son zamanlardaki iç güvenlik harekatlarıyla ilgili bilgi alması, bundan daha doğal ne olabilir? Biz bunları konuşuyoruz. Başka şeyler de konuşabiliriz. Biz bu ülkede beraberce el ele, omuz omuza ülkemizi aydınlık yarınlara nasıl taşırız, bunun gayreti içerisindeyiz. 'Acaba bunu nasıl bozarız, nasıl sarsıntıya uğratırız'... Bir taraftan gidiyorlar Genelkurmay Başkanımızı sıkıştırıyorlar, bir taraftan bakıyorsunuz kuvvet komutanlarını sıkıştırıyorlar. Böyle medya mı olur? Bu nasıl medya anlayışı. Böyle şey mi olur?"

"BUNLAR ÇAĞ DIŞI KALDI"

Türkiye'de hükümetin konumu ve yerinin belli olduğunu, Anayasa'da bütün kurumların yerinin belirlendiğini ve bu çerçevede bu kurumların birbirleriyle münasebetlerini sürdürdüğünü dile getiren Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Buna gelip de çomak sokmanın gayreti olmaz. 'Acaba niye kaşını sağa çevirdi, sola çevirdi?'... Bunlar böyle bir arayışta. Bunların da şifreleri bu. Medyanın da kendine göre şifreleri var demek ki. O şifreleri kendine göre yorumlayıp, ondan sonra da sun. Ama ben bu kadar kehanet sahibi olduklarını bilmiyordum doğrusu.

Müsteşarımla ilgili de bugün yeni bilgiler vermişler. Şemdinli'yi benim müsteşarım idare etmiş. Benim memurum gelip de Şemdinli'yi yönetemez. Bunu böyle bilin. Bunu kaç kez söyledim. Şemdinli'de de, şurada da, burada da atılacak adımları biz atarız. Yürütme olarak bize düşen neyse biz yaparız.

Yasama yasama olarak görevini yapar, yargı da yargı olarak görevini yapar. Herkesin bu noktada görevi bellidir, görevini yapar. Kalkıp da 'bu işte gene müsteşarın parmağı var' diye müsteşarımı yıpratma gayreti içine girmeyin. Yine söylüyorum, boşuna bu gayretin içine girmeyin. Ayıptır, bunlar çirkin şeyler. Yani bir şey istediniz de alamadınız mı? Bundan dolayı mı bunu yapıyorsunuz. Benim aklıma bu geliyor.

Yani hiç alakası yok, ne böyle bir açıklaması var, ne düşüncesi, ne uygulaması var. Varsa bir belge bana gönder, açıklayacaksan gazetende açıkla göreyim seni... Bunların hiçbirisi yok. Varsa bana bağlantılarını söyle, bu da yok. Sadece çamur at, tutmazsa iz bırakır. Bunlar komünist devlet rejiminin mantığıydı. Bunlar hala bu mantıkla yürüyor. Bunlar çağ dışı kaldı. Bunu da buradan açıklıyorum. Bu yıpratma gayretleri, kampanyaları medyaya hiçbir şey kazandırmaz. Bunu da söyleyim."

Bu sırada salonda bulunan bir partili ise Erdoğan'a hitaben "devletin her kademesinde sizinle bir olmayan muvaffak olamayacaktır" dedi.

"O AKLI SEN KENDİNE SAKLA. SEN GİT PARTİNİ YÖNET"

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "anamuhalefet partisinin her şeye muhalefet ettiğini ve bunun da huyu olduğunu, şimdi de CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Merkez Bankası ile ilgili akıl verdiğini" söyledi ve "O aklı sen kendine sakla. Sen git partini yönet. Herkes kendi işini bilsin" dedi.

Erdoğan, göreve geldikten bu yana 75 bin dersliği bitirdiklerini, eğitimde bu 75 bin derslikle ilköğretim, lise ve meslek liselerinde bir değişim ve dönüşümün yaşandığını söyledi.

Erdoğan, 75 bin dersliğin 15 binini hayırseverler, 60 binini de devlet olarak kendilerinin yaptığını hatırlatarak, "Bunu, milletin bize verdiği imkan ve yetkiyle yaptık" dedi.

İlköğretimde çocuklara ücretsiz kitap dağıtıldığını, gelecek yıl bu uygulamanın liselere de yaygınlaştırılacağını anlatan Erdoğan, son günlerde bazı okul ve okul çevrelerinde arzu edilmeyen durumların olduğunu kaydetti.

Bunun medyaya yansıması ve yansıtma noktasında çok ciddi olumsuzluklar bulunduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz her şeyde medyaya 'yapmayın, etmeyin' diyemeyiz. Bir tane olay oluyor, 'şok, şok, şok'... Televizyonda devamlı dönüyor. Öyle anlatıyorlar ki, Türkiye'nin her yerinde okullar kan revan içinde, kan gölüne dönmüş... Bu aslında Türkiye'de bir sıkıntının adresidir, başlangıcıdır. Sen bunu teşvik ediyorsun, farkında değilsin. Kendilerine uygun bazılarını buluyorlar, onları da konuşturuyorlar. Dedikleri şu; 'Bunun medya tarafından gündeme getirilmesi için bir vesiledir'. Yanlışın propagandasını yapmak yanlışı güçlendirir, engellemez. Etmeyin, eylemeyin, bu ülke, bu yavrular bizim. Yanlışları var, bizim de eksiğimiz var, bu da doğru. Ama bunun propagandasını yapmak doğruya hizmet değildir, çözüme hizmet değildir."

"İCAZETİ MİLLETTEN ALDIK"

Recep Tayyip Erdoğan, konuyla ilgili emniyet ile içişleri ve milli eğitim bakanlıklarının gerekli önlemleri aldığını anlatarak, şunları kaydetti: "Bu ülkenin hükümeti olarak bunlara duyarsız kalmak mümkün mü? 'Varsın böyle devam etsin' demek mümkün mü? Hangi hükümet böyle bir şeyi kabul edebilir? Dert üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir. Mesele, hortumlar kesilince, çıkar ilişkileri bozulunca 'Nasıl köşeye sıkıştırırız'... Boşuna uğraşmayın. Bizi köşeye sıkıştıramazsınız. Bizi köşeye sıkıştıracak bir merci vardır, o da millettir. Siz değil. Bunu böyle bilin. Çünkü biz icazeti milletten aldık. Milletten alınan icazeti ancak millet geri alır, bunu da böyle bilin. Başkası alamaz. Milletimizle beraber iktidar olduk. Bu iktidar milletin iktidarıdır. Bunu da böyle bilin."

Başbakan Erdoğan, bazılarının "Hükümet oldular, iktidar olamadılar" dediğini de hatırlatarak, şöyle dedi:

"Geç onu sen, geç. Sen işine bak. Bu hükümetin iktidar olup olmadığının kararı sana ait değil. Sen köşende otur. Bu yetki sende değil. Bu yetki millettedir. Millet, kimin iktidar olmadığını iyi bilir. Yapılacak ilk seçimlerde de bunun cevabını sandıkta alırsın."

Kendilerinin samimi olduğunu ve ellerinden geldiğince işi sağlam tutmaya çalıştıklarını dile getiren Erdoğan, "Manşetten atılan haberlere asla iltifat etmeyin. Niye? Hesap başka... Ama bu hesabı açıklayacağım. Çok fazla değil, açıklayacağım" diye konuştu. Bu ülkede geçmişten bu yana gelen alışkanlıkların bulunduğunu, bu alışkanlıkların bugün aynen devam etmediği için şimdi bu haberlerin yapıldığını ifade eden Erdoğan, "Sabrın da bir noktası var. O nokta geldiği anda bunlar açıklanır. Bunu böyle bilsinler. Bilecekler" dedi.

"HAK EDİLMEYENİ ASLA VERMEYİZ"

Erdoğan, ülkede kim olursa olsun, 7'den 70'e hak eden kimse, haklı olan kimse onun hakkını vereceklerini belirterek, şöyle konuştu: "Ama hak edilmeyeni asla vermeyiz. Geldiğimizden bu yana TMSF ile yaptığımız çalışmalar ortadadır. Bu ülkede hortumcularla verdiğimiz mücadele ortadadır. Soruyorum, bugüne kadar bu yolsuzluklar zincirinin içerisinde 22 banka fona devredilirken neredeydiniz? Bu dönem fona devredilen banka var mı? Bunun hesabını yapın bir de.

Anamuhalefet partisi her şeye muhalefet eder, huyudur. Şimdi de çıkmış Sayın Baykal, Merkez Bankası ile ilgili akıl veriyor. O aklı sen kendine sakla. Sen git partini yönet. Herkes kendi işini bilsin. Merkez Bankası'na nasıl atama yapılacağını, Anayasa, kanunlar belirlemiştir. Buna göre Hükümet atamasını, bunun verdiği yetkiye göre yapar. Olay, merci bellidir. Buna göre süreç devam eder. Burada kalkıp da adeta bu ülkeyi yönetme havalarına girme. Çünkü bugüne kadar attığın hiçbir şey tutmadı. Bundan sonda da tutmayacak. Küçüldükçe küçülüyorsun. Sen partini korumaya bak. Sayın Baykal gibi bir anamuhalefet liderine sahip olduğumuzdan dolayı mutluyum. Onu da söyleyeyim."

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, şu anda attıkları adımları, ülkenin ve milletin çıkarı, menfaati ne ise ona göre attıklarını da kaydetti.

  • İSTANBUL (A.A)

    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi