T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 6 MART 2006 PAZARTESİ | ||
|
Son dönemde, gerek Şemdinli olaylarını araştırmak üzere kurulan TBMM Şemdinli Araştırma Komisyonu'nda, gerekse Meclis İnsan Hakları Komisyonu'nda garip bir tutumun sergilendiğine tanık oluyoruz. Mesela, ne zaman bir komisyon başkanını arayıp 'araştırmanın seyri' konusunda sorular sorsak, inanılmaz derecede rahatsız oluyorlar. Hatta işin üzerine fazla gidilmesinden ve de en küçük 'asker iması'ndan öylesine rahatsız oluyorlar ki, "komisyon gerekeni yapıyor, bu devletin işi, gazeteci olarak işleri fazla kurcalamayın" anlamına gelecek ifadeler kullanıyorlar. Şimdilerde, içine biraz sauna, biraz da İbrahim Tatlıses katılarak magazinleştirilen "Küre operasyonu"nda da durum pek farklı değil. Aslında "küre"ye biraz yakından baktığımızda, buradaki 'çete' ilişkilerinin daha derinlere uzandığını ve de "arkasının sağlam" olduğunu görmek mümkün. Bilindiği gibi, bu konuda gazetelere yansıyan iddialar ciddi. Deniliyor ki: 'savcılar işin boyutlarından ürküyor, bu yüzden de çok rahat hareket edemiyorlar.' Mesela, 3 Mart tarihli Milliyet'te çete lideri Kasım Zengin'e atfen verilen haberde ilginç iddialar yer alıyor. Zengin'in askeri savcılıkta verdiği ifadesinde, "Çok yüksek makamlardaki askeri yetkililerin emirleri çerçevesinde görev yaptığını, ÖKK'ya bağlı çalıştığını, toplumsal hareketleri incelediği, raporladığı ve yönlendirdiğini" söylediği iddia edildi. Yine Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'un Şemdinli Komisyonu'nda "Hırsız evin içinde" şeklinde yaptığı açıklamalar, devlet katında pek itibar görmedi. Nitekim, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Uzun'un açıklamalarına biraz "mesafeli" bir yaklaşım içinde oldular. Gerek Şemdinli, gerekse 'Küre operasyonu' çerçevesinde yapılan açıklamalar, yaklaşımlar ve de komisyonlarda özellikle Büyükanıt Paşa bağlamında yapılan tartışmalar, olaylarla ilgili 'esrar perdesi'ni biraz daha katmerli hale getirdi. Bu arada, eğer büyük bir aksilik olmazsa Büyükanıt'ın 30 Ağustos'ta Genelkurmay Başkanlığı'na getirilecek olması, sanıyorum önümüzdeki günlerde bu tartışmaları daha da renkli kılacaktır. Nitekim, dün bazı gazeteler, Van Başsavcılığı'nın, "derin devlet" tartışmalarına neden olan Şemdinli'deki patlamayla ilgili olarak hazırladığı iddianamede, sürpriz bir biçimde Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Büyükanıt'ın adının da yer aldığını ortaya koyan bir haberi manşetlerine taşıyıverdiler. Van Başsavcılığı'nın, Hakkâri'nin Şemdinli ilçesinde bir kitabevine yönelik 9 Kasım'da gerçekleştirilen bombalı saldırı olayıyla ilgili olarak hazırladığı iddianamede, olayın zanlısı olarak tutuklu yargılanan astsubay Ali Kaya için, "Kendisini tanırım. İyi çocuktur" diyen Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, "Yargıyı etkilemekle" suçlandı. İddianameyi hazırlayan Savcı Ferhat Sarıkaya, bir dönem birlikte görev yaptığı astsubay Kaya için "Tanırım, iyi çocuktur" diyen Orgeneral Büyükanıt'ı "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs"le suçladı. Gördüğünüz gibi gerek Şemdinli'de, gerekse 'Küre'de işler fena halde karışık. Aynı zamanda Meclis komisyonlarının, devletin de kafası karışık. Anlaşılan o ki, özellikle Ağustos'a kadar oldukça 'sıcak' günler bekliyor hepimizi...
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Kültür |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |