Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Bugünkü Yeni Şafak
Son Dakika
657'liler Ailesi
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

Belçika'da terörist Fehriye Erdal'ın, Bruges Ceza Mahkemesi tarafından 4 yıl hapis cezasına çarptırılmadan bir gün önce "izini kaybettirmesi"ne ilişkin tartışmalar devam ederken, hukukçular ve siyasetçiler çeşitli görüşler dile getiriyor.

İçişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Patrick Dewael ile Adalet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Laurette Onkelinx, yaptıkları açıklamalarda, terörist Erdal'ı tutuklamalarını sağlayacak hiçbir adli dayanak bulunmadığını ileri sürdüler.

Belçikalı hukukçular, bakanların bu görüşlerine karşı çıkan değerlendirmelerde bulunuyor.

Hukukçular, İçişleri Bakanı Dewael'in, Yabancılar Yasası'nın 52. maddesi çerçevesinde, firar olasılığı bulunan teröristin tutuklanmasını emredebileceğini bildiriyor.

Erdal'ın "siyasi ilticacı adayı" olarak Belçika'da barındırıldığı, bu durumda olan yüzlerce insanın, çocuklarıyla birlikte "kapalı merkez" olarak adlandırılan yerlerde, uzun süre tutuklu bırakıldıkları hatırlatılıyor.

Öte yandan, Türkiye'nin tutuklama ve iade taleplerinin de bulunduğunu hatırlatan hukukçular, İçişleri ve Adalet bakanlarının bu gerekçeyi de değerlendirmediklerine dikkat çekiyor.

Bakanların, "Erdal tehdit oluşturmuyordu, tutuklatamazdık" açıklamalarına karşı çıkan hukukçular, "Madem tehdit oluşturmuyordu, neden 32 istihbaratçıyı onu izlemekle görevlendirdiniz" sorusunu gündeme taşıyor.

Basın, Bruges Mahkemesi kararının açıklanmasından önce, 17 Şubat tarihinde bir "kriz masası" toplantısı yapıldığını, bu toplantıda, terörle mücadele görevlilerinin, teröristin kaçabileceği konusunda hükümet yetkililerini uyardığını, 32 istihbaratçıya izleme görevinin de bu tarihte ve bu çerçevede verildiğini bildiriyor.

Terör örgütü DHKP-C'nin, Bruges Ceza Mahkemesi'nde sert tavır izleyen Federal Savcı Johan Delmulle'ü ölümle tehdit ettiği, Delmulle'ün polis koruması altına alındığı, aynı tehditlerin Mahkeme Hakimi Freddy Troch'a da yöneltildiği, ancak Troch'un koruma istemediği bildirildi.

Eski Adalet Bakanı ve Flaman Hıristiyan Demokrat Parti üyesi Tony Van Parijs, Brüksel hükümetini sert bir dille eleştirirken, "Zaman, terörizmle mücadeleye öncelik verme zamanıdır. Belçika'nın adli gerçeğine göre Erdal teröristtir. Güvenlik birimlerinin inanılmaz hataları sonunda elden kaçırılmıştır" dedi.

İçişleri ve Adalet bakanlarını, "Belçika'ya uluslararası düzeyde itibar kaybettirmek" ile itham eden Flaman basını, daha önce, çeşitli hatalar yüzünden istifa eden bakanları örnek gösteriyor.

Le Soir gazetesinde bugün yer alan "Hataların Belirlenmesi" başlıklı bir yorumda da, Erdal'ın Belçika adaleti tarafından "terörist" olarak nitelendirilmesinin bir sürpriz olmadığı, bu dosyanın "kolektif bir saflıkla yönetildiği", İstihbarat Servisi'nin 1999'dan beri Erdal'ın ve DHKP-C'nin ne kadar tehlikeli olduklarını anlatmaya çalıştığı, raporlarında bu unsurun sürekli altını çizdiği belirtildi.

Bakanların, "Erdal'ı tutuklayacak adli dayanak bulunmadığı" ifadelerinin bir "yalan" olduğunu yazan gazete, "Kapalı merkezlere tutuklu bulunan siyasi mülteci adayları Erdal'dan daha fazla mı tehdit oluşturuyor?" sorusunu sordu.

Yorumda, Erdal olayının Belçika'nın imajını uzun süre lekeleyeceği, bu ülkenin uluslararası terörizmle mücadeleye katkı yeteneklerinin de sorgulanmasına neden olacağı görüşüne de yer verildi.