T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 26 HAZİRAN 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv
Gökhan ÖZCAN

Harriet'e de kalmadı dünya!

Hiç yakından tanışma şansım olmadı. Hatta hayatımın çok çok uzun bir dönemi boyunca ondan haberdar bile değildim. Hadi itiraf edeyim, varlığından sadece birkaç gün önce haberim oldu. Aramızdan ayrıldığını bildiren gazete haberleriyle... Peki yaşadığı sürece varlığından haberdar bile olmadığım Harriet'le ölümünün ardından neden birdenbire ilgili hale geldim. Çünkü hikayesi ilginçti Harriet'in, oldukça sıradışıydı.

Ölümü Avustralya'da olmuştu ama, onunla ilgili ilk kayıtlar meşhur Galapagos adasına kadar gidiyordu. Edindiğim bilgiler hayatının önemli bir bölümünün de İngiltere'de geçtiğini, daha sonra Avustralya'ya intikal ettiğini gösteriyordu.

Ona ilişkin bilgiler arasında belki de en ilginci bir dönem Evrim teorisinin sahibi Charles Darwin'e deneylerinde yardımcı olduğu yolundaki rivayetlerdi. Kuşkusuz Evrim teorisinin ortaya çıkışıyla ilgili olarak önemli bilgilere sahipti. Bu açıdan kendisini yeterince tanımıyor oluşumuz elbette bir kayıp...

Nasıl biri olduğuna dair de küçük bir araştırma yaptım. Hayatı kendi ritmine göre yaşayan, ağır başlı, ağır kanlı, tombulca bir tip olduğu konusunda ittifak var. Yerleşik yaşamayı sevdiği, evinden ayrı düşme fikrine asla dayanamadığı da söyleniyor. Uzun yaşadığına ve tarihin önemli devrelerine bizzat tanıklık ettiğine göre, çok görmüş geçirmiş olduğu da aşikar... Sohbet edilmesi hoş biri olduğuna hükmederdik muhtemelen, kendisiyle üç beş kelam etme imkanı bulabilseydik eğer...

Bulamadık, bulamazdık!

Birkaç gün önce ölüm haberini aldığımız için değil sadece; aşamayacağımız başka engeller de var. Harriet bir kaplumbağa... Ama sıradan bir kaplumbağa değil, tam 176 yıl boyunca hayatta kalmış 150 kiloluk bir kaplumbağa... Tahmin edeceğiniz üzere Guinnes Rekorlar Kitabı'nda havalı bir yeri var.

Söylenenlere göre Charles Darwin teorisini kanıtlamaya çalışırken onu da deneylerinde kullanmış. Bugün teorinin gerçekliğine inananlar var, ama Harriet öldüğünde hâlâ bir kaplumbağaydı, ilk doğduğu gün kadar kaplumbağa...

Bütün kaplumbağalar gibi dünyanın hızına aldırmayan, kendi ritminde yaşayan bir bilge hayvan... Ama sabırla yol alan, nihayetinde gitmek istediği her yere ulaşan, nice tavşanı telef eden bir uzun yol dervişi... Evi de sırtında... Dünyanın bütün kaplumbağaları gibi zamandan çok daha yavaş hareket ediyor. Ama 176 yaşına kadar dünyada kaldığına göre, demek gerçekten acele giden ecele gidiyor!

Harriet, dünyanın en yaşlı hayvancığı, Avustralya'nın Queensland eyaletindeki hayvanat bahçesinde geçirdiği kalp kirizini atlatamayarak aramızdan ayrıldı. Ölen bilge bir kaplumbağanın arkasından ne denir, bilemiyorum. Toprağı bol olsun diyelim, geçelim. Bize, zamanla ilgili algılamalarımıza dair unutulmaz bir şaka olan hayat hikayesini ibret olarak bıraktı.

Zaman akıyormuş!

Öyle mi, nereye peki?


Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Dizi | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi