T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 21 HAZİRAN 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Resul TOSUN

Emir ve talimat, tavsiye ve telkin yok

Türkiye her ne kadar kimi konulara hala önyargıların hakim olduğu bir ülke olmasına rağmen her geçen gün insan haklarında bir adım daha ileriye gitmektedir. Bu ilerleme, gelecekte o önyargıların da ortadan kalkacağı ihtimalini güçlendirmektedir.

Mesela TBMM'de bir insan hakları komisyonu yoktu. Geçen dönemde TBMM İnsan haklarını İnceleme Komisyonu kuruldu. Hem de güçlü bir biçimde. Diğer komisyonlar iç tüzükle kurulurken bu komisyon bir kanunla kuruldu.

İnsan hakları bilincinin yerleştirilmesi için il ve ilçelerde insan hakları kurulları oluşturulmuştu. Kurulların isimleri ve amaçları çok güzeldi cazipti ancak kuruluş biçimleri ve çalışma yöntemleri dönemin özelliklerini taşıyordu. Geçen dönemde kurulan il ve ilçe insan hakları kurulları emniyet müdürü, jandarma komutanı, sağlık müdürü, milli eğitim müdürü gibi ildeki bürokratlardan oluşuyor göstermelik olarak birkaç tane de sivil toplum örgütü mensubuna yer veriliyordu. Yani adam her hangi bir karakolda karşılaştığı insan hakkı ihlalini o karakolun amirinin da bulunduğu insan hakları kuruluna şikayet etmesi gerekiyordu ki kurul, insan hakları kurulu olmaktan ziyade bürokrat hakları kurulu görünümü veriyordu. Bu sebeple de bazı sivil toplum örgütleri bu kurulları boykot etmişlerdi.

Hoş vatandaş da bu kurulların yapısını bildiği için bir şey çıkmayacağı düşüncesiyle pek rağbet etmemişti müracaat sayısı çok azdı. Bir çok il ve ilçede kurul sadece kağıt üzerinde vardı.

Ben iki dönemdir TBMM İnsan haklarını İnceleme Komisyonu üyeliği yapıyorum. Bu dönemde bizim ısrarlı ikazlarımız sonucunda, kurul üyelerinin tamamı sivil toplum örgütü üyelerinden oluşturulacak biçimde köklü bir değişiklik yapıldı.

Geçen hafta TBMM bu konuda çok önemli bir adım daha attı.. "idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygı, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmak üzere kamu denetçiliği kurumunu" oluşturacak bir tasarıyı kanunlaştırdı. Böylece halkın idareden kaynaklanan şikayetlerini en aza indirecek bir yönetim anlayışının kurum olarak yerleştirilmesinin kanuni alt yapısını hazırlamıştır.

0Geçen hafta kabul edilen yasayla, artık zaman zaman toplanan bir kurul değil genel sekreterliği bulunan uzmanları bulunan kalıcı bir kurum ortaya çıkmıştır. Kamu Denetçiliği Kurumu.

Kurumun başı olan başdenetçi ve denetçiler 5 yıllığına TBMM tarafından seçilecek. Tam anlamıyla bağımsız olacak. Kanuna göre, hiçbir organ, makam, merci ve kişi başdenetçiye ve denetçilere görevleriyle ilgili olarak emir ve talimat, tavsiye ve telkinlerde bulunamayacak.

Vatandaş valilikler ve kaymakamlıklar aracılığıyla kuruma başvurabileceği gibi internet aracılığıyla doğrudan da başvuruda bulunabilecek. Kurumun inceleme araştırma konusunda ilgililerden istediği bilgi ve belge tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde kuruma verilmesi mecburidir. Vermeyenler hakkında başdenetçi veya denetçilerin talebi üzerine ilgili merci disiplin soruşturması açacak.

Yani eskisi gibi kimse olayın üstüne yatamayacak. Artık müeyyide uygulanabilecek bir sistem getirilmiş oluyor. Hiçbir bürokrat sicilinin bozulmasını istemez. O sebeple de kamu denetçiliği, kamuda çalışanları daha dikkatli olmaya sevk edecek, şikayetlerin azalmasına yol açacak, mahkemelerin yükünü hafifletecek ve insana saygıyı artıracak, insanı öne çıkaracak fevkalade önemli bir kurumdu.

Batıda genel adıyla ombudsmanlık olarak bilinen bu sistemin kaynağı da yine bizdik. Osmanlı'ya sığınan İsveç Kralı 12. Şarl bizdeki kadıl kudat sistemini ombudsmanlık olarak ülkesine taşımış kurumsallaştırmış oradan batıya yayılmıştır. Şimdi biz de geçen hafta batıda ombudsmanlık olarak bilinen "Kamu Denetçiliği Kurumu'nu tesis etmiş olduk.

İnsan hakları alanında atılan bu tarihi adım inşallah hedefine ulaşır ve inşallah kurum sağlıklı biçimde işler.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi