T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
P O L İ T İ K A | 21 HAZİRAN 2006 ÇARŞAMBA | ||
|
Grupta çifte çıkış
Avusturya Başbakanı Schüssel'e: Bu tür yakıştırmalar çok çirkin... Türkiye zor ülke değil, dürüst bir ülkedir... Muhalefete: Muhalefet edeyim derken Türkiye'ye muhalefet etmeyin. Türkiye şeker değil ki AB'de erisin... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB'ye tam üyeliğin devletin kuruluş felsefesinin bir gereği olduğunu belirterek, hem 'Türkiye zor bir ülke. İmtiyazlı ortaklık olmalı' diyen AB dönem başkanı Avusturya'nın Başbakanı Wolfgang Schüssel hem de muhalefet ve ulusalcılara sert uyarılarda bulundu. Erdoğan, isim vermeden Schüssel'e "Türkiye müzakerelerde zor ülke şeklindeki yakıştırmalar çok çirkin... Türkiye zor bir ülke değil, dürüst bir ülde" dedi. Başbakan muhalefet ve ulusalcılara da "Hükümete muhalefet edeyim diye Türkiye'ye, demokrasiye, cumhuriyete, hukuka, güvene, istikrara muhalefet etmeyin. Bu güne kadar AB aleyhine konuşanlar AB ile müzakerelerin içinde yer almadı mı? A'dan Z'ye hepsi yer aldı. MHP, ANAP, DSP, CHP ve DYP... Şimdi tribünlere oynuyorlar. Türkiye küp şeken değil ki atasın da suyun içinde erisin" diyerek cevap verdi. TÜRKİYE'YE MUHALEFET ETMEYİN Erdoğan, dün partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada doğru bildikleri yolda ilerlemeye devam edeceklerini belirterek, demokrasinin olmazsa olmaz gereklerinden birinin demokratik muhalefet olduğunu vurguladı. Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Ama muhalefet de ancak demokrasi içerisinde var olabileceğini bilmeli, bindiği dalı kesmemeye çalışmalı diyoruz. Siyaset kurumunu zayıflatan, siyaset alanını daraltan tartışmalardan hepimiz özenle kaçınmak durumundayız. AK Parti iktidarı olarak biz her zaman şu uyarıda bulunduk: Hükümete muhalefet edeyim diye Türkiye'ye muhalefet etmeyin. Hükümete muhalefet edeyim diye demokrasiye, Cumhuriyete, hukuka, güvene, istikrara muhalefet etmeyin. İktidara muhalefet edeyim diye parlamenter sistemi, hukuk devleti ilkelerini zaafa uğratma çabalarına girmeyin. Siyasetin esas zemini ahlaktır. Ahlaki zemini zayıf olan siyasetten Türkiye çok çekti." AYNI FİLM TEKRAR EDİYOR Türkiye'nin AB ile müzakere sürecini devam ettirdiğini hatırlatan Erdoğan, katılım sürecinin kolay değil zorlubir süreç olacağının altını çizdi. Erdoğan, süreç içerisinde karşılıklı olarak açıklamalar yapılacağını ifade ederek, şöyle dedi: " Tüm milletime sesleniyorum: Bizden önceki dönemlerde de birçok ülke bu sancıları yaşamıştır. Bunun açık, net örneği İngiltere'dir, İspanya'dır. Şu anda bu film adeta tekrar ediyor. Bundan tabii ki rahatsız olanlar olacak. Biz de rahatsız olduk. Ama üzerimize düşeni de tabii ki yapacağız. Zaman zaman şu söyleniyor: 'Efendim orada seçim var. Seçim olduğu için bu açıklamalar yapılıyor'. Tamam da seçim sadece o ülkelerde yok. Bizim ülkemizde de seçim var. Eğer seçime göre bu açıklamalar değişiyorsa o zaman bizim de seçimlere göre açıklamalar yapmamız gerekir. Ama biz diyoruz ki burada bu tür böyle yalpalamalar olmasın." İZOLASYON KALKSIN, TANIYALIM AB sürecinde Kıbrıs'ın sürekli olarak Türkiye'nin önüne çıkarıldığına işaret eden Erdoğan, sözünde durmayanların sözünde durması halinde Türkiye'den de karşılığını bulacağını belirtti. Erdoğan, ''Verilen sözler yerine gelmezse kimse bizden ne limanları, ne havaalanlarını beklemesin. Siyasi tanıma noktasında tüm izolasyonların kalkması gerçekleşmedikçe, tüm izolasyonlar kaldırılmadıkça bizden bu beklenmesin. Türkiye bugüne kadar verdiği sözü nasıl yerine getirdiyse aynı şekilde karşımızdakiler de sözlerini tutsunlar ve gereğini yerine getirsinler. Bu gelmedikçe de o zaman kusura bakmasınlar'' diye konuştu.
Türkiye şeker değil erimez
Başbakan Erdoğan, ister içerde isterse dışarıda olsun Türkiye'nin AB sürecini sekteye uğratmaya çalışanlara karşı bir hatırlatmada bulunmak istediğini kaydederek, ''Başarısızlık ihtimalleri üzerinde siyaset yapanların emellerine, Türkiye'nin geleceğini feda etmeyelim'' dedi. AB'ye tam üyeliğin, kendileri için dönemsel bir ''taktik siyaset meselesi'' olmadığını dile getiren Erdoğan, "Bazıları 'AK Parti farklı şeyleri kamufle etmek için bunları yapıyor' diyor. Böyle saçma sapan bir iş olmaz'' dedi. Erdoğan, şöyle konuştu: "AB, bizi yalvararak içine sokmadı. 1963'te yasal süreç ortaya konuldu. Bugüne kadar, şu an AB aleyhine konuşanlar, müzakerelerin içinde yer almadı mı? A'den Z'ye hepsi yer aldı. Tribünlere oynuyorlar. Türkiye küp şekeri değil ki atasın da suyun içinde erisin, yok olsun." Fenerbahçeli Başbakan'a GS forması AK Parti Meclis Grup Toplantısı oldukça renkli görüntülere sahne oldu. Turkcell Süper Ligi şampiyonu Galatasaray Futbol Kulubü Başkanı Özhan Canaydın ile Futbol Şube Sorumlusu Adnan Polat da AK Parti grup toplantısına katıldı. GS'li yöneticiler grupta milletkvekillerinin alkışlarıyla karşılandı. Özhan Canaydın ve Adnan Polat, Fenerbahçeli olduğunu çeşitli defalar dile getiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Galatasaray'ın şampiyon olması dolayısıyla Galatasaray forması hediye etti. Erdoğan'a 'kral' lakabıyla tanınan forvet oyuncusu Hakan Şükür'ün giydiği 9 numaralı forma hediye edilirken, formanın sırtına 'Tayyip Erdoğan' diye yazdığı görüldü.
Hollanda'dan sabır tavsiyesi Erdoğan'ın dün kabul ettiği Hollanda Başbakan Yardımcısı Laurens Jan Brinkhorst, AB üyeliği için Türkiye'nin önünde uzun bir yol olduğunu ve sabırlı olunmasını tavsiye etti. Erdoğan, daha sonra Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu ile görüştü.
TÜSİAD'a ince mesaj
Başbakan Erdoğan'ın görüşmede TÜSİAD'ın AB sürecinde yaptığı katkılar için teşekkürlerini ilettiği öğrenildi. Sivil toplum örgütlerinin AB konusuna yoğunlaşmaları gerektiğini kaydeden Erdoğan, enerjilerini bu yönde harcamalarının önemli olduğunu belirterek ince bir mesaj verdi.
Dünya büyükçe bir köydür "Türkiye müzakerelerde zor bir ülke...'' şeklindeki yakıştırmaların çirkin olduğunu ifade eden Erdoğan, "Türkiye zor bir ülke değil. Türkiye dürüst bir ülke'' dedi. Türkiye'nin AB sürecine kolay gelmediğini anlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bazıları kolaycılığa kaçıyor ve 'Bizim AB'ye ihtiyacımız mı var' diyor. Bu, olayı fasit bir daire içine mahkum etmek, Türkiye'yi 780 bin kilometrekare içine mahkum etmek, dünyadan izole etme anlayışının basit bir mantığıdır. Artık dünyada 'ben çekildim, kendimi tecrit ettim ama yine de yaşarım' mantığıyla yaşanmıyor. Artık dünya bir bütündür ve büyükçe bir köydür.''
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |