T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 21 HAZİRAN 2006 ÇARŞAMBA | ||
|
Seni biriyle tanıştıracağım dedi eniştem. Memleket meseleleriyle yakından ilgilenmekteymiş söylediğine göre. Eh biz de ilgisiz sayılmayız. Tanışalım dedim. "Eniştemin eniştesi Süha Bey" diye söze girince güleceğim geldi, kendimi zor tuttum. Tanıştıran eniştem çünkü. Böylece, eniştemin eniştesinin eniştesiyle tanışmış oldum. Tekerleme gibi... Matematik diliyle ifade edecek olursak, bir nevi enişte küp. Çok dolambaçlı bir vaziyet ama ne yapabilirim? Herkesin en az bir enişteye sahip olma hakkı bulunduğunu biliyorum. Teyzeler, halalar, onların kızları ve ablalar, bütün sülaleye yeni yeni enişteler kazandırmak için seferber olmuşken, eniştesiz birine rastlamak mümkün müdür?
Süha Bey, emekli astsubay... Fi tarihinde 18-20 yaşlarındayken göreve başlamış, yirmi sene hizmet edip emekli olmuş. Emekli oluşunun da üzerinden neredeyse otuz sene geçmiş. Yaşı 70'i aşkın. Memleket meseleleriyle ilgili olduğu için, iç politikadan da anlıyor Süha Bey, dış politikadan da. Yaşına ve tecrübesine hürmetimiz var ama söyledikleri pek kafama yatmadı. Uzun uzadıya anlattığı konuları kısaca özetleyecek olursak, şöyle söyleyebiliriz: Mart tezkeresinin Meclis'ten geçmeyişine hükümetin sonradan pişman olduğunu düşünüyor. Amerikan askerlerine Irak'a saldırmaları için topraklarımızı kullanma izni vermeliymişiz vaktiyle. Son zamanlarda ülkemizde görülen bazı sıkıntıların sebebi de başka türlü izah edilemezmiş düşüncesine göre.
Saygıda kusur etmemeye özen göstererek Süha Bey'e cevap vermeye çalıştım. Evet dedim, bir pişmanlık söz konusu fakat bizim hükümette değil. Amerikan ve İngiliz hükümetlerinin duyduğu pişmanlık, bizdeki her türlü pişmanlıkların toplamından daha fazladır. Ne kadar anlatabildim bilemem. Birbirimizin düşüncesini değiştiremediğimiz kesindi. Çünkü o ayrılırken, şu kadar dolar alacaktık hesabındaydı. Benim öyle hesaplara aklım ermediği için anlaşabilmemiz mümkün görünmüyordu. Yine de nezaket çerçevesinden çıkmadan çayımızı kahvemizi içtik.
Amerikan askerleri topraklarımızı kullanmadığı halde, yapılan araştırmalarda ABD'ye karşı duyulan sempati Türkiye'de çok düşük seviyede çıkıyorsa, bir de tezkere geçmiş olsaydı nasıl bir sonuç alınırdı dersiniz? ABD Ortadoğu'da kendisine duyulan sempatiyi artırmak istiyorsa, neler yapması gerektiğini biliyordur muhakkak. Aynı şey, İngiltere için de geçerli tabii. Fakat daha öncesinde, bu hususu ne ölçüde önemsediklerine karar vermelidirler derim, başka da bir şey demem. Amerikan ve İngiliz hükümetlerine yapacağım iyilik bundan ibarettir. Bay Buş ile Bay Bileyir daha fazlasını beklemesinler boşuna.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |