Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Yurt Haberler
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

	Kürşat BUMİN kbumin@yenisafak.com.tr

Bu yılki ÖSS sorularını gözden geçiriyorduk... Mesela "Sosyal Bilimler-1" faslının 2. sorusu:

"Türklerin göçebe bir hayat tarzından yerleşik toplum düzenine geçmeleri, beraberinde pek çok değişiklik getirmiştir" denildikten sonra şu soruya cevap aranıyordu: "Aşağıdakilerden hangisinin bu değişikliklerden birisi olduğu savunulabilir?"

Görüyorsunuz, bir kere soru epeyce muğlak: "savunulabilir?"

Bu sorunun doğru cevabı da "C" seçeneğinde yatıyormuş. Yani şu: "Ekip biçme aletlerine sahip olmaları".

Tamam doğru, buraya kadar bir şey dediğimiz yok... Peki ya işaretlendiği takdirde bilmem kaç puanı beraberinde götürecek diğer seçeneklerde neler var? Şunlar: "A) Ticaret yapmaları / B) Sanata ilgi duymaları / D) Topluluklar halinde yaşamaları / E) Kendilerine özgü dilleri kullanmaları."

Olabilir, göçebe Türklerin önceden de "kendilerine özgü dilleri kullandıkları" aşikar olduğundan "E" seçeneğini işaretleyenler yanabilirler. Peki ya geriye kalan üç seçenek, onlar da mı "savunulamaz"?

Sizi bilmem ama benim bu soru-cevaba da aklım yatmadı. Yerleşik toplum düzenine geçildiğinde "Ticaret yapmaları" da niçin savunulamasın? "Sanata ilgi duymaları" da (yerleşik hayata has sanatlardan söz ediyoruz) niçin savunulamasın? Ve hatta göçerlerin yeni hayat tarzına geçtikten sonra da "Topluluklar halinde yaşamaları" niçin savunulamasın?

Görüyorsunuz, bütün bu "ayıklamalar" da ancak "kurs mantığı" çerçevesinde anlamlıdır.

Mesela aynı fasılda yer alan 9. soru:

"Cumhuriyet döneminde, I. tarih, II. hukuk, III. dil alanlarının hangilerinde yapılan inkılaplarda laiklik anlayışını yerleştirme amacı olduğu savunulabilir?"

Doğru cevabı işaretlemişsinizdir herhalde... Doğru cevap "hukuk"muş.

Bana göre yine olmadı! "Hukuk" doğru cevap ama aynı şekilde "dil" ve "tarih" de doğru değil mi?

Fazla uzatmadan söyleyeyim: Laiklik bir bütün değil midir?

"Sosyal Bilimler-29"da yer alan ve Berkeley ile Aşık Veysel'in görüşlerinin "ortak yönü"nü söyletmeye çalışan soru-cevap hakkında hiç laf etmeyeceğim... Ama "Edebiyat-Sosyal Bilimler" (İkinci Bölüm) faslında yer alan benzer iki soru var ki, bunları hatırlatmadan olmaz:

8. soruda çok tuhaf (ve komik) bir biçimde Halit Ziya Uşaklıgil'in Mai ve Siyah'ının "özeti" verildikten sonra adaylara şu soru yöneltiliyor: "Bu parçada özellikleri anlatılan roman ve yazarı aşağıdakilerin hengisinde verilmiştir?"(!) Seçenekler: "Eylül-Mehmet Rauf", "Şıpsevdi- Hüseyin Rahmi Gürpınar", "Paris'te bir Türk- Ahmet Mithat", "Mai ve Siyah- Halit Ziya Uşaklıgil", "Hayâl İçinde- Hüseyin Cahit Yalçın".

Bu soru-cevap (benzerleri her yıl tekrarlanan) bir skandaldır... Önce romanın "özelliklerini"(!) anlat, sonra da adaya bu nedir ve kimindir diye sor! Benim burada merak ettiğim asıl husus şudur: Madem ki adayların çok büyük bölümü söz konusu romanların hiçbirinin kapağını kaldırmamıştır (kaldıramamıştır), o halde adayların bu soruya cevaben Halid Ziya yerine Mehmet Rauf'u ya da bir başkasını doğru cevap diyerek işaretlemesinin ne gibi bir mahzuru vardır? Farkındasınız muhakkak: "Roman özetleri kursunu" dikkatle takip eden adaylar heybeye fazladan bir puanı atmış bulunmaktadırlar!

Bir "sınav" ancak bu derece "kültür düşmanı" olabilir....

12. soruda da benzer bir "seçme" söz konusu: "Öykü" üzerine kaleme alınmış bir metinden hareketle adayların Guy De Mauppassant - Sait Faik Abasıyanık ilişkisini kurmaları isteniyor! Eğer "dikkatli" değilseniz, "Franz Kafka- Memduh Şevket Esendal" ya da "Gustave Flaubert- Ömer Seyfettin" gibi tuzaklara düşme ihtimali mevcut...

Sen tut en az 6 yıl ortaöğretime bağladığın öğrencilerine tek bir satır Kafka, Flaubert, Mauppassant okutma, sonra da "Hadi bakalım, kim kiminle eşleşecek?" gibi manasız bir soruyla karşılarına çık, aferin doğrusu...

Ne dersiniz, bu kadarı yeter herhalde... Devamı kısmetse seneye...

Geri dön

Yazdır

Yukarı