T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 21 HAZİRAN 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

İbrahim KARAGÜL

Özgür-Der yöneticileri ABD'ye mi teslim edildi?

Metin Demir, Özgür-Der Diyarbakır Şubesi yöneticilerinden. 1 Haziran Perşembe günü üç kişiyle Kuzey Irak'a gitti. Habur sınır kapısını geçtikten sonra Kürdistan Demokrat Partisi'ne mensup birimlerce gözaltına alındı. Hakkında arama emri olduğu söylendi. Nereye götürüldüğü önce gizlendi, daha sonra Dohuk'ta olduğu öğrenildi. Ne ile suçlandığı konusunda hiçbir bilgi verilmedi.

Metin hakkında bilgi almak için bölge yönetimi nezdinde girişimler başlatıldı. Türkiye'den ve bölgeden devreye giren kişilere, merak edilecek bir şey olmadığı, isim benzerliğinden kaynaklanan bir sorun olduğu, yakında serbest bırakılacağı söylendi. Bu konuşmanın üzerinden bir hafta geçmesine rağmen hiçbir gelişme olmadı. Ardından, Kuzey Iraklı iki avukat devreye girdi. Dohuk Emniyet Müdürlüğü kendilerine, böyle bir kişinin ellerinde bulunmadığını söyledi.

Evli ve üç çocuk babası olan, Diyarbakır'da ticaretle uğraşan, Deniz Feneri Derneği'nin dağıtım çalışmalarını yürüten ve kendi pasaportuyla ilk kez Kuzey Irak'a giden Metin Demir hakkında bilgi almak için bölgeye giden iki kişi de aynı akıbete uğradı. Türkiye'de Mesut Barzani'nin itibar ettiği kişilere yazdırılan mektupla Kuzey Irak'a giden Özgür-Der Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Eğilli ile Diyarbakır Şubesi yöneticilerinden M. Hasip Yokuş, yaklaşık bir hafta Erbil'de Metin Demir hakkında bilgi almaya çalıştı. Çabalarının sonuçsuz kalması üzerine 18 Haziran Pazar günü Türkiye'ye dönme kararı aldılar. Ancak Zaho'ya bağlı Halil İbrahim sınır kapısında yine Barzani'nin adamları tarafından gözaltına alındılar. Kendileriyle en son 18 Haziran Pazar günü saat 23:00'te bağlantı kurulabildi.

Metin Demir'in iki gün işkence altında tutulduğu, Erbil'de olabileceği belirtiliyor. Mustafa Eğilli ve M. Hasip Yokuş hakkında da bilgi alınamıyor. Bu iki kişi, bir hafta önce Kuzey Irak'a girişlerinde sorun yaşamamışlardı. Başbakan Tayip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve ilgili kurumlar konudan haberdar edildi ancak henüz sonuç alınamadı.

Özgür-Der yöneticileri, Metin Demir'in isim benzerliğinin kurbanı olmuş olabileceğini söylüyor. Ancak daha önce Kuzey Irak'a serbest bir şekilde girip çıkan iki kişinin neden gözaltına alınmış olabileceği hakkında hiçbir kanaate sahip değiller. Demir ve kendisi hakkında bilgi almaya çalışırken aynı akıbete uğrayan iki kişi hakkında bilgi almak için çabalıyorlar.

Bu kişilere ne oldu? Neden gözaltına alındılar? Ne ile suçlanıyorlar? Hala Kuzey Irak'talar mı? Nerede tutuluyorlar? Hala Barzani'nin elinde mi? Yoksa başkalarına mı teslim edildiler? Haklarında hiç bir suçlama olmamasına rağmen başkaları adına mı gözaltına alındılar? Akıllara son derece ürpertici sorular geliyor?

Terörle mücadele adı altında yürütülen operasyonlar sırasında sayısız insan hiçbir suç isnadı olmaksızın gözaltına alındı, kaçırıldı, bilinmeyen yerlere götürüldü. Haklarında bir daha bilgi alınamadı. Bir çok masum insan, bu soruşturmanın kurbanı oldu, bazıları yanlışlıkların kurbanı oldu, bazıları isim benzerliğinin, bazıları ise yanlış istihbaratın.

Kuzey Irak bu operasyonların merkezlerinden biri durumunda. Bölge görünüşte Kürt otoritesinin ama gerçekte ABD istihbaratının, İsrail istihbaratının, İngiliz istihbaratının denetiminde. Irak genelinde kurulan gizli cezaevlerinin bazıları Türkiye sınırına yakın bölgelerde. Basit ihtimaller, yanlış bilgilerle insanlar gözaltına alınıyor ve kayıplara karışıyor. CIA'nın gizli cezaevleri, soruşturma merkezleri Türkiye topraklarına bile yayılmışken, işkence uçuşlarında Türkiye hava sahası ve havaalanları bile kullanılırken, dünya genelinde bireysel özgürlüklerin ve güvenliğin hiçbir güvencesi kalmamışken bu kişiler hakkında duyulan endişelerin ne kadar haklı olduğu ortada değil mi?

Metin Demir, Mustafa Eğilli ve M. Hasip Yokuş'un Kuzey Irak yönetimiyle bilinen hiçbir sorunu yoktu. O zaman başka ülkeler adına mı gözaltına alındılar ve o ülkelere mi teslim edildiler? Amerikalılara mı teslim edildiler? Onlar mı sorguluyor? Ne hakla ve hangi suçtan? Mustafa Eğilli, Kudüs dergisinin yayın yönetmeniydi? İsrail istihbaratının Kuzey Irak'ta ne kadar etkin olduğunu herkes biliyor? Olayda İsrail istihbaratının bir rolü var mı? Yeni bir gizli sorgulama, gizli cezaevi vakasıyla mı karşı karşıyayız? Barzani yönetimi, bu kişileri ABD ya da İsrail için mi gözaltına aldı?

Bölgede etkin olan Türk istihbaratının bu olaydan haberdar olmaması mümkün değil. Türkiye'den ve Kuzey Irak'tan yirmiye yakın kişi devreye girdi, sonuç alınamadı. Dışişleri Bakanlığı'nın hem KDP hem Bağdat yönetimi hem de olayla bağlantılı olabilecek ülkeler düzeyinde girişimde bulunması, hayatından endişe edilen bu kişiler hakkında gereken özeni göstermesi gerekiyor.

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi