T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
S O N   D A K İ K A 21 HAZİRAN 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Mumcu: AB'ye rest çekmek moda

Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, son zamanlarda Kıbrıs konusunda AB'ye rest çekme modasının başladığını belirterek, bunun, vatandaşın milliyetçilik duygularını sömürmeye yönelik olduğunu söyledi.

Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, "Türkiye'yi AB birliği üzerinden taviz vermeye yönelik tuzağın içine siz soktunuz" diye konuştu.

Mumcu, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, her hafta grup toplantısına gelirken, olağan şeylerden söz etmek istediğini ancak, böyle bir ortamda bunun mümkün olmadığını belirterek, "İnşallah bir gün, bu kürsüden olağan şeylerden söz etmek mümkün olur. Müjdelerle, umutlarla konuşacağımız günler olsun. Ancak bunları konuşamıyoruz. Çünkü Türkiye'de hiçbir şey olağan gelişmiyor" dedi.

Hükümetin yurtdışında yapmadığı diplomasiyi, Türkiye'de kendi vatandaşına yaptığını savunan Mumcu, son zamanlarda da AB'ye rest çekme modası olduğunu kaydetti. Mumcu, şöyle devam etti:

"Vatandaşın milliyetçilik duygularını sömürmeye yönelik bir durum var. Bu işler nazla, niyazla, sözle olmaz. Bu işlerin bir hukuku, yazılı metinleri, sözleşmeleri vardır. Ülkeler arasındaki ilişkilerde dostluk değil, çıkarlar önemlidir. Masaya oturan herkes kendi çıkarlarını korumak zorundadır."

"İZOLASYON 1974'TEN BERİ VAR"

Türkiye'nin limanlarını ve hava meydanlarını Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ne açması yönündeki tartışmalara da değinen Erkan Mumcu, bunun yeni bir mesele olmadığını, Türkiye'nin milli çıkarlarını zedeleyen belgelerin altına imza atıldığını savundu. Mumcu, "Sanki bunlar olmamış, müzakere koşulu olmamış gibi, bugün Başbakanımız çıkıp, sözüm ona rest çekiyor. Ama bu, aldatma... Üstelik yapılan şey apaçık taviz" diye konuştu. Mumcu, şunları söyledi:

"İzolasyonların kaldırılmasından ne kastedildiğini biliyor musunuz? Birkaç uçağın inip kalkması anlamına gelir mi? Avrupa açısından gelir, ancak Kıbrıs Türkleri açısından hayır... Bu izolasyon 1974'ten beri var. Türkiye'yi AB üzerinden taviz vermeye yönelik tuzağın içine siz soktunuz. Bu teklif, zamanında Anavatan Partisi'ne de yapılmıştı. O zamanın Başbakanı Yılmaz, bunu reddetmişti. Bu dirayeti, o günün hükümeti göstermişti. O dönemde çok geçmeden 1 yıl sonra AB, kendi ayaklarıyla bize geldi."

Mumcu, AB'nin, "Türkiye'nin nimetlerden faydalanmaması ancak külfetleri paylaşması" düşüncesinde olduğunu ifade ederek, "Türkiye gerçek anlamda rest çektiğinde hizaya geliyorlar. Ama bu Hükümet, içeride emin olamadığı meşruiyetini, dışarıda ayakta tutmak için çok önemli tavizler veriyor" dedi.

"ABUK SABUK POLİTİKALAR İÇİNDE OLMADILAR"

"Bunların 1940'lı yıllarda Peyami Safa'nın AB üzerine yazdıklarından haberdar olduğunu zannetmiyorum. AB'nin 500 yıllık tarihini bilmelerine imkan yok" diyen Anavatan lideri Mumcu, şöyle devam etti:

"Yassıada mahkumları, Bayar, Menderes, Zorlu ve Polatkan, boyunlarında idam fermanı, idam için götürülürken bile AB fikrini tartıştılar. Menderes, AB'ye o zamanki adı Ortak Pazar'a, o dönem müracaat etmişti. AB, Türkiye'nin önünde en az 50 yıllık proje. Bu uğurda verilmiş emekler var. Boyunlarına idam fermanı asılan ve demokrasi şehidi olarak tarihe geçen bu insanlar, ölüme giderken bile Avrupa Birliği'ni konuşuyorlardı. Bunlar, hiçbir zaman abuk sabuk politikalar içinde olmadılar."

AB'nin, Kıbrıs meselesinin siyasi boyutunda çözüm tarafı olamayacağının baştan belli; çözüm yerinin ise BM olduğuna dikkati çeken Erkan Mumcu, Annan Planı'nın Rum tarafınca reddedilmesinin ardından BM üzerinden girişimde bulunulmamasının hesabının verilmesi gerektiğini ifade etti. Mumcu, "Gözünüz aydın... 4 yıldan sonra kaçırılan fırsatların ardından gözünüz aydın... Peki şimdi anladınız; ne yapıyorsunuz? Hiçbir şey. Tek yapılan, vatandaşa poz göstermek ama bu, vatandaşın karnını doyurmuyor" dedi.

Başbakanın milletin hayrına bir şey yapmadığını ileri süren ANAVATAN Genel Başkanı Mumcu, fındık fiyatlarında büyük düşüş yaşandığını, Türkiye'nin fındıktan elde ettiği gelirin böyle giderse 400-500 milyon dolar seviyesine düşebileceğini söyledi. Mumcu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"(Fiskobirlik'in 1.5 katrilyon lira borcunu ödedim) diyorsun. Nereden ödedin sayın Başbakan... Babanın parasını vermiyorsun, fındıkçıdan aldığın parayı veriyorsun. Böyle devam ederse Türkiye'nin fındıktan kazancı 400-500 milyon doları geçmez. Neden? Yönetmeyi bilmeyen bir hükümet, ağzından çıkanı kulağı işitmeyen bir Başbakan yüzünden...

Sanayi Bakanı Ali Coşkun, 'Ben, hayatı boyunca fındık yememiş insandan alıp, fındık üreticisine veremem' diyor. Böyle bir vahşi söz olur mu? Buna devlet adamlığı diyebilir misiniz? Sadece fındıktan kesilen stopaj bile milyar doları aşıyor. Siz hangi üründen böyle bir stopaj alabiliyorsunuz. Sizin yapacağınız şey dünya fiyatlarını fındıkta yukarıda tutabilmek.

150 trilyon finansman desteği sağlansa Türkiye'ye döviz girecek, fiyatlar yükselecek. Devletin cebinden çıkacak 5 kuruş yok. Tek yapılması gereken Fiskobirlik'e kredi verilmesini sağlamak. Fakat tam tersi yapılıyor. Kredi vermeyi düşünen özel bankalar vazgeçiriliyor. Niye biliyor musunuz; Başbakanın yakın çevresindeki adamlar fiyatın düşeceğine göre hesap yapıp, 4.5-5 dolardan ihracat taahhüdünde bulundukları için.

Fiyat inecek ki bunlar da çiftçinin sırtından, Türkiye'nin sırtından para kazanacaklar. Bunu meydan meydan konuştum. Tekrar burada söylüyorum; olacak şey mi? Doğrudan doğruya Fiskobirlik Başkanı'nın beyanını söylüyorum. Sayın Başbakan Fiskobirlik Başkanı'na diyor ki 'Sayın Başkan, biz bu işi hallederiz ama sen bir Cüneyt ile konuş.' Cüneyt kim; kim bu Cüneyt...

Bu devletin nesidir, bu ülkenin nesidir. Ben söyleyeyim fındık ihracatçısı... Bu, benim beyanım değil, bu isnat değil, bu iftira değil. Bu, Fiskobirlik Başkanı'nın bana anlattığı şeydir. Günahı, vebali boynuna... Ama çok gerçek görünüyor manzara..."

Elinde bu kadar varlığı olan Fiskobirlik'in kredi bulamamasının mümkün olmadığını söyleyen Mumcu, "Ama piyasaları engelleme var.

Herkes korkuyor. Nasıl korkmasın... Çünkü bu Hükümet, hukuk mukuk tanımıyor. Mahkeme kararı tanımıyor."

"CHP'NİN 'SAĞA AÇILIM' DEDİĞİ ŞEY, AK PARTİ İLE İŞBİRLİĞİ"

Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, "CHP'nin 'sağa açılım' dediği şey, AK Parti ile işbirliği kurmak. Hadi hayırlı olsun" dedi.

Mumcu, partisinin TBMM grup toplantısında, siyasi partilere yapılan Hazine yardımına ilişkin kanunun Anavatan Partisi'nin iktidar olduğu dönemde çıkarıldığını anımsatarak, bu kanundan DSP, CHP ve AK Parti'nin de yararlandığını belirtti. "Kendileri yararlanırken demokrasiydi, sıra bize gelince kanun çıkardılar" diyen Mumcu, mahkeme kararı olmasına rağmen halen kendilerine ödeme yapılmadığını söyledi.

İktidarların her rejimde, muhalefetin sadece demokraside bulunduğuna dikkati çeken Mumcu, muhalefetin, demokrasinin vazgeçilmezi olduğunu vurguladı.

TBMM Genel Kurulu'nun çalışma takvimi konusunda ana muhalefet ile iktidar partisinin anlaştığını ifade eden Mumcu, "CHP'nin Atatürk'ün mirası olduğunu savunan, kendilerini sanki Atatürk'ün akrabasıymış gibi ilan edenler, konu Atatürk Orman Çiftliği olunca işbirliğine giriyorlar. Alın size mübarek olsun. CHP'nin 'sağa açılım' dediği şey AK Parti ile işbirliği kurmak... Hadi hayırlı olsun" diye konuştu.

CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞI

Erkan Mumcu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adayında olması gereken vasıfların tarifine katıldığını belirtti. Bazı kişilerin "Erdoğan kendini tarif ediyor" söylemlerinde bulunduğuna dikkati çeken Mumcu, "O tarifteki vasıflar Başbakanda varsa, Cumhurbaşkanı seçelim. Ama millete soralım, bu tarife kim uyar kim uymaz?" dedi.

Üniversite seçme sınavlarında milyonlarca ailenin "akılsız düzenin kurbanı edildiğini" ifade eden Mumcu, üniversitelerde devlet tekelini kaldıracaklarını söyledi.

Milli Eğitim Bakanlığı döneminde hazırladığı YÖK reformunu CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a götürdüğünü anlatan Mumcu, "Reformun, kendi partinizin seçim beyannamesi ile aynı olduğunu size belgeledim. Hükümetin değiştirebileceği yönündeki çekingenizi 'imzamı çekerim' diyerek taahhüt ettim. O gün reformu neden reddettiniz? Bugün kalkmış, üniversite sınavını kaldıracağını söylüyorsunuz. Bu ne samimiyetsizlik, nasıl iki yüzlülük?" diye konuştu. Rekabetsizliğin olduğu her yerde zulüm, işkence ve kalitesizlik olduğunu savunan Mumcu, şöyle devam etti:

"Rekabeti talepten değil, arzdan sağlayacağız. Özel sektörün, üniversite eğitimine girmesini sağlayacağız. Hükümet, üniversite meselesini sadece bir türban meselesi olarak görüyor. Böyle görürseniz, olacağı budur. Türkiye bu kahrı boşu boşuna çekiyor. Türkiye'de kaynak kıtlığı yok, akıl kıtlığı var."

Milletin derdine derman olmak için erdem mücadelesi verdiklerini kaydeden Mumcu, "er ya da geç, milletin düşmanlarından hesap soracaklarını" ifade etti.

Azerbaycanlı Ressam Babek Mehmetli, çizdiği Erkan Mumcu portresini Anavatan Genel Başkanına hediye etti.

  • ANKARA (A.A)

    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi