T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Ç A L I Ş A N I N S E S İ | 3 AĞUSTOS 2006 PERŞEMBE | ||
|
İş arama iznindeyken geçirilen kaza, iş kazası mıdır? M.BOZÖYÜK: İşyerinde çalışan ancak, yeni iş arama iznini kullanan işçi, bu süre içerisinde izin kullandığını düşünürsek, örneğin 2 haftalık önel süresinde her gün 2 saat iş arama izni kullanırken bu sürede, işyeri dışında kaza geçirirse, bu iş kazası sayılır mı? Okuyucumuzun iş kazasına ilişkin diğer sorularını başka bir yazımda ele alacağım. Kayıtlı sorusuna gelince; sigortalının iş arama izni, İş Kanunu'nda "Bildirim süreleri içinde işveren, işçiye yeni bir iş bulması için gerekli olan iş arama iznini iş saatleri içinde ve ücret kesintisi yapmadan vermeye mecburdur. İş arama izninin süresi günde iki saatten az olamaz ve işçi isterse iş arama izin saatlerini birleştirerek toplu kullanabilir. Ancak iş arama iznini toplu kullanmak isteyen işçi, bunu işten ayrılacağı günden evvelki günlere rastlatmak ve bu durumu işverene bildirmek zorundadır.(...)" hükmüyle düzenlenmiştir. Buna göre sigortalı, iş arama iznini kullandığı sırada işte sayılmamaktadır. Diğer bir deyişle iş arama izni, duruma özgü ücretli izindir ve yıllık ücretli izinde olduğu gibi, izin süresinde -emzirme izninden farklı olarak- geçirilen kaza da iş kazası değildir. Nitekim iş kazasının tanımlandığı yasal düzenlemede (506 s.K.m.11) de iş arama iznini kapsayan bir tanım yapılmamıştır. Bu tanıma göre, "İş kazası, a)Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, b)İşveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla, c)Sigortalının, işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, d) Emzikli kadın sigortalının çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, e)Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedence veya ruhça arızaya uğratan olaydır." Bu tanımdan da açıkça anlaşıldığı üzere, iş arama izni sırasında geçirilen kaza, iş kazası değildir. Aşırı fazla çalışma yaptığımızdan haklı olarak işten ayrılabilir miyiz? Bahar SEKİZKARDEŞ (İst.,satış danışmanı): Tahsin bey, biz beş arkadaş bir mağazada satış elemanı olarak çalışmaktayız. Yalnız 2,5 senedir zam alamıyoruz. Günde sekiz saatten fazla çalışmaktayız. İşyeri tarafından psikolojik baskı yapılıyor. Yıldırma politikası uyguluyorlar. İşten ayrılmak istiyoruz. Tazminatlarımız yüzünden zordan duruyoruz. Ne yapabiliriz? Okuyucumuzun ifadesinden asgari ücretten yüksek düzeyde ücret aldıklarını anlıyorum. Yoksa asgari ücrete komisyon kararlarıyla zamlar yapılıp uygulandı. Asgari ücretten yüksek ücretlere zam yaptırılması, işverenle anlaşmaya bağlıdır. Ya birlikte oturup bunu değerlendirirler, ya da çalıştıkları işkolunda faaliyet gösteren bir sendikaya üye olarak işverenle toplu iş sözleşmesi yapmaya çalışırlar. Çünkü yaptıkları fazla çalışmanın yasal günlük 11 saatlik süreyi aştığını ve % 50 zamlı fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini söylememişlerdir. Böyle haller varsa öncelikle yasal uygulamaya geçilmesi hususunda, Çalışma ve So. Gü. Bakanlığı ilgili Bölge Müdürlüğü'ne şikayette bulunabileceklerdir. Böylece yasal inceleme süreci başlatılabilecek, bundan sonuç alınamaz ve yine yasadışı uygulama sürdürülürse, İş Kanunu'nun 24. maddesi uyarınca haklı fesih yapabileceklerdir.
Kısa cevaplar
Seyit BALKAN: Tahsin Bey, Benim SSK girişim 15-06-1989 prim ödeme günüm 4300, % 58 işgücü kaybı raporum var; bu bilgiler ışığında erken emekliliği bildiğim kadarıyla haketmiş durumdayım, benim öğrenmek istediğim şu: eğer ben bu hakkımı kullanıp emekli olursam; emekli maaşım kesilmeden tekrar özürlü kadrosunda SSK'lı olarak çalışabilir miyim? Özürlü emekliliği için vergi indiriminden yararlanması temel şarttır. Özürlülükten emekli olanlar da SSK'ya sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışabilirler. Ahmet DEĞERLİ (Kasiyer, Ankara): Ben, 2002'den beri özel bir şirkette özürlü olarak çalışıyorum. Emekli olduğumda alacağım tazminatta herhangi bir kesinti olur mu? Özürlü işçinin kıdem tazminatı hak edişinde diğer işçilerden farklı bir durum sözkonusu değildir. Rahman KARACA (İşçi, Niğde): Doğum tarihim 01.11.1973, sigorta giriş tarihi 02.01.1996, Eylül 2005 tarihli %40 özürlü raporum var. Özürlü indiriminden hiç yararlanmadım, sadece raporla tertibatlı araç aldım. 96'dan beri SSK'ya prim yatırıyorum ve borcum yoktur. Ne zaman emekli olabilirim? *Okuyucumuz, özürlü vergi indiriminden yararlanmadığı için özürlü emekliliği imkânından faydalanamayacaktır. Normal şartlarda 25 yıllık sigortalılık süresini, 56 yaşını ve en az 5825 prim ödeme gününü tamamladığında yaşlılık aylığını isteyebilecektir.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |