Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
Fatih Sultan Mehmet'in yadigarı Kırım topraklarına İHH İnsani Yardım Vakfı organizasyonunda bir Ramazan programı vesilesiyle yeniden ayak basacağımı duyduğumda oldukça sevindim. Burası İstanbul'da nice hayırlı çalışmalarda bir ve beraber olduğumuz Tatar dostlarımız nedeniyle bir ara yerleşmeyi bile düşündüğüm benim için çok önemli olan bir coğrafya. İstanbul'dan havalandıktan sonra iki saat süren bir yolculuk ardından işte bir kez daha Kırım'dayım. Havası mıdır, suyu mudur beni çeken bilmiyorum, ama dördüncü kez Kırım'da olmak harika bir şey. Havaalanı kalabalık, neredeyse tüm Kırım halkı beni karşılamaya gelmiş. Şaka bir yana İstanbul'da tanıdığım Kırımlı öğrenci gençlerden tam 12 tanesi Simferepool Havalimanında beni karşılamaya gelmişler. Sağ olsunlar ben de kendilerini çok seviyorum. Bu durumu önceden tahmin ettiğimden hazırlıklıyım. Gelirken tam altı kilo kadar baklava getirdim. HER ŞEYLERİNİ KAYBETMİŞLER Kırım bugün Ukrayna'ya bağlı özerk bir bölge. 3 milyona varan nüfusunun ancak %10'luk bir kısmı Tatarlardan oluşuyor. Rusların oranı ise %60'ları buluyor. Kırımlı Tatarların acı hikayeleri var. Yıllar yılı anlatılan hikayeler nesilden nesile aktarılıyor. Onlar 1944 yılında tıpkı Çeçenler, İnguşlar, Ahıskalılar, Karaçaylar ve diğer Kafkas halkları gibi Stalin'in gazabına uğrayanlardan. O büyük sürgünde insanlar her şeylerini kaybetmişler. İnsanlar ocaktaki ekmeklerini bile alamadan birkaç saat içinde sürgün edilmişler. Nice insanlar sürgün yollarında, niceleri de sürgünün acısından ve zor koşullarından hayatını kaybetmiş. Doğru ya Sibirya'da Özbekistan'da sürgün olmak kolay bir şey değil. Tatarlara geri dönüş için izin 80'li yılların sonunda verilmiş. GÖNÜLLÜ GENÇLER CANLA ÇALIŞIYOR Ramazan dağıtımı için önceden belirlediğimiz gıda kalemlerini almamız gerekiyor. Makarna, un, yağ, çay, helva, şeker, bulgur, pirinç, nohut, greçka dedikleri yerel bir bakliyat, tuz ve hatta kahve bile olacak kumanya paketlerimiz içerisinde. Tüm bu malzemeler birer birer paketlere girecek ve bu şekilde 650 dul, yetim ve fakir aile Ramazanın Ramazan olduğunu anlayacak. Onun getirdiği rahmet ve bereketin yakın şahitleri olacak. Bunun için acele ediyoruz. Ramazanın ilk günü pazara çıkıyoruz ve kıran kırana pazarlıklar ardından en uygun fiyata erzaklarımızı satın alıyoruz. Artık hummalı bir çalışma başlayabilir. Gerçekten de öyle oluyor. İlk gün sahur vaktine kadar başkent Simferopool'deki depomuzda 50 gönüllü gençle birlikte paketlerimizi hazırlıyoruz. İtina ile tartılıyor malzemeler. Özenle hazırlanan paketlerin yarın yüzlerce ihtiyaç sahibini sevindireceğini düşündükçe bizim de heyecanımız artıyor. Ernest, Alim, Arsen, Rıza, Kazım, Dilaver ve daha onlarca arkadaşımızın da hissiyatları bizimkinden farklı değil. Sabah olduğunda ilk koşuşturma başlıyor. Bahçesaray, Akmescid ve Sudak illerinin 15 ayrı bölgesinde kumanya paketleri ailelerle buluşmaya başlıyor. Bu iş için genç arkadaşlarımızın tamamı seferber olmuş durumda. Kimi Belogorsk, Fantanı, Rodnikovaye'de kimi Novoivanovka, Topolyovka'da herkes farklı bölgelere dağılmış durumda. Biz de Rodnikovoye'ye doğru yola çıkıyoruz. Dağıtımlar çok hoş geçiyor. İnsanlar hiç beklemedikleri bu hediyeler karşısında ziyadesiyle mutlu oluyorlar. Hele hediyelerin Türkiye'den geldiğini öğrendiklerinde sevinçleri bir kat daha artıyor. Anavatan dedikleri Türkiye'deki kardeşlerinin İHH İnsani Yardım Vakfı aracılığıyla gönderdikleri bu hediyenin zihinlerde ve gönüllerde farklı anlamlar çağrıştırdığı kesin. Ve bunu bakışlardan, bazen düşen bir iki damla gözyaşından anlamak hiç de zor değil. Böyle manzaralarla karşılaşarak dağıtımlara devam ederken iki noktada çakılıp kalıyoruz. SÜRGÜNÜN EN YAŞLI TANIĞI
Hatice ninenin evi ziyaret ettiğimiz bir başka yer. Etraftakiler konu komşu ona "Bita" diyorlar. Bita nine demek. Biz de bita diye hitap ediyoruz kendisine. 70'li yaşlardaki bitamız sürgünün acı dolu tanıklarından. Beş-altı yaşlarında ilk defa sürgün edilirken anne ve babasını yitiren bitamız, 1988'de bu kez vatanına geri dönerken eşini kaybetmiş. Tabii ki bunun bir imtihan olduğunu iyi biliyor. Geldiğinde eş dost toplanıp bitaya küçük bir ev yapmışlar.
|
|
|
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |