![]() |
![]() |
Bugünkü Yeni Şafak |
![]()
|
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Altınlarını saklayacağı uygun bir yer ararken, kervan yakınlarında bir tepenin arkasında namaz kılan bir adam görür. Ona, bir miktar parası olduğunu ve emânet etmek istediğini söyler. Fudayl bin İyâd, tüccara bir yer işâret ederek, altınları oraya bırakmasını söyler. Altınlarını güven altına aldığını düşünen tüccar, kervanın yanına döner ve eşkıyaların kervandaki eşyaları alıp götürdüklerini görür. Eşkıyalardan arta kalan eşyâlarını da toplar ve tekrar namaz kılarken gördüğü zatın yanına döner. Tüccar döndüğünde, gözlerine inanamaz. Biraz önce altınlarını emanet ettiği kişi, görünüşe göre eşkıyaların reisidir ve soydukları kervanın mallarını adamları arasında pay etmektedir. Tüccar, "Demek altınlarımı emanet etmek için bula bula eşkıyâların reisini bulmuşum" diye hayıflanarak geri döner. Tüccar henüz bir kaç adım uzaklaşmıştır ki, Fudayl'ın kendisine seslenmesiyle geri döner. Fudayl, adama niçin tekrar geldiğini sorar. Şaşkınlık içindeki tüccar: "Emânet bıraktığım altınları almak için!" der. Fudayl: "Bıraktığın yerde git al!" der. Adam gider altınlarını alır. Fudayl'ın adamları şahit oldukları manzara karşısında şaşkınlıkla reislerine söylenirler: "Biz hiç para bulamadık, sen ise bunları geri ona geri veriyorsun!" Fudayl: "O, bana hüsn-i zan etti. Ben de Allahü teâlâya hüsn-i zan ediyorum. Ben o kimsenin, benim hakkımdaki iyi niyetini doğru çıkardım. Ola ki, Allahü teâlâ da benim kendisi hakkındaki hüsn-i zannımı doğru çıkarır." dedi.
![]() |
![]() |
![]()
![]() |
![]() |
![]() |