|
|
Afganistan, Filistin ve Lübnan'da ateş altında fotoğraf çekerek dünyayı o bölgenin acı gerçekleri ile yüzleştiren ünlü foto muhabiri Reza, "İyi fotoğraf insanın yüreğine hançer gibi saplanır" diyor.
Afganistan, Filistin ve Lübnan'da 'ateş altında' çok sayıda başarılı fotoğrafa imza atan dünyaca ünlü foto muhabiri Reza, "Üzerinde ismimin yazılı olduğu bir mermi var ve 20 yıldır peşimde. Bilmiyorum ne zaman beni bulacak'' diyor. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin düzenlediği "Fotoğraf ve Oryantalizm'' paneline katılmak üzere Türkiye'ye gelen foto muhabiri Reza, AA muhabiri Abdurrahman Antakyalı'nın sorularını yanıtladı. Fotoğraf konularınızı siz mi belirliyorsunuz? Yüzde 90 ben belirler, National Geographic'e ve diğer dergilere konuyu ben öneririm. Nasıl bir ön hazırlık yapıyorsunuz? Bazı röportajların ön hazırlık süresi 3 yılı buluyor. İşin sadece yüzde 20'si fotoğraf çekmektir. Gerisi araştırmayla geçer. Tarih, edebiyat, ekonominin yanında gideceğiniz ülkenin güncel gündemini de iyi bilmeniz gerek. Yoksa manipülasyonlarla karşı karşıya kalırsınız. Eskiden embedded olmayı biz isterdik
Günümüz medyasını nasıl buluyorsunuz? Egemen güçler hep halka gem vurmaya çalışıp dururlar. Medya da günümüzde halkın beynine gem vurmaya çalışıyor. İliştirilmiş (embedded) muhabirlik hakkında ne düşünüyorsunuz? Hiç iliştirilmiş muhabir olarak bir olayı izlediniz mi? Afganistan'da 15 gün ABD askerleri ile çalıştım. Birlikte devriyeye çıktık. Embedded muhabirliğe karşı değilim. Önemli olan, insanın beynini iliştirmemesi. Ben yine çekmek istediğim fotoğrafları çektim. Eskiden askerlere ısrar ederdik "bizi de götürün gittiğiniz yere'' diye, şimdi ise askerler götürüyor ve gideni eleştiriyorlar! Yaralı çocuk fotoğrafı Norveç'i etkiledi
Çektiğiniz fotoğraflarla değiştirdiğiniz bir şeyler olduğuna inanıyor musunuz? Lübnan'da çok yakınımdaki bir eve bomba düştü. Yaralılar arasında iki de çocuk vardı. Dehşet bir manzaraydı. Çok sayıda fotoğraf çektim. Çocuklardan biri ölmüştü diğerinin ayağına şarapnel parçası saplanmıştı. Ağlıyordum. Çocuğu hastaneye götürdüm. Fotoğrafları da Sipa Press'e gönderdim. Bir süre sonra bulunduğum yere Norveç'ten bir ekip geldi. O bölgeye çocuk hastanesi yapmak istiyorlardı. "Aklınıza nereden geldi" diye sorunca bir gazeteyi gösterip "İşte Norveç halkını etkileyen bu fotoğraf yüzünden'' dediler. Yaralı çocuğun fotoğrafıydı gösterdikleri.. Gittiğiniz yerler genelde problemli yerler. İnsanlarla diyalogu nasıl kuruyorsunuz? Onlara şunu hissettirmeye çalışırım: "Ben turist değilim, para kazanmak için de burada değilim, sizi dinlemeye ve insanlara anlatmaya geldim, sizin için buradayım''. Can güvenliğinizi nasıl sağlıyorsunuz? Güvenilir rehberlerle çalışmanız mı bunu sağlıyor? Rehber bile gittiğim bazı yerlere benimle birlikte gelmiyor. Nasıl oldu bilmiyorum ama biraz önce ayrıldığım yerlere bombalar düştü. Kısmete inanırım bir de... Adımın üzerinde yazılı olduğu bir mermi var ve 20 yıldır peşimde dolaşıyor. Bilmiyorum ne zaman beni bulacak! Hayalim Perwaz'ı uçurmak
Deghati olan soyadını fotoğraf yaşamında kullanmayan Reza, 1952 İran-Tebriz doğumlu. Newsweek, Time, BM, National Geographic için çalışan ve 1994'de Time için yaptığı Türkiye röportaji ses getiren Reza, halen çocuk hakları projesi üzerinde çalışıyor: "Savaş mağduru olan, kötü koşullarda yaşayan ve 'gerçek kurbanlar' diyebileceğim dünya çocukları ile ilgili bir proje bu. Dünyanın geleceği olan bu çocuklar için bir şeyler yapmamız lazım. Afgan çocukları için ''Perwaz'' (Uçmak) isimli bir gazete çıkarıyorum. Hayalim, bu gazeteyi kuracağım bir vakıfla dünya genelinde yayınlamak."
|
|
|