"Adları bende saklı bir grup topluca filme gitmeme kararı almışlar" diyen Eşref Ziya " Nedeni ise : 'Efendim bu film neden AK Merkez ve Capitol gibi yerler de gösteriliyormuş'. Ne yapsaydım yani camiye sinevizyon mu yaptırsaydım? Motosıkletimle cami cemaatinin içine mi dalmamı bekliyorlar? " şeklinde konuşuyor.

Filmi çekmek için örtülü ödenekten para aldığı yönündeki iddiaları da cevaplandıran Eşref Ziya, "Medyada böyle bir haber furyası başladı. Birileri Başbakanı da bu polemiğin içine çekmeye çalışıyor. Benim için hava hoş; reklamım olur. Ama bana örtülü ödenekten para verseler de almam. Çünkü yetiştiğim değerler gereği tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyemem" diye konuşuyor.

Ben aileden zenginim

Film için harcanan 1 milyon doları özkaynaklarından temin ettiğini söyleyen Eşref Ziya" Ben aileden zenginim. Babam müteahhit. Üstelik biz Marmara Grubu olarak bir sürü şirkete sahibiz. Film için yaptığım harcamaları tek tek belgeleyebilirim" diyor. The İmam yüzünden kendisine ilginç tepkiler geldiğini de vurgulayan Eşref Ziya şöyle konuşuyor: "Çocuğun biri bana e-mail atmış: 'Benim hayatımı ne hakla film yapasın? Ben İHL'liyim. Barda gitar çalarak hayatımı kazanıyorum. Geçmişimi unutmaya çalışıyorum. Siz de kalkmış benim hayatımı film yapıyorsunuz. Buna hakkınız yok!' diyor."

Eşref Ziya bugüne kadar gelen eleştirilerin hep filmin hikayesi ve yapımıyla ilgili olduğunu da hatırlatarak " Bir kişi bile ilk kez kamera karşısına çıkmama rağmen benim oyunculuğumla ilgili iyi yada kötü yorum yapmadı. Filmin başrolündeki adama tam not verdim. O adamın hakkını yememek lazım" diyerek sözlerini tamamlıyor.

Dindar ve kentli

Eşref Ziya İstanbul Emirgan doğumlu. Aslen Bayburt'lu. Üniversitenin 2. yılında evlenmiş. 14, 12 ve 9 yaşında üç çocuğu var. Üçünü de özel okula gönderiyor. Ziya "Metropollerde hem dindar hem de kentli olarak hayata tutunabilmek için bir şeyler yapmamız lazım. Benim filmim de bu çabanın örneği sayılır" diyor.