Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
KADAR RENKLİ
Bugünkü cami durağımız, İstanbul'un en aktif ticaret merkezinde yer alan Rüstem Paşa Camii. Tahtakale'de, Mısır Çarşısı yakınında bulunan cami, Kanunî Sultan Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan'ın kocası, Sadrazam Rüstem Paşa tarafından 1561 yılında yaptırılmış. Mimar Sinan eseri olan yapı, kıyı silüetine hakim bir konumda yer alıyor. Etrafındaki çıkıntı binalar, görüntüsünü biraz karalasa da arkasında yükselen Süleymaniye Camii ile birlikte eşsiz güzellikte bir manzara sunuyor. Caminin, yoğun bir ticaret merkezinde bulunması ise bânisinden kaynaklanıyor. Kanunî'nin en önemli iki sadrazamından biri olan Rüstem Paşa, ticari bir zekâya sahip olduğu için caminin altına ve çevresine dükkânlar yerleştirerek burayı bir ticaret merkezi haline getirmiş. Dükkânlar üzerinde yer alan caminin revaklı avlusuna iki taraftaki merdivenlerle çıkılıyor. Üstü tavanla örtülü avlu enteresan bir mimariye sahip. Bir teras görünümünde. Dışarıdaki boğucu havadan sıkılanların çıkıp nefeslenebilecekleri bir teras. Avlu, Ramazan ayında hayırlı bir olaya da mekân sahipliği yapıyor. Caminin çevresindeki esnaf tarafından, burada her akşam iki yüz elli kişiye iftar veriliyor. SELİMİYE'NİN MAKETİ Dikdörtgen plânlı camide sekiz dayanaklı kubbe sistemi uygulamış. Kaidesi sekizgen şeklinde olan merkezi kubbe, karşılıklı dört fil ayağı ve yanlardaki ikişer sütun üzerinde yükseliyor. Büyük kubbeyi dört yarım kubbe destekliyor. Her yeni eserinde bir öncekini aşan Sinan, bu plânı daha soanra geliştirerek Edirne'deki Selimiye'de uygulamış. Bu sebeple, Haliç'in Galata kıyısındaki Sokullu Mehmet Paşa Camii gibi Rüstem Paşa Camii'nin de Selimiye'nin maketi olduğu söyleniyor. Kubbenin örttüğü orta alanı kare olan caminin, yanlarında bulunan uzun dikdörtgen iki sofası, sütunların arkasında galeri gibi duruyor. 1666 yangınında ve 1776 depreminde hasar gören caminin binaya bitişik tek şerefeli minaresi, yıkılan orijinalinin yerine yapılmış. KIRK BİR ÇEŞİT LÂLE MOTİFİ
Rüstem Paşa Camii, mimarisinden çok çinilerinin kalitesi ve zenginliğiyle tanınıyor. Hem İznik, hem Kütahya çinilerinin bir arada olduğu camide; 16. yüzyılın ikinci yarısındaki çini sanatına kaynak olacak bütün desenler sergilenmiş. Mihrap, duvarlar, fil ayakları ve sütunlar tümüyle çinilerle kaplanmış. Lâle ve bahar açmış meyva ağacı motiflerinin dikkat çektiği çinilerde, kırk bir çeşit lâle motifinin kullanıldığı söyleniyor. Mimar Sinan, Sokullu ve Azapkapı camilerindeki uyum güzelliğini (mimarî- süsleme dengesi) bu camide gösterememişse de çinilerin kalitesi ve süslemelerinin harikulâdeliği bu noksanı fazlasıyla telâfi etmiş. Ancak yarım kubbeler içinde sonradan barok üslubunda yapılan nakışlar bu güzelliği biraz bozmuş.
|
|
|
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |