![]() |
![]() |
Bugünkü Yeni Şafak |
![]()
|
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İstanbul'un üzerinde kurulduğu rivayet edilen yedi tepenin sonuncusu, Kocamustafapaşa semtindedir. Tepelerin altısı Haliç sırtlarında sıralanırken, yedinci Marmara'ya daha yakındır. Aksaray semtinden surlara ve Marmara sahiline kadar giden bölgede yer alan tepe, diğerleri kadar yüksek değildir. Bu sebeple, tepeden ziyade bir sırt olduğu da söylenebilir. Daha çok Sünbül Efendi Camii olarak bilinen Koca Mustafa Paşa Camii ve Hekimoğlu Ali Paşa Camii'nin de bulunduğu tepenin en yüksek noktasında Cerrahpaşa Camii görülüyor. 3. Mehmed'in veziri Sadrazam Cerrah Mehmed Paşa'nın yaptırdığı cami, Mimar Sinan'dan sonra mimarbaşı olan, Davud Ağa tarafından 1593 yılında inşa edilmiş. Cerrahpaşa Caddesi üzerinde olan bu anıtsal mabed, belirgin olarak daha çok Marmara sahilinden görünüyor. ASIRLIK SANATA SIVA Tek minareli ve klâsik Osmanlı mimari tarzındaki cami, Sinan'ın baş ustabaşısı Davud Ağa tarafından, Selimiye Camii'nin kopyası olarak inşa edilmiş. Cami; kütüphane, türbe, hazire, şadırvan, sebil, çeşme, çifte hamamdan müteşekkil bir külliyedir. Zamanla bazı binaları yok olduğundan günümüze yalnız cami ve müştemilâtı kalmış. Etrafı otoparklarla kuşatılmış caminin hamam ve sebilinin yerinde yeller eserken, ahşap kütüphanesi ise halen şahıs mülkiyetinde ev olarak kullanılıyor. Kare plâna sahip camideki altı adet fil ayağı üzerine oturan büyük kubbeyi, güneyde ve kuzeyde iki yarım kubbe destekliyor. Ana kubbeyi saran altta dört yarım kubbedeki pencereler caminin içine ışık akışını sağlıyor. Üzeri kurşun kubbenin içi tamamen kalem işi süslemelerle kaplı. Süslemeler, mahfil pencerelerinin üst kısmına kadar iniyor. Bütün bu süslemeler yakın tarihte yapılmış olmasına rağmen, kubbenin su almasıyla bozulmuş. Klâsik üslûp geleneğine uygun oymalı mermer minber oldukça güzel. Mermerden nakışlı taç mihrap, üzerine alçı sıvandığı için rahatsız edici bir görüntü arz ediyor. Mihrapta gayet kıymetli ve orijinal bir İznik Çinisi varmış. Yine mihrap cephesinde altta bir sıra benekli, mavi-beyaz renkte İznik işi bordür çinisi mevcutmuş. Bu çiniler olmadığı için duvar yıllardır sıvalı tutuluyor. Dört köşeli mihrap mahallinin dışa çıkıntılı olması, caminin içi ve dışına farklı bir görünüm katıyor. VURGUN ÜZERİNE VURGUN Cerrahpaşa Camii, 1659 yılında tamamen yanmış, 1765 depreminde harap olmuş, 1781'de tekrar bir yangın atlatmış, 1820 tarihinde ise minaresine yıldırım isabet etmiş. Minare, günümüze kadar gelen taştan külâhı ile bu tarihte tekrar yapılmış. Cami, şehirdeki beton yapılaşmadan da büyük zarar görmüş. Hemen güneyinde bulunan çukur kısımdaki ahşap evlerin yerine apartmanlar yapılması sırasında, hafriyatlar sebebiyle camiyi çevreleyen duvarlarda kayma tehlikesi başgöstermiş. Tehlike, demir beton perdeleme sistemiyle atlatılabilmiş. 1892, 1960 ve 1979'da tamir gören cami, 17 Ağustos depreminde aldığı büyük hasarla tekrar onarılmayı bekliyor. Depremde kolon, kemer ve kubbelerinde çatlaklar oluşan caminin onarımı için Vakıflar'a defalarca başvurulmuş. En son cami imam ve hatibi Zeki Öner'in dilekçesi değerlendirilmeye alınmış. Vakıflar'dan gelen heyet tetkiklerini yaparak sonucu Anıtlar Yüksek Kurulu'na iletmiş. İmam ve cami cemaati şimdi kuruldan çıkacak karar sonucunda caminin restore edileceği günü umutla bekliyor. ÇİNİ YERİNE SIVA Dört köşeli mihrap mahallinin dışa çıkıntılı olması, caminin içine farklı bir görünüm katıyor. Ancak, bu güzel görüntüyü mihrabın sağında ve solundaki duvarlarda, yerlerinde İznik Çinilerinin olması gereken çimentodan sıvalar bozuyor. Bu nahoş görüntüyü, oymalı taç mihrabın üzerindeki alçı sıva tamamlıyor. Oymalı mermer minber ise oldukça güzel görünüyor.
![]() |
![]()
|
![]() |
![]()
|
![]() |
![]() |
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |