T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 9 ARALIK 2005 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  Hayat
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Yusuf KAPLAN

Postmodern (ve) terör

Artık "neresi içeri, neresi dışarı" bunu çok da kolay belirleyebilecek ve belirginleştirebilecek durumda değiliz: Adına ister lokal, isterse global terör deyin, lokal terörü global terör'den, global terörü de lokal terörden ayırarak düşünmek ve anlamlandırmak artık pek mümkün değil.

Türkiye'de yaşadığımız lokal terör de, içinde yaşadığımız dünyada hüküm süren veya hüküm sürmesi gerektiğine karar verilen global terör de, kelimenin tam anlamıyla birer postmodern fenomendir.

Lokal ve global, postmodern'in iki yüzüdür; ve bu iki kelime postmodernizm'in yüzünü gizleyen, sözcüğün iki anlamıyla da ikiyüzlü boyutunu kendiliğinden ifşa eder: Sözcüğün ilk anlamı, meselenin iki veçhesi olduğunu vurgular. Sözcüğün ikinci anlamı ise, postmodernizmin "cynical" anlamında ikiyüzlü, yani çifte standart içeren bir fenomen olduğuna işaret eder.

İkiyüzlü sözcüğünün bu ikinci anlamında gizli olan hayâtî bir nokta var; ki, işte postmodernizm dediğimiz zaman, asıl kastettiğimiz şey budur: Postmodernizmin, kolaylıkla tesbit ve teşhis edilebilir, belirgin bir yüzü yoktur. Yüzsüzdür; maskeleri vardır ve maskelerle vardır yalnızca.

Bu ikiyüzlülük, dolayısıyla yüzsüzlük, yüz yitimi, dolayısıyla grilik ve renksizlik durumunun sosyolojideki ifadesi, özdeşliğin, bir şeyi bir şeyle doğrudan veya dolaylı şekillerde özdeş kılarak açıklamanın zorlaşması anlamında melezleşme, yani melez kimlikler; felsefede, uç noktada işin nihilizme kadar vardığı türlü rölativizm biçimleri, dolayısıyla anlamsızlıklar; din'de pluralizmler, yani şeytanla tanrı'nın eşitlendiği her tür dinsellik biçimlerinin "din" ve "dinsellik" düzlemine indirgendiği neo-sekülerizm, dolayısıyla neo-paganizm biçimleri; insan biyolojisinde iki cinsin dışında başka üçüncü, dördüncü ve dolayısıyla çoğaltılabilir cinsiyetlerdir.

Lokal yani PKK terörü ile global olarak El-Kaide terörü olarak adlandırılan iki terör biçiminin ve hadisesinin postmodernizmle pek çok bakımdan hem dolaylı, hem de dolaysız ilişkileri var.

Ancak bu iki terör biçimlerini yakından incelediğimiz zaman, özelde postmodernizmin, genelde ise 2500 yıllık Batı düşüncesinin, temel kurucu paradigmaları bakımından da, yani hem teorik olarak hem de pratik olarak bizzat terör fenomeni olduğunu, her tür terörü kışkırttığını, meşrulaştırdığını ve pekiştirdiğini görebileceğimizi düşünüyorum..

Postmodernizmin ikiyüzlülüğü, hem terörü kışkırtır, hem türlü ötekiler icat ederek, bu ötekileri marjinalleştirir; hem de türlü negatif tanımlamalar, konumlamalar ve rol-icatları yoluyla her şeyi terörize eder; üstüne üstlük de, bütün bu süreçleri ustaca -belki de sinsice- gizleyerek, örterek postmodernizmin doğasında gizli olan terörü ve terörize etme fenomenlerini görünmez, hissedilmez kılar.

Bütün bir Batı düşüncesi tarihinde insanın kendisine, kâinâta ve Tanrı'ya biçtiği yer ve konumu, bir varoluşsal saldırı, dolayısıyla terör eylemidir.

Bugünkü lokal ve global terör biçimleri, bu varoluşsal saldırı ile kıyaslandığında aslında hem küçüktür, hem de birer sonuçtur. Mevcut lokal ve global terör biçimlerinin birer sonuç olması, bunların geçici olduğunu ve gerekli önlemler alındığında ve gerekli adımlar atıldığında önlenebileceğini ima eder; bu yüzden mevcut fiilî terör hadiseleri veya biçimleri, küçük, gelip geçici olaylardır. Ama sadece olaylardır.

Oysa varoluşsal saldırı diye tarif ettiğim asıl terör biçimi, bir olay değil, terör olaylarını hem doğuran, hem kışkırtan, hem de meşrulaştırma ve pekiştirme söylemleri ve biçimleri geliştirilmesine kaçınılmaz olarak yol açan kalıcı bir olgudur. Özetle, asıl üzerinde kafa patlatılması gereken terör olgusu, varoluşa ve varoluşsal bir saldırıdır; mevcut lokal ve global terör biçimleri ise, bu olgunun ürettiği adımlardır.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi