AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
İmam Hatip Okulları

Bilerek "...Liseleri" değil, "...Okulları" diyorum; çünkü ben bu okula girdiğimde adı böyle idi. Ayrıca onun kökünü yok etmek için yapılan bir operasyon sonunda orta kısmı gitti, lisesi kaldı ve bu adı aldı. Zorunlu öğretim sekiz yıla çıkarılırken öğrencilerin eğilim ve yeteneklerine göre geçişli çeşitliliğe yer verilseydi İmam Hatiplerin orta kısmı da tamamen yok olmayacaktı; nasıl başörtüsü, belediyeler kanunu, başkanlık sistemi gibi konularda anlamsız korkulara, vehimlere kapılarak muhalefet ediyorlarsa, o konuda da ellerinden geleni yaptılar ve sekiz yıllık öğretimi kesintisiz, geçişsiz, tek tip, hasılı işe yaramaz hale getirdiler.

Geriye liseleri kaldı, ama halk yine de çocuklarını bu okullara göndermeye devam etti; muhalifler bu defa üstünü biçerek, dal ve yapraklarını kopararak (yani mezunlarına, ilahiyat dışında yüksek öğrenim hakkı vermeyerek) bu okulları yok etme faaliyetlerini devam ettirdiler, halbuki ilgili kanun apaçık maddeler içeriyor ve bu maddeler, İmam Hatip Liselerinin hem mesleğe hem de yüksek öğrenime öğrenci hazırlayan liseler olduğunu ifade ediyordu. "...kendi alanında yüksek öğrenime" şeklinde bir yorum ve uygulama ile -bütün meslek liseleri içinde İmam Hatip'ten mezun olanları da istedikleri alanda yüksek öğrenim almaktan mahrum ettiler.

Bu konunun çözümü başörtüsünden daha kolay, ama yine de Milli Eğitim ile YÖK'ün işbirliğine bağlıdır. YÖK, meslek liselerinden mezun olanlar da diğer liselerden mezun olanlar gibi, aynı şartlarda yüksek öğrenim imtihanlarına girer ve sonuç alırlar dese problem kökünden çözülecek. Mezunlar kimseden sadaka veya lütuf istemiyorlar, yalnızca adalet istiyorlar, alın terleriyle aldıkları puanların gasp edilmemesini talep ediyorlar.

Bu problemin çözülmesi ve adaletsizliğin ortadan kalkması için bu günlere kadar omuz omuza gayret sarfedenler arasından bazı uygunsuz seslerin çıkmakta olduğunu haber aldım, "Efendim biz de biraz değişelim, bu okullar bu şekil ve isimleriyle olmaz, hem şekil ve içerikte hem de isimde değişiklik yapalım, böyle yaparsak karşı taraf da ikna olur, yumuşar, muhalefet etmez ve mesele çözülür..." diyorlarmış. Ne gaflet, ne gaflet ve ne saflık! Bir delikten bu kadar kere sokulduktan sonra hala aynı deliğe parmağını sokmanın âlemi var mı? Muhalifler bu okulların adına veya şekline mi, yoksa gördükleri işe, yetiştirdikleri esere mi bakıyorlar? Bu okullar isteyen dindar müslümanların çocuklarının dindar yetişmelerini sağladığı, bu hizmeti gördüğü sürece karşı taraf, adı ne olursa olsun onlara muhalefet etmeyecek mi? Türkiye'deki mücadele "ideolojik" değil mi? Bu okulları istemeyenler karşı/yıkıcı mücadelelerini; bu okulların, halka dayatılan ideolojilerine uymadığı kanaatiyle yapmıyorlar mı? Demokrasiyi, hürriyeti, hukuku yalnız kendileri için isteyen bu kesimi, hangi islamî (müslümanlara hak ve özgürlük, dinlerini yaşama imkanı getiren) konuda ikna edebildik de bu konuda ikna edeceğiz. Her şey bir yana mevcut iktidarı içlerine sindiriyorlar mı? Halkın seçip iktidara getirdiği, başbakan yaptığı kişi için "onu içime sindiremiyorum" diyenler onlar değil mi? "Biz değiştik" demek onları ikna edebildi mi? Etmediyse niçin çözümü, hukuka uygun olanı yapmak yerine okulları değiştirmekte arayalım?

AB normlarına, "devletin din eğitimi de veren okullar açması, Diyanet'in bir devlet kurumu olması, mecburi din dersi..." uygun düşmezse, bu sebeple bazı değişiklik ve düzenlemeler yapılacaksa bu da bir paket/bütün olarak ele alınır, özel okullara bugün olandan daha çok hak ve imkan verilir veya başka çözümler aranır ve bulunur; çünkü AB ülkelerinde devletin orta öğretim okulları yanında kiliselerin, yerel yönetimlerin ve özel kesimin de okulları vardır, buralardan mezun olanlar için bir kısıtlama söz konusu değildir.

Sözün özü: Bu ülkenin birçok maddi ve manevi meselesi, ihtiyacı, sıkıntısı var, ama hayatının bütününü dinine uygun yaşamak isteyen müslümanların baş meseleleri başörtüsü ve İmam Hatip Okulları'dır. Kim ne derse desin, ben diyorum ki, bu iki konu -ki, birçok hak ve özgürlük konusunun çerçevesi sayılır- hukuka, adalete, insan hak ve özgürlüklerine uygun çözüme kavuşturulmadıkça dindar halkın cebini altınla doldursanız yine memnun olmayacak ve çözüm/çözen beklemeye, aramaya, bulduğunu sandığına sarılmaya devam edecektir.

Önce İmam Hatip Okulları ve diğer meslek liselerinden mezun olanlara yüksek öğretimin kapıları açılacak, sonra varsa bu okullarla ilgili iç problemler ele alınacak ve ıslah edilecektir. Yol budur, ıslah sırası böyledir, başkası değil!


31 Aralık 2004
Cuma
 
HAYRETTİN KARAMAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED