AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
"Eğlenen Türkiye"

1980'li yılların alternatif kutlamaları ve törenleri 90'ların ikinci yarısından itibaren yavaş yavaş yerini her yerde görünmeye bırakan bir tutuma bıraktı. Bu dönemde tesettürlü kızların diskolara uğramasına, ya da cafe -bara takılan başörtülü kızların garsonlar tarafından içere alınmak istenmemelerine dair dinlenmiş hikayelerle geçti. Muhafazakar kesime hizmet veren, beş yıldızlı otellerin dinlenme ve eğlence anlayışına "uyum gösterebilmeleri", alan araştırmalarının konusu oldu: "Aa onlar da yüzme biliyor ve güneşlenebiliyor." Karşı taraf hayret ettikçe, hayret ettirmeyi kendi hanesine kaydedilen kazanç olarak algılayan kesimler, bu vesile ile "haber değeri taşımak" üzerinden konum belirlediler.

70'li ve 80'li yıllar kaynağını İslam medeniyetinden alan yeni bir hayat tanzim etme çabalarıyla geçti. Bu dönemde, dindarların kendilerine mahsus eğlence biçimlerinin olmamasını dert edinen teorisyenler, akan suya karşı yeni eğlence biçimi üretememekten yorgun, köşelerine geri çekildi 90 'ların başından itibaren. Akan su geri çevrilemezdi ama getirilen her eleştiri ve öneri akışın hızını kesiyordu.Nehrin debisi yükselmiyor önüne kattığı her şeyi sürükleyip gitmiyordu. Kapitalist değerlerle "barışma sürecinde" teorisyenler ve mütefekkirler iki tavır gösterdi. Nehre teslim olup ıslananlar ve ıslandıkça esas gayenin ıslaklık olduğunu ilan edenler ile nehre girmemek üzere geri çekilenler.

Nehrin kıyısında, nehri ıslah etmek üzere bekleyenler yoktu ve nihayet hayat tarzı diktatörlerinin önlerindeki bütün engeller kalkmıştı. Böylece dindarların kendi hayat tarzlarıyla ilgili olarak beyan edebilecekleri, eleştiri getirebilecekleri bir konumları kalmadı. Dindarların kendi dışındakilerin hayat tarzına eleştiri getirmeleri sorun değildi artık, sorun, nehrin içinde en teslim olmuş pozisyonu gerçekleştirmekti.Doksanlar boyunca İslami hayatın ilgilendiren her şey tartışma konusu oldu. Yeni yıl kutlamalarına dahil olmamak bile. İlk defa siyaset Meydanı programı ile başlayan ve bazı entellektüelleri, tv aracılığıyla gerçekleşen kamusallık mekanı olarak, mutlu eden tartışma programları, gittikçe çığırından çıkarak, konuşmak ve fikir beyan etmekten ziyade kavga etmek için bir araya gelinmiş arenaya dönüştü. En fazla raiting alan tartışma konuları olarak dini konuların seçilmesi, dini doğmaların tartışma konusu yapılması, dindar zihniyete sahip olması beklenen kesimlerde bile "bana göre islam sana göre islam anlayışının benimsenmesi neticesini getirdi.Tartışma programlarının en çok rağbet edilen "din adamları", ya her şeye kaşı çıkarak esasında hiçbir şey söylemeyenler oldu, ya da modern hayatın her türlü "artısını"asr-ı Saadet döneminden bulup çıkaranlar.

Medeniyet tartışmalarının yoğun olarak gündeme gelmeye başladığı, 11Eylül teröründen sonra, Taliban/Usame zihniyetine sahip olmakla tehdit edilmeleri karşısında "modern dünyaya" dahil olduklarını daha fazla ispat etme yükümlülüğüne girdi üst kimliğini Müslüman olarak ortaya koyanlar. Günümüzdeki yeni yıl kutlamalarının ülkemizi ziyaret eden hristiyanları bile şaşırtan "renkleri"böyle bir sürecin ürünü.

Türkiye'deki dindarların, hayat tarzı olarak mevcut hayat tarzını tehdit etmeyeceklerinin garantisini vermeleri yeterli değil artık. Diyanet İşleri Başkanının 31 Aralık hutbesinin günler öncesinden basına sızdırılıp eleştiri konusu yapılıp, hutbenin içeriğinin medya yoluyla denetlenmesi hiçbir tepkiye yol açmıyor. Devletin en yüksek dini kurumunun, israf ve çığrından çıkmış bir eğlence anlayışına evrilen kutlamalara dair küçük bir hatırlatma yapmasına bile tahammül yok. Çünkü post-modern Türkiye'de dindarların sadece rejimi tehdit etmeyeceklerinin değil, tüketim kalıplarını içseleştirdiklerinin de garantisini vermeleri gerekiyor. Böylece tek Türkiye, "eğlenen Türkiye" haritası ortaya çıkmış olacak. Öylesine "eğlenen Türkiye" ki ne yanıbaşındaki savaşın şiddetinden ürküyor, ne depremden ders alıyor."Temsil Çağı"nın çocukları ölümün verdiği dersi anlayabilecek donanımdan yoksun çünkü.


31 Aralık 2004
Cuma
 
FATMA K. BARBAROSOĞLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED