|
|
Basınla konuşmayan basın müşaviri olur mu, olur!.. Başbakan Erdoğan, "icraatımızı anlatamıyoruz" diye parti yönetimini ve bakanları uyarırken, bazı bakanlar basın müşavirlerine "basına konuşmama" emri veriyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan, milletvekilleriyle Antalya'da yapılan kampta çok önemli bir tespit yapmıştı: "AK Parti 6 ayda çok önemli şeyler yaptı. Ama basında bunları göremezsiniz. Bunda bizim de suçumuz var; kendimizi anlatamadık." Erdoğan'ın bu açıklaması üzerine parti yönetimi harekete geçti. Geçen hafta yapılan AK Parti Merkez Yürütme Kurulu'nda "parti ve hükümet faaliyetlerini daha iyi anlatacak 5 kişilik bir kurul" oluşturuldu. Ancak, bu sorunun bir ayağını oluşturuyor. Sorunun ikinci ayağı ise "bakanlıkların basın müşavirliğinde" yaşanıyor. Başbakanlık'ta karşılaştığımız bir olay da zaten bu tezi doğruluyor. Olay şöyle: İsmi lazım değil, bir bakanlıkta görevli basın müşaviri, gazetecilerin bir sorusunu, "Arkadaşlar kusura bakmayın, Bakan Bey'in kesin talimatı var; basınla konuşmayacaksın diye.." cevaplayınca şaşırdık kaldık. Görevi, basın mensuplarını aydınlatmak olan basın müşaviri, bırakın aydınlatmayı, sıradan bir bilginin alınmasını bile önlemekle görevlendirilmiş. Bu uygulama sadece bu bakanlıkla sınırlı değil. Başka bir bakanlıkta görev yapan ve basın mensuplarıyla ilişkileri çok iyi olan bir basın müşaviri arkadaşımızın görevine nedense son verildi. İşte asıl sorun burada... İlgililere hatırlatmakta fayda var... Yakın dostu ama ismini bilmiyor?!. İktidar değişeli 8 ay oldu. Ancak iktidar partisi AK Parti'ye tayin-atamalar için gelenin sayısında düşüş yok. Başbakan Erdoğan'ın, "Devlet, iş kapısı olmaktan çıkacak" sözleri de bu talebi azaltmaya yetmedi. Bu durum parti yöneticilerine de sıkıntılı günler yaşatıyor. Geçen hafta Genel Başkan Yardımcılarından birine tayin için gelen vatandaş RTÜK'e girmek istediğini söyleyince Başkan Fatih Karaca arandı. Partili yönetici, Karaca'nın halini sorduktan sonra "Yanımda çok değerli bir dostum var. Değerlendirmenizi istiyorum" dedi. Telefonun öbür ucundaki Karaca "yakın dost"un kim olduğunu sordu. Partili yöneticimiz de "yakın dostuna" dönerek, sordu: "Senin ismin ne!?." Düşen Başbakan'a selam bile verilmiyor Başbakan ve bakanlar görevde oldukları süre içinde ulaşılmaz insanlardır. Ancak görevi sona erdiği zaman selam veren insanların sayısı bile azalır. Bu isimlerden birisi de eski Başbakan Yıldırım Akbulut. İçişleri Bakanlığı, Meclis Başkanlığı ve Başbakanlık yapan Yıldırım Akbulut'a bile kimsenin selam vermediği ortaya çıktı. AK Parti Diyarbakır Milletvekili Fehmi Uyanık, Kocatepe Camii'nin altındaki Beğendik'te gezerken, Akbulut ile karşılaştı. Kendisini tanıtan Uyanık, "Nasılsınız Sayın Başbakanım" diye sordu. Uyanık'ın selam vermesine şaşıran Akbulut, "Demek ki bize selam verip halimizi hatrımızı soran insanlar da varmış" demekten kendini alamadı. Vekil oğlunun ÖSS başarısı TBMM KİT Komisyonu'ndaki çalışmaları ile dikkatleri çeken AK Parti İstanbul Milletvekili Ünal Kacır, bu günlerde çok mutlu. Mutluluğunun sebebi ise, oğlu Mehmet Fatih. Liseyi bitiren Mehmet Fatih, ÖSS Türkiye 12'ncisi oldu. Oğlunun dereceye girmesine çok sevinen ancak, bunu abartmayan Kacır, "Önemli olanın bu başarının üniversitede de sürmesi ve oğlumun Türkiye'ye yararlı bir adam olmasıdır" diyor. Mehmet Fatih Kacır, ÖSS sınavında toplam 180 sorudan 177 soruya doğru cevap vererek, 297 ham puan aldı. Boğaziçi Üniversitesi Elektronik Mühendisliği Bölümü'nde eğitimine devam etmek isteyen Mehmet Fatih de, babası gibi başarısını abartmıyor. Mehmet Fatih'i biz de tebrik edip başarılar diliyoruz... İki milletvekilinden iki 'örnek' CHP Gaziantep Milletvekili Mustafa Yılmaz, 57. Hükümet'te Köy Hizmetleri'nden Sorumlu Devlet Bakanı'ydı. Köy Hizmetleri Kütahya İl Müdürü'nü görevden alan Yılmaz, mahkeme, il müdürünün görevine dönmesine karar vermesine rağmen, bu kararı uygulattırmadı. Daha sonra Köy Hizmetleri'nin bağlandığı Tarım Bakanlığı müfettişleri, Mustafa Yılmaz ile dönemin genel müdürü, personelden sorumlu genel müdür yardımcısı ve personel daire başkanına ceza kesti. Yılmaz da, "Emri ben verdim" dedi ve bürokratların cezasını da kendisi ödedi. AK Parti İstanbul Milletvekili İnci Özdemir'in kocası, müteahhit olmasına rağmen devlet ihalelerine girmiyor. İnci Özdemir bu durumu şöyle açıklıyor: "Kocam ihalelere giremiyor. Çünkü, devletten ihale alması halinde 'Milletvekilinin kocası devletten ihale aldı' haberleri yapılmasına fırsat vermek istemiyor."
Çelik: Gürüz ofsaytta kaldı Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından hazırlanan yeni YÖK Kanunu tartışmalara neden oldu. Çelik, yeni kanuna katkı sağlaması için YÖK Başkanı ve üniversite rektörlerinden de görüş istedi. Ancak Kemal Gürüz başta olmak üzere hiçbir rektör görüş bildirmedi. Ancak, Çelik'in tasarıyı TBMM'ye sevk etmekte kararlı olduğunu gören Üniversitelerarası Kurul Başkanı Prof. Dr. Tunç Erem, Bakan'ı İstanbul'da toplantıya çağırdı. YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün katılmadığı toplantıda Prof. Erem ve Üniversitelerarası Kurul üyesi rektörler, yeni YÖK Kanunu'na katkıda bulunmak istediklerini bildirdiler. Çelik de rektörlerin bu önerisini kabul ederek yeni YÖK Kanunu'nun Meclis'e gönderilmesini erteledi. Gazetemizin Parlamanto Bürosu'nu ziyaret eden Hüseyin Çelik, yeni YÖK Kanunu'nun hazırlanması aşamasında, Kemal Gürüz'ün devre dışı kaldığını anlatmak için futbol terimlerini kullandı: "Kemal Gürüz resmen ofsaytta kaldı." BDDK'da MİT yöntemi Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) da MİT'e özendi. BDDK, istihbarat örgütleri tarafından kullanılan, "gizli belgelere işaret koyma" yöntemini murakıp raporları için kullanıyor. Şimdi, hazırlanan tüm murakıp raporlarında birer işaret bulunuyor. Bu işaretlerden, raporların hangi birimden çıktığı çok rahatlıkla tespit ediliyor. Bu nedenle artık murakıp raporları, kolay kolay dışarı sızdırılmıyor. Uzmanların hesap sorması Özkan'ı uykusuz bıraktı Hüsamettin Özkan, bir dönemin en kudretli siyasetçisiydi. DSP lideri Bülent Ecevit'in sağ kolu ve "gölge başbakan" olarak anıldı. Özkan, geçtiğimiz günlerde TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu'na bilgi verdi. Özkan'a soru soranlar arasında, bir dönem kendisine bağlı kamu bankalarının müfettişleri de vardı. Müfettişlerin soruları karşısında bunalan Özkan, bir ara kimin milletvekili kimin uzman olduğunu karıştırdı; bazı uzmanlara "Sayın komisyon üyesi" diye hitap etti. Özkan'ın komisyonda bilgi verdiği gün, sabaha kadar uyuyamadığını öğrendik. Özkan'ın yakın çevresine, "Bir dönem bana bağlı kurumlarda çalışan memurların bugün beni sorguya çekmesini kabul edemedim" dediği belirtiliyor. Ne diyelim... Allah adamı, hesap sorulacak durumda bırakmasın...
|
|