AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Sezer'in içi rahat mı?

Bence Sayın Cumhurbaşkanı'na, yaşanan son olaydan sonra makamının tarafsızlığı ve saygınlığı üzerinde daha çok itina göstermesini hatırlatmak bir gereklilik haline gelmiştir.

O makam çok itibarlı bir makamdır.

Toplum, tarihten gelen duyarlılıkla o makama orayı dolduran kişiden bağımsız olarak büyük saygı gösterir.

Ama gene bu toplum, "şerefül mekan bil mekin - mekanın şerefi orada oturanın kişiliğiyle orantılıdır" sözünü de kalıcı sözlerden biri haline getirmiştir.

Doğrusu bir süredir Sayın Sezer'in kişiliği tartışılır hale gelmiştir.

Demirel gibi Türkiye siyasetinde derin çizgi oluşturmuş birisini gölgeleyerek bu makama geldiği günlerdeki imajını hatırlamalı bir, bir de bugünleri...

Geçen günler Sezer imajını büyütmüyor, aşındırıyor.

Türkiye'nin meselelerini kavramaktaki zaaf ayrı, devlet içi iletişimdeki tutukluğu ayrı, bugün daha çok temsil ettiği ideolojik çizgi ile tartışılır hale gelmiştir.

"Ana muhalefet" gibi algılanan ve gide gide gerçek "ana muhalefet" olan CHP ile çizgi bütünleşmesi içine giren bir Cumhurbaşkanı profilini Türkiye'nin yadırgaması çok tabii değil mi?

Son olay...

Yani Anayasa Mahkemesi üyeliğine Türkiye Barolar Birliği Başkanı ve "CHP delegesi" Özdemir Özok'u ataması...

Ve ardından olay ortaya çıkınca Özok'un Cumhurbaşkanı'nın ve "Yüce Mahkeme"nin saygınlığının ve tarafsızlığının tartışma konusu olmasını önlemek için emaneti iade etmesi...

Olay ne?

Siz birisini partili kimliğine bakmaksızın Anayasa Mahkemesi gibi siyasi sonuçlar üretici kararlar veren bir yargı organına üye olarak tayin ediyorsunuz ve tayin ettiğiniz kişi, tarafsızlıık ve saygınlık tartışma konusu olur diye verdiğiniz emaneti size iade ediyor.

Şunları sormak haksızlık mı?

-Sayın Cumhurbaşkanı Sayın Özok'un CHP'li olduğunu bilmiyor muydu? (Biliyordu, çünkü bizzat sayın Özok, kendisinin CHP'li olduğunu bildirmişti. Bilmiyor olması halinde de işin vahameti ortadan kalkmıyor çünkü o zaman da Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu tür çok kritik görevlendirmelere isim belirlerken yeterli titizliği göstermediği veya danıştığı insanların iyi danışmanlık yapmadığı ortaya çıkar.)

-Sayın Cumhurbaşkanı böyle bir atamanın hem kendi makamının hem de atama yaptığı kuruluşun saygınlık ve tarafsızlık tartışması içine sürükleneceğini düşünememiş miydi?

-Yoksa, dilim varmıyor ama, tarafsızlık ve saygınlık konusunda mesela Sayın Özok kadar duyarlılık gösterme gereği mi duymamıştı?

Bu soruların hangisine "evet" deseniz, ortaya Sayın Cumhurbaşkanı adına sıkıntılı bir durum çıkar.

Bu sıkıntı bir süredir var. Aşağı yukarı Sayın Cumhurbaşkanı'nın bütün tayinlerinde var. YÖK'e yaptığı tayinlerde var, Devlet Denetleme Kurulu'na yaptığı tayinlerde var, Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı tayinlerde var. Tabii Cumhurbaşkanlığı'nda, kendi etrafında yaptığı kadrolaşmada var. En azından şu tesbiti yapabilirim: Sayın Cumhurbaşkanı, atama tercihlerinde genelde ideolojik çizgileri toplumun akışıyla çelişen insanları bulup tayin ediyor. En son bir CHP'liyi bulup çıkarması, aslında genel gidişin gelip dayandığı trajik bir noktadır. Yani Sayın Sezer'in dünyası, kendisine oyun oynamıştır. Ayağına dolanmıştır.

Ben, emaneti iade eden Özok'u kutlamak isterim. Öncelikle kendi kişiliğine gösterdiği saygıyı önemsiyorum. Kişiliğini, yargı konusundaki hassasiyetini bir üyelik için feda etmemiştir. Sonra Cumhurbaşkanı'nı kurtarmıştır, sonra Anayasa Mahkemesi'ni kurtarmıştır.

Ne CHP lideri Baykal'ın "Cumhurbaşkanı'nın takdiri yerinde" diyerek, ne de CHP Grupbaşkanvekili Mustafa Özyürek'in "Bir dönem CHP üyesi olması tarafsızlığına halel getirmez" sözleriyle aynı duyarlılığı gösterememesine, onların Anayasa Mahkemesi'ne yönelik bu vahim siyasileştirme eylemini parti hesabını öne alarak değerlendirmesine karşılık Özok'un gösterdiği duyarlılık ayrı bir değer ifade etmiyor mu?

Özok diyor ki:

"Yarın bir davada gecemi gündüzüme katarak bir muhalefet şerhi yazdığımda bu Özdemir Özok'un mu yoksa CHP Grubu'nun mu olacak? Size soruyorum."

Bu soru aynı zamanda Sayın Sezer'e yönelmiyor mu?

Anayasa Mahkemesinin 6'ya 5 verdiği kararlarda CHP'li Özok'un oyu hangi anlam taşıyacak?

Anayasa Mahkemesi Başkanlığı da yapmış bulunan Sayın Sezer bunu göremeyecek durumda mı?

Şu ana kadar Sayın Sezer'in olayla ilgili tek kelimelik bir değerlendirmesi olmadı. Oysa bu olay, o makamın tarafsızlığı adına gerçekten trajik bir görüntü arzediyor. Bunun faili de kendileridir. Sayın Özok, "emaneti iade" ederek, CHP'li olmasına rağmen kendi hesabına, Anayasa Mahkemesi'ne yönelik bir tarafsızlık ve saygınlık sınavını kazanmıştır.

Ama bu, Sayın Sezer'i aklamıyor. Eğer Özok bu görevi kabul etseydi, ikili bir etik suç işlenecekti, görevi iade etti ve kendisini akladı. Ama Sayın Sezer'in bir CHP'liyi tayin eylemi irade beyanı olarak bir kere hayata geçmiş bulunuyor.

Sadece bir soru:

-Sayın Sezer'in içi rahat mı? Özok'un görevi iade beyanını dinlerken Cumhurbaşkanlığı'na seçildiği günlerden bugüne köprülerin altından çok sular aktığını, o makamda artık rahat oturmasının zor olduğunu hissetti mi?

Ben vatandaşım ve sorarım.


21 Temmuz 2003
Pazartesi
 
AHMET TAŞGETİREN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED