AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Powell şaşırdı: Tam da işler yoluna girerken!..

Başbakan Erdoğan, ABD Başkan Yardımcısı Cheney'le görüşmeden önce Dışişleri Bakanı Gül de meslektaşı Powell'la görüşmüş ve ondan, "askerlerin en geç hafta sonuna kadar bırakılması için elimden geleni yapacağım" sözünü almıştı. Ancak Gül, kamuoyunun büyük hassasiyet gösterdiği bir konuda bu "ihtimal"le yetinmedi. Kesin açıklama bu yüzden, Erdoğan-Cheney görüşmesinden sonraya bırakıldı. Askerler sonuçta, dün sabah görev yerlerine döndüler ama Bağdat'ta elektrikler kesik olmasaydı askerlerin tutuklu kaldıkları süre birkaç saat daha kısalabilirdi.

Gelinen nokta ne olursa olsun bu olay Türk-Amerikan ilişkilerinde uzun yıllar iz bırakacak bir yara açtı. Türkiye, tatsız, onur kırıcı ve şaşılacak bir hamle ile karşı karşıya kaldı. Ankara buna rağmen, tutuklamaların yukarıdan aşağıya Washington yönetiminin planlayıp uygulamaya koyduğu bir karar olduğunu düşünmüyor. Ancak, aynı düşünce içinde, "kararın mahalli bir girişim olmadığı kanaati" de önemli bir yer tutuyor. Kuzey Irak'taki komutanın tutuklama kararı verirken, Pentagon'a danışıp danışmadığı sorusu zihinleri kurcalıyor.

Pentagon kuşkusu

Genelkurmay Başkanı Özkök'ün Amerika Büyükelçisi Pearson'un gözlerinin içine baka baka sarfettiği şu sözler de zaten doğrudan bu şüpheye işaret ediyor; "Bunun, Amerikan veya bir Amerikan silahlı kuvvetleri politikası olduğunu zannetmiyorum. Ama öte yandan temas ettiğimiz kişilerin seviyelerinin yüksekliği ve olayın bu sabah sona ermesine kadar geçen sürenin uzunluğu dikkate alındığında, bunun sadece mahalli bir olay olarak değerlendirilmesinde de büyük güçlük çektiğimi ifade etmek istiyorum."

Bugün, iki taraf arasında tuğgenerallerin başkanlık edeceği Ortak Araştırma Komisyonu toplanacak ama Pentagon kuşkusu zihinleri epeyi bir süre daha kemirecek. Kuşkuyu giderebilmek de ancak, Amerika'nın olaya karışan bütün subay ve yetkilileri cezalandırması ve Türkiye'den özür dilemesiyle mümkün olabilecek. Hâlâ kararsız denge üzerinde duran Gül'ün ABD ziyareti ve benzeri üst düzey temasların normal seyrinde devam edebilmesinin tek yolu bu görülüyor.

Tabiî, önümüzdeki günlerde madalyonun tersine çevrilme ihtimali de bulunuyor.

Türkiye şimdi "mağdur ve alacaklı" görünüyor ama, Ortak Araştırma Komisyonu'nun ya da Amerikalılar'ın tek taraflı yapacakları araştırmalar durumu daha da tatsızlaştırabilir. Yani, Amerikalılar tutuklamanın haklı sebepleri bulunduğunu iddia etmeye devam edebilir. Mesela, bölgedeki Türk askeri varlığının elinde belirli miktarda silah ve cephane bulunuyor. Amerikalılar, Türk heyetine yönelik tutuklamayı meşrulaştırmak için varlığı kendisi tarafından bilinen bu silahları bile aleyhte delil olarak masaya sürebilir.

Gerilim kimin çıkarına?

İşte bu yüzden, askerlerin serbest bırakılması kadar sonrasında gelişecek olaylar, yani Washington'un olaya yaklaşımına ilişkin malzemeler daha da önemlidir. Hükümet de şimdiden sonra atılacak bu adımlara bakacak. Beklenen en iyi sonuç da bir diplomatın deyimiyle, "olayın klasik askeri budalalıklardan birisi olduğunun anlaşılması" şeklinde özetlenebilir. Ardından da bir özür ve olaya karışan ABD'li askerlerin görev yerlerinin değiştirilmesi....

Aslına bakılırsa böyle bir finale Türkiye kadar Amerika'nın da ihtiyacı bulunuyor. Irak'ta kaldığı süre içinde Türkiye'ye sürekli ihtiyaç duyacağı belli olan Amerika'nın bu ilişkiler sistemini destabilize etmek için mantıklı bir gerekçesi bulunmuyor. Zaten son gelişmeler sadece bizleri değil, bazı Amerikalılar'ı da fazlasıyla şaşırtmış bulunuyor.

Mesela Dışişleri Bakanı Powell gibi...

Powell, Abdullah Gül'le telefonda konuşurken muhtemelen olayın detayları konusunda bilgi sahibi değildi. Gül'e, "Türkiye'ye çok önem veriyoruz ve stratejik ortaklığımızın sürmesini önemsiyoruz. Tam da ilişkilerimiz son haftalarda olumlu gelişmeye başlamışken bu olayın yaşanması gerçekten üzüntü verici...." dedi.

Bir küstahlık onlarca olumlu adımın boşa atılmasına neden olabiliyor. Türkiye-ABD ilişkileri bu hassas denge problemi yüzünden bir türlü rayına giremiyor.


8 Temmuz 2003
Salı
 
MUSTAFA KARAALİOĞLU


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED