T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kulaklarına küpe olsun

'Üslerin modernizasyonu' konusunu karara bağlamak üzere gizli toplantı yapıldığı gün, Meclis'ten canlı yayın yapan CNN-Türk'te Mehmet Ali Birand'ın konuğu oldum. Sorularından biri, Colin Powell'ın BM konuşmasında açıkladığı 'kanıtları' ikna edici bulup bulmadığımdı. Şunu söyledim: "Hayır, bulmadım. 11 Eylül eylemleriyle el-Kaide arasında kurulan ilgiye dair kanıtları da ikna edici bulmamıştım zaten..."

Bu sözleri sarf ederken, 'kanıtlar' ile ilgili skandalı henüz duymamıştım. Hani, Powell'ın, konuşması sırasında, "Başbakan Tony Blair'in yayımladığı mükemmel rapor" diye andığı belgenin aslında sağdan-soldan apartma olduğuna dair skandalı... Üzerinden 24 saat geçmeden, sunduğu 'kanıtlar' yüzünden Powell'ın karizması çizilmiş oldu...

Aslına bakılırsa bu tür 'apartma' raporlar konusunda bizler bağışıklık kazanmış durumdayız. Hatırlayacaksınız, 28 Şubat'ın o muhataralı ortamında, piyasaya sürülen 'irtica raporları'nın önemli bir bölümü de piyasada satılan ipe-sapa gelmez iddialarla dolu kitaplardan 'yararlanarak' yazılmıştı. Ülkemizin ünlü gazetecilerine 'irtica' brifingleri verenler, "Bu adamlar gazeteci, bizi mahçup edebilirler" diye düşünmemiş, temelsiz iddialarını fütursuzca tekrarlamışlardı. O brifinglerde dağıtılan 'irticacı şirketler listesi'nde yer alanlar arasında meyhaneler bile vardı. O liste de bir kitaptan apartılmıştı işte...

"Başbakan Blair'in mükemmel raporu" 19 sayfadan oluşuyor. Metnin önemli bir bölümü, MERIA (Middle East Review of International Affairs) adlı internetten de ulaşılan bir dergiden apartılmış; geri kalan da Jane's Intelligence Review adlı bir derginin 1997'ye kadar giden üç sayısından kırpılmış... "Kırpılmış" diyorsam, paragraflar boyunca alıntılar yapılmasını kast ettiğim için... 'Mükemmel' raporu hazırlayanlar, aktarma yaptıkları kaynaklarda bulunan tashih hatalarını bile fark etmemişler... Ne kadar da aceleciymişler... Bu tipler genellikle aceleci oluyorlar nedense...

İngiliz istihbaratı (MI6), genellikle, burnundan kıl aldırmayan, üstün eğitimli, iyi aile çocuklarından oluşur... Bir istihbarat zaafı yaşandığında, "Neden hedef kişilerin yazışmalarını izlemediniz?" sorusuna, MI6'in o dönemdeki başı, "Centilmenler başkalarının mektuplarını okumaz" cevabını vermişti. Şimdi 'centilmenliğe yakışmayan' o tür işleri de yapıyor olmalı İngilizler... Baksanıza, Anglo-Sakson geleneğinde 'çok ayıp' sayılan kopya çekmeye kadar vardırmışlar işi...

Hem de çarpıtarak...

MERIA'da yayımlanan makalenin Irak asıllı genç yazarı İbrahim al-Marashi, Irak istihbarat örgütü 'Muhaberat' için, "Yabancı büyükelçilikleri gözler" demiş makalesinde; Tony Blair'in raporu, bu ifadeyi, "Yabancı büyükelçiliklere karşı casusluk faaliyetleri yürütür" haline sokmuş... "Düşman rejimlere karşı muhalif gruplara yardım eder" gibi sıradan bir cümle, raporda, "Düşman rejimlere karşı terörist örgütleri destekler" biçimini almış... İmlâ hatalarını görmezden gelenler, aparttıkları cümleleri daha 'korkunç' hale getirmekten geri durmamışlar sizin anlayacağınız...

İbrahim al-Marashi, "Makalemde kullandığım veriler 1990 öncesine ait; keşke apartacaklarına benden daha güncel bilgiler isteselerdi" demekte... Düşünün, bir telefon uzaklığındaki araştırıcıya ulaşıp taze bilgi alma zahmetine bile katlanmayan bir zihniyet, dünyayı apar topar savaşa sürüklüyor...

"Powell'ın raporu sizi ikna etti mi?" sorusuna "Biz henüz ikna olmuş değiliz" cevabını verdi diye Başbakan Abdullah Gül'ü çarmıha germeye hazır tipler, 'gazeteci' diye ortalıkta dolaştıklarına göre, Powell'a dönüp, "Kendilerinden savaş kararı beklediğin BM önünde yaptığın konuşmada, 'kanıt' diye ipe sapa gelmez şeyler anlatmaya, apartma metinlerden 'mükemmel rapor' diye söz etmeye utanmadın mı?" diye sormaları gerekmez miydi? Makalelerinden 'miri malı' gibi yararlanılan yayın grubunun Jane's World Armies dergisi yayın yönetmeni Charles Heyman, "Başbakan Blair ve zavallı ihtiyar Powell için utanılacak bir şey" demekten kendini alamamış işte...

Heyman, İngiliz istihbaratından iki dostunun kendisini arayıp "Bizim bu işte elimiz yok" dediğini naklettikten sonra, "Rapor diye ortaya atılan metin başbakanlığın eseri olmalı" diyor...

İşte, İngiltere'de yaşanan 'çalıntı rapor skandalı' ile 28 Şubat günlerinde bizde yaşanan 'meyhaneli irtica raporları' arasındaki benzerlik burada bitiyor... Bizde, kitaplarındaki ipe-sapa gelmez bilgilerin brifinglere taşınmasına o kitapların yazarları teşekkür bile etmişlerdi; İngiltere'de kendilerinden fazlasıyla 'yararlanılan' yazarlar, gazeteciler ise, hükümetin kamuoyunu aldatma faaliyetletine âlet edilmelerine öfkeyle karşılık veriyorlar...

En fazla merak ettiğim, MI5'ın başındaki Eliza Manningham-Buller ile MI6 direktörü Richard Dearlove'ın bu olup bitenle ilgili ne düşündüğü... İstihbarat dünyasına çok yakın Gordon Thomas'a, bir kaynağı, "Başbakanlık bunun yanına kâr kalacağını nasıl düşünebildi?" diye sormuş ve eklemiş: "Bir İngiliz hükümeti tarafından şimdiye kadar işlenmiş en kaba apartma olayı bu..."

Mutlaka eskiden de oluyordu bu tür işler, ama fark edilmiyordu. Umarım, bizimkiler de bu 'skandal' olayından ders alırlar...


9 Şubat 2003
Pazar
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED