T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Sevginin mahşerinde yanmadan...

MEKKE- Sevginin mahşerini yaşamadan, aşkların en yüksek tepesinde "Vakfe"de beklemeden, yüreğimde kocaman aşklarla Hacerül Esved'e vurulmadan bu dünyadan göçseydim yanardım, hem de bin kerre yanardım...

Bugün Arafat'ı n ve aşkın ilk günü... Kalbimi meleklere emanet ediyorum. Her yanım ateşler içinde, kalbim mahşerin son durağında bir kez daha yanıyor. Eğer gözlerimden yaşlar akmasa ölürüm.

Sana vurgunum, sana hasretim aşkların en güzel dağı Arafat... Seni sevmeden, senin eteklerinde yanmadan yaşamanın ne anlamı olabilir ki...

Sanki insanlığın suru çalınmış da iki buçuk milyon kabrinden fırlamış kefeniyle. Eğer bu ikibuçuk milyonun yalvarışı dudaklara geçseydi sema yırtılır, sükut donar, maddi olan her şey yanıp kül olurdu. Necip Fazıl'ın ifadesiyle, "Gönül fıskiyesinden semaya boşanan levhaların orada ne yaptığını bilemediğimiz için her kıyasın dışında kalıyor ve hayalimizi namütenahi uzaklarda bir uğultu çağlayanına vermiş susuyoruz."

Tepemizden büyük manalar akıyor, ve biz bir kum yağmurunun içinde acz ve günahlarımızla başımızı yukarıya kaldıramıyoruz.

Hazreti Adem'in Hazreti Havva ile karşılaştığı yer... İlk insan ve peygamberin ilahi af için yalvardığı ve rahmete kavuştuğu yer... Af rüzgarının günahları bir yaprak gibi uçurup götürdüğü, duaların kabul edildiği, yalvarabilene kurtuluşun müjdelendiği büyük mahşer provasının ilk remzi, Arafat... Bütün rasüllerin, nebilerin, velilerin Arefe günü hazır bulunduğu muazzam ve muhteşem meydan...

Eğer yaşadığımız evreni cehenneme çeviren katillerle, zorbalarla hayatımız üstüne yaptığımız bütün anlaşmaları yırtamazsak, bir uçurumdan uçarak geçeriz çıldırmanın eşiğinden.

Eğer, ölümle hayat arasında yüzen parçalarımızı yalandan ve ihanetten kurtaramazsak, aşk da, umut da terkeder hayallerimizi.

Kimse "Yeni Naziler"in aşkımıza neden ateş ettiğini, dünyadaki bütün kardeşlerimizin neden katledildiğini farkedemiyor.

Nasıl geçilir ölüm ıssızlığını andıran bu dünyanın zalim karanlığından... Dua ederken, kelimelerin harfler olmadan içinden geçtiği yürekler, kocaman aşklar ve Rasüller rasülünün yardımı olmasa, temiz beyaz atlarla nasıl kaçılır bu dünyadan...


9 Şubat 2003
Pazar
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED