AK Parti lideri Tayyip Erdoğan, milletvekilleriyle 20'li gruplar halinde Genel Merkez'de kimi zaman akşam yemeği kimi zamanda kahvaltıda bir araya geliyor. Vekilleri daha yakından tanımaya çalışan Erdoğan, özel yaşamları ve sorunları hakkında da bilgi alıyor.

Geçen hafta Erdoğan'la yemek yiyen heyet tek tek kendini tanıttı. Sıra Bingöl Milletvekili Feyzi Berdibek'e gelince, "1957 Bingöl doğumluyum. Bekarım" dedi.

Berdibek'in "bekarım" sözü üzerine Erdoğan, "Neden evlenmediğini" sordu. Bunun üzerine Feyzi Berdibek başladı "derdini" anlatmaya: "Efendim hem Bingöl hem Ankara'da işlerim var. Yakınlarım, eş-dost, hemşehrilerim eksik olmaz. Böyle bir adamla kim evlenmek ister? Evlense bile iki gün sonra ayrılır!"

Berdibek'in evli ve çocuk sahibi olmamasına rağmen "gariban babası" olduğunu öğrenen Erdoğan, önce "evlen" tavsiyesinde bulundu; sonra da diğer vekillere dönerek espriyi patlattı: "Bundan sonra Feyzi'ye baba demelisiniz..."

Bu arada "ilgililer" için hatırlatalım, Feyzi Bey hem sporcu, hem hayırsever hem de sanat dostu. Vücut Geliştirme Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi, Jandarma Asayiş Vakfı Bingöl Şube Başkanı ve Bingöl Musiki Cemiyeti Fahri Başkanı... Belki "çatılacak çöpe" bir katkımız olur...

Vekiller Meclis'te suyu parayla içecek

TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın, Meclis'te başlattığı tasarruf kampanyası Meclis lokantasına da girdi. Meclis lokantasına milletvekillerine Kavacık memba suları ikram ediliyordu. 19 litrelik damacanalar içinde alınan Kavacık memba suları sürahilerle masalara servis yapılırken, milletvekilleri istedikleri kadar su içebiliyordu. Bugünden itibaren milletvekilleri, tek kullanımlık plastik bardakta Ericek memba suyu içecek. Tabii kaç bardak su içerse o kadar da para ödeyecek. Meclis garsonları ise atık plastik bardaklardan dertli.

Bürokratlar fotokopi kuyruğuna girdi

AK Parti hükümetinin, kamu kurumlarında başlattığı yolsuzluk operasyonları bürokratları tedirgin etti. Edindiğimiz bilgiye göre, bir çok kamu kurumunda fotokopi makinaları durmadan çalışıyor. Görevden alınması kesin gözüyle bakılan bürokratlar, görevden ayrılmadan önce kendi dönemiyle ilgili evraklardan bir kopya da kendisine alıyor. Önümüzdeki dönemde, hakkında soruşturma veya dava açılması beklenen bürokratlar, savunmalarını kurum kayıtları ile yapacak.

'Köşk'teki Hakim'e hakim sitemi

Çankaya Köşkü, 58. hükümet için özellikle bürokrat kararnamelerinde tam bir "set" oluşturuyor. Hangi bakanla konuşsanız Köşk'e gönderdiği kararnamenin çıkmamasından dert yanıyor. AK Parti, "Sezer engelini" aşmak için çözüm arıyor. Müsteşar veya Genel Müdür olabilmek hükümetten vize alanlar, Çankaya'da ikinci bir "testten geçmenin" sıkıntısını yaşıyorlar. TBMM kulisinde bir milletvekili ile sohbet ederken yanındaki hukukçu bir misafiri atamalarla ilgili şu anekdotu anlattı: "İki hakim arkadaşım da veto yedi. Adalet Bakanı, Müsteşar Yardımcılığı için kararnamelerini hazırlayıp Cumhurbaşkanlığı'na göndermiş. Ancak ikisinin kararnamesi de geri döndü. Arkadaşlar, eski bir hakim olan Sezer'in vetosuna bir türlü anlam veremiyorlar. Madem bunlar Müsteşar Yardımcılığı için sakıncalılar neden bu devlette hakim olarak çalışmalarına fırsat veriliyor?"

Müdür, müdürün koruyucusudur!

Bakanlar ile bürokratlar arasında tam bir "koltuk mücadelesi" yaşanıyor. Bakanlar tarafından görevden alınan bürokratlar, koltuklarını kaybetseler de imkanlarını kaybetmemenin yollarını arıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, geçen hafta BOTAŞ Yönetim Kurulu üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Kılavuz'u görevden alarak, kuruma müşavir olarak atadı. Genel Müdür Gökhan Bildacı ise Kılavuz'a BOTAŞ'da bir makam odası tahsis etti. Kılavuz da, makam odasındaki tüm eşyaları ve sekreterini yeni makamına taşıdı. Kılavuz'un görevi değişti ama imkanları değişmemiş oldu. Sadece bir kat aşağıya taşındı.

Bizden duymuş olmayın ama!..

Meclis Kulisi'nde AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli ile oturken, AK Parti Sinop Milletvekili Mustafa Öztürk yanımıza geldi. Canikli, "Ne var ne yok Mustafa Bey?" diye sorunca Öztürk, "Hanımı hastaneden çıkartmaya gittim" dedi. Canikli "Geçmiş olsun, ne oldu?" diye sorunca Öztürk, "Tekne kazıntısı derler ya. Bu yaştan sonra çocuk sahibi olduk" cevabını verdi. Canikli, "O zaman birkaç tepsi baklava dağıtman lazım" demesi üzerine Mustafa Öztürk, "Yapmayın Nurettin Bey; ben 53 yaşında çocuk sahibi olduğumu saklamaya çalışıyorum... Ama size tatlı ısmarlarım" dedi. Meğer Öztürk'ün, bir çocuğu ABD'de master yapıyor, diğeri de üniversitede okuyormuş. Üçüncü oğula sahip olan Öztürk'ü biz de tebrik ediyoruz. Bu arada, Canikli'nin de seçim arefesinde 2 Kasım'da bir çocuğu olduğunu hatırlatalım.

Vatandaş, futbolcu oğluna torpil arıyor

Milletvekillerinin görevi Meclis çalışmalarına katılarak yasa çıkarmak olmasına rağmen bizim vekillerimiz olmadık işlerle uğraşıyorlar. Bu milletvekillerimizden birisi de AK Parti İstanbul Milletvekili Nimet Çubukçu. Çubukçu, vatandaşlardan gelen ilginç talepler karşısında şaşırıp kaldığını söyledi. İstanbul'dan arayan bir kadın, önce AK Parti lideri Erdoğan'ın eskiden futbolcu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunu hatırlattıktan sonra, "Benim oğlum İstanbul Büyükşehir Belediyespor'da oynuyor. Çok iyi futbol oynamasına rağmen A takıma alınmadı. Sizden oğlumu A takımına aldırmanızı rica ediyorum" demiş. İstanbul'dan arayan bir başka vatandaş ise "Evime doğalgaz bağlanması için belediye telefon eder misiniz?" derken bir başka vatandaş ise "Seçimlerden önce pazar yerimizi gezmiştiniz. Belediye bu pazar yerini kaldırmak istiyor. Telefon edin pazar yeri kaldırılmasın" demiş.

  KAYHAN ÖZER  BİLAL ÇETİN  NEVZAT DEMİRKOL  VELİ TOPRAK  ASLIHAN A. KARATAŞ  EVİN GÖKTAŞ  SAMİ GÖKÇE  HAMDİ ATEŞ