|
|
Valiler Kararnamesi, nihayet...
Önceki gün burada yayımlanan "Atama atamama, atama atamama" adlı Kulis'ten sonra iki paralel gelişme yaşandı. Cumhurbaşkanlığı, atama kararnamelerinde tıkanma olmadığını açıkladı; ardından da 58 ilin yöneticisini değiştiren 'Valiler Kararnamesi' çıktı. O yazıyla aynı gün Hürriyet manşetine tırmanan, "MİT rest çekti" haberini saymıyorum... "MİT'in resti" haberiyle şunu öğrendik: Abdullah Gül, başbakan olduktan kısa süre sonra, MİT'e bir yazı göndererek, atanacak kişilerle ilgili 'güvenlik soruşturması'na öz teşkil eden raporların dedikodulara değil, mahkemelerin 'kanıt' kabul edeceği türden somut bilgi ve belgelere dayandırılmasını istemiş... Haberi veren gazete, MİT'ten "Ne kanıtı be!" gibi bir tepki geldiğini ileri sürüyor, ama haberin orası gerçekten önemli değil... Önemli olan, atamayı yapacak makamın tavrı... Makam, aslı astarı olmayan, iler tutar yeri bulunmayan, dayanaksız istihbarat kırıntılarına itibar ediyor mu, etmiyor mu? "Kararnameler Çankaya'ya takılıyor" iddiasının geçersiz olduğu Cumhurbaşkanı adına yapılan açıklama ile ortaya çıktı ya, bu beni rahatlattı. Rahatlamamın sebebi, "Hukukçu vasfı ağır basan cumhurbaşkanının bu tür gevşek raporlara itibar edeceğini sanmıyorum" cümlemde ifadesini bulan Ahmet Necdet Sezer'in hukukçu kişiliğine güvenimin doğrulanmış olması... Pek çok okur, "Cumhurbaşkanı Sezer'i kollaman yanlış" diye tepki gönderdi o yazıma. Haklı çıkmak iyi bir şey. İsminin önünde 'hukukçu' sıfatı bulunan hiçbir kişi, 'kanıt değeri olmayan' iddialara kulak vermez... O tür iddiaları seslendiren raporların bir benzerinin bir yerlerde kendisi hakkında da tutulduğunu bilir çünkü... Cumhurbaşkanı Sezer'in muhtemelen önüne konulduğu halde kulak vermediği asılsız iddialara biraz daha yakından bakalım mı? Şu sıralarda ortalarda dolaşan valilerle ilgili bir listede her ismin karşısında insanın dudağını uçuklatacak iddialar yer alıyor. Birileri, belli ki, devletin valisini adım adım (veya uzaktan) takip etmiş, hakkında bilgi notları tanzim etmiş, o notlarla 'yargısız infaz' peşinde... Merkeze alınmadan önceki son görevi Bursa valiliği olan, emniyet kökenli Orhan Taşanlar'ı nasıl bilirsiniz? Bu soruya siz kendisini uzaktan tanıyanların vereceğiniz onlarca cevap vardır. Kendisini biraz yakından tanıdığım için benim cevabım sizinkilerden farklı olabilir. Ancak, sözünü ettiğim listede, 'Orhan Taşanlar' ismi karşısında yer alan şu satırların hepimizi şaşırtacağına eminim: "İrtica eğilimlidir. Gemlik İmam Hatip Lisesinde yaşanan türban sorunu ile ilgili olarak 'Herhangi bir olaya neden olmayın, olay istemiyorum, yumuşak davranın' demiştir. İl Emniyet Asayiş Kurulu Toplantısında, MGK kararları doğrultusunda yapılan çalışmalar gündeme alınmamış, konu ile ilgili sorulan sorular geçiştirilmiştir." Kendisinin haberi olmayabilir; ama devlet adına hareket eden birileri, Orhan Taşanlar için, "İrtica eğilimlidir" diyebiliyor... Son atama kararnamesinde küçük illerden birine atanan bir valiyle ilgili şu bilgi notuna da göz atalım isterseniz: "Eski AP milletvekillerinden Halil Başol'un özel kalem müdürüdür. Tarikatlarla bağlantısı bu dönemde başlamıştır. Daha sonra Bekir Aksoy – Mehmet Ağar ekibine dahil olmuştur. 'Kutsal tarikatçılar' diye bilinen ekibin etkili isimlerindendir." Hemen anladığınız gibi, valinin üyesi olduğu ileri sürülen 'kutsal tarikatçılar' diye bir ekip filân yok. Vali, belli ki, bir ara Adalet Partili bir bakanın özel kaleminde çalışırken seçmenlerin taleplerini yerine getirmeye gayret etmiş. Hepsi o kadar. Adama, hiç ilgisi bulunmadığı halde 'tarikatçı' kulpu takmışlar, kendi hayal hânelerinde kurdukları 'kutsal tarikatçılar' diye bir ekibe de üye yapıvermişler... 58 kişilik atama kararnamesine bakıldığında, orta yerde dolaşan listede ismi karşısında en kalabalık sütunun doldurulduğu kişinin önemli bir ilin valiliğine getirildiği görülüyor. Düşünün: Devlet adına hareket ettiği iddiasındaki bazı tipler, ellerine içişleri bakanlığındaki üst düzey bürokratlarla valilerin listesini alıp her bir ismin karşısına 'karalayıcı' ifadeler doldurmuşlar... Buna rağmen atamasının yapılması, atamada imzası bulunanlar açısından, tebrik sebebi... Kararnamede isimleriyle karşılaşmayı beklediğim iki kişinin yeniden vali olarak atanmalarına, acaba, haklarındaki asılsız karalamalar mı sebep oldu? Şu satırların devletin valisi hakkında yazıldığına inanmak zor: "İrticai eğilimlidir. Özlelikle ütüsüz pantolon giyer." Bu valinin en büyük günahı, bir öğrenci yurdunun açılışına katılması... Hiç isim verilmeksizin şu genelleme de aynı vali için kullanılmış: "İldeki irticai kurs, dernek ve bunun gibi irticai yapılanmalara müsaade etmektedir." Gülmeyin. Ütüsüz pantalondan isim zikredilmeden dernek ve vakıflarla irtibatı kurulan bu devlet görevlisi son kararnameye giremedi... Kararnamede ismi bulunmayan bir başka kamu yöneticisi hakkındaki 'mülâhaza' notunda, "Açtırdığı halıcılık kurslarındaki öğrenciler tesettür uygulamaktadır" satırı okunuyor. Vali, yörenin kızları sanat öğrensin diye halıcılık kursu açmış, kızlar kursa devam etmiş... Kursa devam eden yöre kızlarının başörtüsü valiye fatura ediliyor... Valiler kararnamesinin bir başlangıç olmasını umuyorum.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |