|
|
ÜRÜN DİRİER
40 milyona koca bir geçmiş Öğretmen Dursun Gürlek, bu kelimelerin geçtiği şiirleri, beyitleri ve özlü sözleri de ekliyor hemen öğrencilerinin bilgi dağarcığına. Gürlek'e göre bu, bir kurs değil, "kültür sohbeti". Çarşamba ve Cumartesi günleri üç grupta verilen ve 9 ay süren Osmanlıca kurslarının öğrenci sayısı ise 40 civarında. Haftada 2 saat verilen kursların katılımcıları genelde genç kesimden. Üniversite öğrencileri, öğretim üyeleri, gazeteciler, mühendisler ve hatta ev hanımlarından rağbet gören kurslara katılmak içinse ayda sadece 40 milyon yeterli. "Okudukça içim acıyor" Kurs öğrencilerinden Musa Urgan ise kursa, doğduğu yer olan Yozgat'ın Kavurgalı köyü ile ilgili arşivleri okuyabilmek için başladığını anlatıyor. "Osmanlıca yazılmış arşivlere girip, köyümün tarihini öğrenmek istiyorum" diyen Urgan, sözlerine, "Ayrıca, dedemin mezar taşını ve tüm eski mezar taşlarını okuyabilme isteği de kursa katılmamda etkili oldu" diye devam ediyor. Haber Manşet gazetesi köşe yazarı Ayşe Hüma Algur ise, Osmanlıcayı pek çok kaybolmuş eseri bulup, Türkçeye çevirmek istediği için öğrendiğini belirtiyor. Bir GSM merkezinin elektronik departmanında çalışan Cüneyt Deliktaş ise, Osmanlıca öğrenmeye Tarih Vakfı'nda başladığını belirterek, "Bu kursta çok şaşırdığım şeylerle karşılaştım" diyor. "Okullarda Latin harfleriyle öğrendiğimiz Halide Edip Adıvar'ın eserlerinin, Reşat Nuri'nin Çalıkuşu'nun, hatta Atatürk'ün 'Nutuk'unun bile orijinalinde Osmanlıca yazılmış olduğunu burada öğrendim ve çok şaşırdım" diye konuşan Deliktaş, Osmanlıca öğrenmenin şifre çözer gibi zevkli olduğunu söylüyor. "Burada sadece dil öğrenmiyoruz, ruhumuzu da inceltiyoruz" diyen Deliktaş, "Osmanlıca metinleri okudukça, içim acıyor. Çünkü paha biçilmez bir hazineden haberdar olmadığımızı anlıyorum" diye ekliyor. Oryantalistler daha duyarlı "Kütüphanelerimiz, mezar taşları, çeşmeler, camiler, kitabeler kendilerini okuyup anlayacak, çözecek kişileri bekliyor" diyen Osmanlıca öğretmeni Dursun Gürlek ise, oryantalistlerin Osmanlıca konusunda bizden daha duyarlı davrandıklarını belirterek, "Bizim mezar taşlarımızı onlar okuyorlar, biz okuyamıyoruz. Bu çok acı" diyor. Son zamanlarda gençlerin Osmanlı Türkçesine olan ilgisinin sevindirici olduğunu da sözlerine ekleyen Gürlek'e göre, "İleriyi görmek isteyenler, geriye bakmaları gerektiğini biliyorlar. Bu yüzden Osmanlıcayı öğrenmek istiyorlar".
ALİ KUŞÇU'YU OKUMAK İÇİN
İ.Ü. Astronomi ve Uzay Bilimleri Fakültesi öğrencisi Niyazi Nuhoğlu, Osmanlıca kursuna dört aydır devam ediyor. Bazı kütüphanelerde yabancı bilim adamlarının Osmanlıca eski eserleri kendi dillerine çevirerek kullandıklarına şahit olduğunu belirten Nuhoğlu, "Ama biz, atalarımızdan bize kalan kültür mirasından faydalanamıyoruz" diyor. Kurslara, Ali Kuşçu, Uluğbey, Takiyyüddin ve Muhittin Arabi gibi Osmanlı döneminin ünlü astronomi bilginlerinin eserlerini okuyabilmek için devam ettiğini ifade eden Nuhoğlu, amacının, bu eserleri Türkçeye kazandırmak olduğunu söylüyor.
|
|
|