T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Hükümetin zor ile imtihanı

Seçim öncesindeki halkın teveccühü ve diğer partilerin durumu Ak Partinin 400 civarında vekil ile meclise gireceğini gösteriyordu. Son anda açılan dava, seçime 2 gün kala anayasa mahkemesinin açıklama gerginliği özellikle kararsız seçmen üzerinde olumsuz etki yapmış ve AK Parti 363 vekil ile meclise girmişti.

Olayları takip eden sağduyu sahibi herkes, gelecek olan hükümetin Kıbrıs ve Irak sorununu kucağında bulacağını görüyordu ve biliyordu.

Türk kamuoyunda 3 Ağustos'dan itibaren hep seçim konuşulduğu ve siyasi partiler tartışıldığı için Kıbrıs ve Irak sorununun bugünkü durumu gündemde gereken yerini almamıştı. Ama bu iki sorun biz gazetecilerin gündeminden hiç düşmedi. Hatta seçim öncesi tartışmalarda kimi gazetecilerin bu iki konuyu zikretmesi seçime kilitlenmiş olanların canını da sıkıyordu. Kel alaka görünüyordu. Oysa siyaseti okuyan herkes durumun ciddiyetinin farkındaydı.

Bu iki sorunu AK Parti hükümeti kucağında buldu. Her ikisinde de insiyatifi elinden bırakmadan tutarlı politikalar takip etti/ediyor. Kimi çevrelerin genel başkan, başbakan ve dışişleri bakanının beyanatlarını çarpıştırmaya çalışsa da bu iki önemli sorunu hükümet bu güne kadar başarılı bir şekilde getirdi. Dahası ülkeye dış dünyada itibar kazandırdı.

Doğrusu kimi çevreler hükümetten bu başarıyı beklemiyorlardı. Acemidirler gerekçesine sığınarak başarısız olacaklarını bekliyorlardı.

Öte yandan aynı çevreler 363'ün anlamını kavramakta direniyorlar, bu hükümetin önceki bazı örnekleri hatırlayarak veya hatırlatarak kısa ömürlü olacağı aymazlığında bulunuyorlardı. Sonra uyandılar ve gördüler ki AK Parti iktidarını 5 sene yerinden oynatmak mümkün değil. İşte bana göre zor burada başladı. Bu hükümeti yasal yollarla zayıflatmak mümkün olmadığına göre hükümetin imajını çizecek bir şeyler bulunmalıydı!

Bu arada Hablemitoğlu bir suikaste kurban gitti. Faili hala meçhul.

Diyarbakır'da bir uzman çavuş aynı şekilde hayatını kaybetti, olay henüz aydınlanmış değil.

Şırnak İdil'de bir jandarma eri vuruldu o olay da henüz aydınlanmadı.

Öte yandan kimi örgütlerin(!) kimi bahanelerle(!) terör eylemleri için hazırlık yaptıkları ve hükümete süre tanıdıkları haberleri sızmaya başladı.

Irak'a muhtemel müdahale tarihleriyle, terörün muhtemel başlama tarihlerinin çakışıyor olması da ayrı bir konu!

Kimi çevrelerin faili meçhul ve terör düğmesine basarak bu hükümeti zora sokma çabası içinde olduğu kuşkusu yabana atılır cinsten değil.

Bu sebeple de başta Hablemitoğlu cinayeti olmak üzere Diyarbakır ve İdil olaylarının bir an önce aydınlığa kavuşması gerekiyor. Öte yandan terör tehdidine gerekçe gösterilen bahanelerin de bir an önce bertaraf edilmesi ve hükümet dolayısıyla ülkeyi zora sokacak bu oyunun bozulması gerekiyor.

Terörden ve şiddetten medet umanların hevesleri kursaklarında kalmalıdır.


2 Şubat 2003
Pazar
 
Resul Tosun
RESUL TOSUN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED