AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Dilini bilmeyen yazar!

Aylık kültür edebiyat dergisi E'nin Nisan sayısında Veysel Çolak'ın Dilsiz Şiir başlıklı bir yazısı çıktı. Yazıyı okurken kapıldığım üzüntü, şaşkınlık ve öfkeyi sizinle paylaşmak isterim.

Veysel Çolak'ın ilk cümlesi şöyle:

"Kullanılan sözcüklerin hakkını vermezseniz, dil dışı bir şiir yazmaktan kurtulamazsınız."

Belli ki, yazarımız şairlere sesleniyor. Neden, "kullandığınız sözcükler" demiyor da, "kullanılan sözcükler" diyor? Daha da ileri gideyim: Neden "sözcükler"in başına "kullanılan" diye bir sıfat eklemek gereğini duyuyor?

"Sözcüklerin hakkını vermezseniz kötü şiir yazmaktan kurtulamazsınız." demiyor yazar, "dil dışı bir şiir yazmak"tan söz ediyor. Hakkı verilmemiş sözcüklerle de olsa, "dil dışı bir şiir"in nasıl yazılabileceğini anlayamıyorum. Veysel Çolak, belki de, kendince "edebiyat yapıyor"dur!

Yazarın ikinci cümlesi: "Onca zamandır eleştirilmemesine karşın bir türlü adı konulamayan sorun budur işte."

Bir dizgi yanlışı mı var burada? Sanırım öyle. Herhangi bir şeyin, hem de "onca zamandır", "eleştirilmemesine karşın", hem de "bir türlü", "adının konulamaması"ndan söz etmenin, yakınmanın herhangi bir anlamı olabilir mi? Olamaz! Yazar, belki de "onca zamandır eleştirilmesine karşın adı konulamayan sorun" demek istemiştir. Gerçi, cümle bu yeni ve doğru hâliyle de çok anlamlı sayılmaz ya, neyse...

Veysel Çolak'ın yazısının özü şundan ibaret: Kimi şairler, "... için" edatını "...diye" edatı yerine kullanmışlardır. Böylece dilin kurallarını çiğnemişler, dilin dışına düşmüşler, vs.

Fakat yazar bu basit özü anlatmaya çabalarken, öyle tuhaf açıklamalarda bulunuyor ki, dilbilgisi terimlerine yeterince hâkim olmadığını da fâş etmiş oluyor. Şu cümleye bakınız: "Bu dizelerde geçen 'için' (uçun, üçün, içün, için) sözcüğü (ilgeç) adlardan sonra, sıfat ve fiillerden önce kullanılarak, onların söz içinde diğer öğelerle ilişkisini kurar ve verilmek istenen anlamın oluşmasını sağlar."

Bu cümleye bakarak birisi, " 'için' edatı, adlardan sonra kullanılır da, adıllardan (zamirlerden) sonra kullanılamaz mı?" ya da "Sıfat ve fiillerden önce kullanılan 'için' edatını, adlardan ya da zarflardan önce kullanamaz mıyız, ille de 'sıfat ve fiillerden önce' kullanmak zorunda mıyız?" dese, Veysel Çolak bu sorulara yanıt verebilir mi? Veremez!

Yazar, "...için"in kullanımına ilişkin örnekler verdikten sonra, "Bu cümlelerde geçen 'için' sözcüğünün yerine 'diye' sözcüğünü koyarak okursanız çok güleceğinizden eminim." demiş ve emniyetini pekiştirmek için / "eminliğimi pekiştireyim diye" bir örnek daha vermiş. Gerçekten çok gülecek miyim diye, verdiği örneklere baktım. İkinci örnekte şunu gördüm: "Bu kitabı kütüphaneden on beş gün için aldım (süre)." Pek güzel! Şimdi ben size başka bir cümle kuruvereyim: "Bu kitabı kütüphaneden on beş gün diye aldım; yirmi gün oldu, veremedim!" Nasıl? Çok güldünüz mü?

Doğrusu şu: Veysel Çolak gerçekten çok gülünç bir yazı yazmış.

Ece Ayhan "Biz bir şairi şiir yazsın için ölümle korkuturuz dom!" demekle yanlış bir iş yapmamıştır. Yazarın örnek olsun için gösterdiği öteki şairler de, öyle kendilerini dilin dışına düşürecek, dilsiz kılacak bir iş etmemişlerdir. Çünkü, "için"in "diye" yerine kullanılması, ya da çekimli fiille kullanılması, Türkçe'de öteden beri –yaygın olmamakla birlikte- var olan bir uygulamadır. Veysel Çolak, bunu bilmiyorsa öğrensin. Dr. M. Necmettin Hacıeminoğlu'nun Türk Dilinde Edatlar adlı kitabına bakabilir.

Çolak'ın yazısını okuyup üzüntü, şaşkınlık ve öfke duyduktan sonra küçük kızıma dedim ki: "Kızım, senden bir şey sorabilir miyim?" Beklediğim karşılığı verdi: "Benden bir şey soramazsın baba, bana bir şey sorabilirsin!" Ne üzüldüm, ne şaşırdım, ne öfkelendim. Sadece güldüm. Çünkü kızım, ilkokul dördüncü sınıfa gidiyor ve henüz Memduh Şevket Esendal'ın Feminist adlı öyküsünü okumadı. Okuduğunda ondan bir şey sormamı yadırgamayacağını umuyorum.

Bir çocuk, doğruyu kendi bildiğiyle sınırlı sanabilir ama bir yazarın böyle bir sanıya kapılması, sonra da başkalarını aşağılamaya kalkışması, hiç de hoş değil! Yazık!


15 Nisan 2003
Salı
 
İBRAHİM KARDEŞ


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED