AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

P O L İ T İ K A
'Baharla birlikte toparlanacağız'

"Savaş öncesi ve bugüne bakıldığında Türkiye son derece iyi bir durumdadır. Pozisyonumuzu kaybetmedik. İkinci tezkere geçseydi de Türk askeri zaten Irak'a en fazla 20 kilometre girebilecekti."

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Türkiye'nin savaştan en iyi şartlarla çıktığını belirterek, "Irak'taki son durum Türkiye açısından kaygı verici değil" dedi.

Yeni Şafak'ın sorularını cevaplayan Bakan Gül, TBMM'de kabul edilmeyen tezkereyle ilgili tartışmalarla ilgili olarak, "Türkiye, süreçte pozisyon kaybetmedi. İkinci tezkere geçmiş olsaydı da askerlerimiz en fazla Irak'ın 20 kilometre içinde bulanacaktı" diye konuştu.

İşte Dışişleri Bakanı ve Başbakan yardımcısı Gül'den çarpıcı açıklamalar:

Musul-Kerkük'te çatışma yok

Kuzey Irak'ta bir karışıklık var ancak bu Irak'ın her yerinde var. Amerikan güçleri de savaş sonrası düzeni kontrol etmek için bir şey yapmıyorlar. Bağdat'ta olduğu gibi Kerkük ve Musul'da da var. Ancak Musul ve Kerkük'te çok şükür korktuğumuz gibi katliam, çatışma, çarpışma durumu yok. Bölge nüfusuna baktığınızda orada Arapların, Kürtlerin ve Türkmenlerin olduğunu görürsünüz. Şu anda gördükleriniz de orada yaşayan insanlar. Kerkük'ün işgali veya muhtemel çatışma veya katliamlara karşı tedbirli olduk.

Powell'e 'gireriz' dedim

Talabani'ye bağlı güçlerin Kerkük'e girişleri söz konusu olunca, hemen ABD Dışişleri Bakanı'nı onların saati ile 07:30 da arayarak, "Ya kendi güçlerinizle durdurursunuz, ya da imkanınız yoksa birlikte yaparız. Eğer hiç birşey yapmazsanız biz müdahele ederiz. Bunu biliyorsunuz" dedim. Powell'da hassasiyetimizi bildiğini, bu tür bir işgale ve oldu bittiye müsade etmeyeceklerini, bir kaç saat içerisinde oraya ABD güçlerinin gireceğini söyledi. Ve gerçekten de bir kaç saat sonra 173. hava indirme birliğini indirdiler. Bölgeyi kontrol altına aldılar ve Talabani'ye bağlı güçler oradan çıktı.

İrtibat timlerini onlar istedi

Sonra bölgede işlerin sağlıklı yürümesi için bizden askeri irtibat timleri istediler. Bu timlerin kendileri ile birlikte hareket etmesini, orada sahada her şeyi görerek doğru haberlerin ulaşmasını istediler. Bu timler görevlerine başladı. Timlerimiz Amerikan askerleri ile birlikte çalışıyorlar. Her türlü irtibat imkanları var. Dün giden timlerimiz dışında da bölgede görevlilerimiz vardı. Gelişmeleri onlardan da gelen bilgilerle takip ediyoruz.

Müdahale gerekçesi yok

1991'de Türkiye'ye 500 bin insan sığındı. Bu gruba teröristler katıldı, Irak askerleri katıldı. Ekonomik yük oldu. Bir çok Avrupa ülkesi ilgileniyor görünüp, kötü propaganda yaptı. İn iyisi 10-15 sığınmacı aldı götürdü. Bu kez göçmenleri Kuzey Irak'ta tutacağız dedik. Böyle bir hareketlilik olursa gireriz oraya dedik. 91'de PKK/KADEK orayı kendisine yurt edindi. Buna da fırsat vermeyiz dedik. Musul ve Kerkük'te bir katliama müsade edilmeyeceğini de söyledik. Gördüğümüz kadarıyla bu tip şeyler yok.

Avrupa hemen bizi suçladı

Daha savaş başlamadan önce, "bütün bu şartlar oluşursa biz karar verir ve gireriz" dedik. Tabi savaş hali içinde müttefik ülke ile koordineli bir şekilde girmenin söz konusu olduğunu söyledik. Bu bile, tüm Avrupa'da öyle bir tartışıldı ki; Almanya'da, Belçika'da, İtalya'da, Fransa'da, sanki Irak'ta ABD ve İngiltere savaşmıyor da Türkiye savaşıyor. Ve bizim kendi gazetelerimiz ile haber merkezlerimiz de bunu öyle bir işledi ki, Türkiye gidilmez bir ülke haline geldi. Ve Almanya'daki turist rezervasyonlarının yüzde 90'nı iptal edildi. Hem de sadece 2 hafta içerisinde.

Şam'a mutlaka gideceğim

Şam'a mutlaka gideceğim. Suriye, Türkiye'nin komşusu. Teyakuz hali devam ediyor. Sabah üç'e kadar ben de, Genelkurmay da, Başbakan'da temas halinde olduk. Kritik bir dönem içerisindeyiz. O bakımdan erteledim. Musul ve Kerkük ile ilgili bu gelişmeler söz konusu olmasaydı bugün Şam'da olacaktım.

Olabileceğimiz en iyi yerdeyiz

Herkes felaket tellalığı yaptı. Gazetecisi, siyasetçisi, eski siyasetçisi, eski devlet adamı, kendine kredi çıkartmaya kalktı. Türkiye'yi küçük düşürmek için herkes uğraştı. "Dolar üç-dört milyon olacak" dendi. "Türkiye Arjantin gibi olacak" dendi. "Türkiye ABD'nin nefret listesine girdi" denildi. Halbuki bugün öyle mi? Bugün ne var? Daha iki sene önce dolar 1 milyon 800 bini geçmişti, şimdi 1 milyon 600 elli bin. Makro ekonomik dengelerde herhangi olağanüstü kötü bir durum var mı? Yok. Faizler de düşüyor. "Dışarıdan şu kadar gelmezse felaket kopacak" dendi; onlar da olmadı. Bunlar alınan tedbirlerle, hükümetin kriz yönetimini doğru dürüst yapması ile oldu. Anında müdahelelerle, daha önce hazırlanmış alternatif senaryoların devreye sokulması ile oldu.

Herşeye rağmen iyi nokta

Bir sürü olumsuzluklar var. Bu açıdan Türkiye en iyi noktada. Birden hemen kendini toparlayacak, bölgesindeki en büyük savaşın olumsuzluklarını en ağır şartlarda çekmiş bir ülke olarak hemen çıkacak. Savaştan önce savaşın gelip geçici olduğunu, ardından Türkiye'nin kendi gerçekleri ile karşı karşıya kalacağını belirtmiştim. Şimdi, baharla birlikte büyük bir toparlanma ve iyimser bir havanın esmesi ile büyük bir zorluk aşılacaktır.

Hibeyi biz talep etmedik

ABD ile anlaştığımız konularda taahhütlere riayet ediliyor. Sözkonusu edilen 1 milyar doları biz talep etmedik. Ama Onlar savaştan zarar görecek ülkelere dönük bir paket hazırladılar. Türkiye'ye 1 milyar dolar veya 8.5 milyar dolar kredi vermeyi öngördüler. O bakımdan bizim bu para gelecek, gelmeyecek, bunu alacağız, almayacağız gibi bir beklentimiz söz konusu değil.

ABD'li firmalarla ortak işler için ekip kuruyoruz

Gül, Irak'ın yeniden yapılandırılmasında "savaşan tarafın" söz sahibi olacağını da vurgulayarak, Türk firmalarının ABD'lilerle birlikte çalışabilmesi için özel bir ekip kuracaklarını bildirdi.

"Herkesin dikkatinden kaçan bir nokta var. Esas potansiyel tehlike, Arap - Kürt çatışmasıdır. Dün Musul'da olanlara bakarsanız, Araplar savaş sonrasında ilk defa büyük bir nümayişle yürüyüş yaptılar. Büyük bir kitle hareketi oldu, Irak bayrakları ile. Esas şimdi herkesin dikkat etmesi gereken nokta bu. Bizim için önemli olan sadece Türkmenler değil. Kürtler de Araplar da bizim akrabamız. Dolayısı ile huzurun gelmesi, yeni çatışmaların çıkmaması hepimizin çıkarınadır."

Kerkük bize faydalı olur

"Bölgede istikrar olsun ki, Kerkük konusundan bizde faydalanalım. Nasıl faydalanalım? Bölgenin zenginliği, tabii kaynakları harekete geçsin. Bütün bölge meşru kanallar vasıtasıyla bunlardan faydalansın.Ticaret artsın, inşaat artsın, turizm artsın, alım - satım artsın. Bizim buna bakmamız lazım."

Irak'ın yeniden inşaası

"Türkiye Irak'ın imarında rol oynayacak. Ancak, işin başındaki firmalar tabi herkes biliyor ki savaşı yapan kimse onun firması olacak. Türkiye savaşın içinde de olsa, dışında da olsa bu böyle olacaktı. Bizim firmalarımız daha çok Amerikan firmaları ile işbirliği içinde olacak. Bu bağlamda İşadamlarından, Dışişleri mensuplarından, Irak'ı çok iyi bilenlerden ki bunlar ABD irtibatlı kişiler; oluşacak çok özel bir çalışma ekibi kuruyoruz."


 
'Yeni Irak'ı bekliyoruz'
Saddam Hüseyin ve kurmaylarının akıbeti belirsizliğini korurken, Ankara, yeni Irak yönetimi konusunda takınacağı tavrı "duruma ve gelişmelere göre" belirleyecek.
Kerkük'ü üçlü ortak komisyon yönetecek Kerkük'te, bölgedeki grupların ABD ve Türkiye'nin gözetiminde yaptığı toplantıda, kentin, Kürt, Türkmen ve Araplar'dan oluşan bir komisyon tarafından yönetilmesi kararlaştırıldı.
'Musul-Kerkük'te ciddi sıkıntı yok'
Başbakan Tayyip Erdoğan, Musul ve Kerkük'te ciddi bir sıkıntı ihtimalinin bulunmadığını söyledi.
1 milyar dolarlık hibeye koşullu onay
ABD Kongresi, hibeyi Türkyi'nin tek taraflı olarak K. Irak'a asker göndermemesi koşuluna bağladı
Yerel seçim Nisan 2004'te
Başbakan Tayyip Erdoğan, yerel seçimlerin öne alınacağı iddialarını yalanlayarak, "Belediye seçimleri 2004 Nisan'ında olacak" dedi. 350'ye yakın başkanın katıldığı AK Parti 3. Belediye Başkanları Toplantısı'nda konuşan Erdoğan, başkanlardan, 2004 Nisan'ında yapılacak seçimlere hazır olmalarını istedi. "Bürokrasi ile sorunu olan belediye başkanı bana bildirsin" mesajını veren Erdoğan, AK Partili belediye başkanlarına" kimsenin yeri garanti değil" uyarısında bulundu.
  • VELİ TOPRAK


    Sınıra giden doktora bir maaş ikramiye
    Sağlık Bakanlığı, Silopi'ye gönderdiği 102 kişilik sağlık personelini geri çekecek; yerine İstanbul'dan 56 sağlık personeli gönderecek. Sağlık Bakanlığı, bölgede görev yapan sağlık personeliyle ilgili olarak Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na gönderdiği yazıda, komutanlığın emrindeki 2 sahra hastanesi için görevlendirilecek yeni sağlık personeli sayısının, bölgede herhangi bir olağanüstü durum olmaması nedeniyle 56'ya düşürülmesi istendi. 25 Nisan'da Silopi'den dönecek sağlık personeline takdirname, 1 maaş ikramiye ve 1 aylık izin verilmesi planlanıyor.
  • ASLIHAN KARATAŞ


    Aydın'dan depremzedelere 'geçmiş olsun' ziyareti
    Devlet Bakanı Mehmet Aydın, depremden zarar gören İzmir'in Urla ve Seferihisar ilçelerinde incelemelerde bulundu, vatandaşlara geçmiş olsun dedi. Bakan Aydın'a ilk olarak Urla Kaymakamı Ahmet Mailoğlu tarafından kaymakamlık binasında brifing verildi. Mailoğlu, 10 Nisan Perşembe günü 03.40'ta yaşanan 5.6 büyüklüğündeki depremden sonra 166 konutun incelendiğini söyledi. Urla'da 31 konutun "hasarlı, oturulamaz'', 67 konutun "hasarlı, oturulabilir'', 68'inin de "sağlam'' olduğunun belirlendiğini kaydeden Mailoğlu, evi oturulamayacak derecede hasarlı olan iki ailenin, Sağlık Bakanlığı kampında geçici iskana tâbi tutulduğunu söyledi.
    Emine Erdoğan'dan Siirt için 100 dolar
    Başbakan Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Siirtiler Vakfı'nın Ankara Dedeman Otel'de düzenlediği kadınlar çayına katıldı. "Çahhor" adıyla bilinen Siirtli sanatçı Nevzat Türkmen, Erdoğan'a içinde, "Siirt beyaz bir gelin, gel bize uzat elin, Siirtliyiz ezelden, her güzel bize gelir" sözleri geçen Arapça türküyü okudu. Programa, Bayındırlık Bakanı Zeki Ergezen ve Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in eşleri ile bölge milletvekillerinin eşleri de katıldı. Emine Erdoğan, vakfa 100 dolar da bağış yaptı.
  • KEZBAN BÜLBÜL


    İsrail Dışişleri Bakanı Şalom Ankara'ya geliyor
    İsrail Dışişleri Bakanı Silvan Şalom, temaslarda bulunmak üzere yarın Ankara'ya gelecek. Şalom, Cumhurbaşkanı Sezer ve Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilecek. Şalom, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile de biraraya gelecek.
  • 13 Nisan 2003
    Pazar
     
    Künye
    Temsilcilikler
    AboneFormu
    MesajFormu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED