AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Önce heykeller (2)

Konuyu gözden geçirmeye dünkü yazıda başlamıştık; Saddam Hüseyin'i canlandıranların arda arda alaşağı edilmesinden hareketle heykellerden söz ediyorduk... Moskova, Bükreş derken Bağdat'ta ikamet eden "despot"un heykellerinin de alaşağı edilmesiyle karşı karşıyaydık... (Bekleyelim bakalım;; bu gidişle New York'a denizden gelenleri karşılayan Fransızlar'ın armağanı "Özgürlük Heykeli" de bu gidişle canını "Başkan Bush"un elinden kurtarabilecek mi göreceğiz!)

Dünkü yazıyı bitirirken sormuştum: Irak'ta yaşanıp da ekranda önümüze gelen bu heykel ve poster kirliliği ve "temizliği" acaba bizi ciddi olarak düşündürecek mi?

Soruyu sormamın nedeni açık: Çünkü, Irak'tan gelen bu heykel ve poster kirliliğine ilişkin görüntüler maalesef bizim çok yabancı olmadığımız görüntüler.... Ne demek istiyorum? Türkiye'yi doğudan batıya, kuzeyden güneye, bütün il, ilçe ve sırasında köyleriyle baştan aşağı donatmış olan heykellerle, Irak'ta alaşağı edilen helkelleri bir mi tutuyorum?

Hemen öfkelenmeyin; tabii ki değil.... Tabii ki, Türkiye'nin her köşesini kaplamış heykeller (artık dev posterleri saymıyorum) bu milletin çok değer verdiği, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda büyük emeği olan bir komutan ve siyaset adamını, Atatürk'ü canlandırırken, Irak Saddam Hüseyin gibi bir diktatörün heykelleriyle doluydu. Yani özetle, bazı "solcu" dergilerde yapıldığını duyduğumuz türden, bir Atatürk-Saddam yakınlığı kurmak gibi "sapkın" bir fikrin yanından bile geçmiyoruz...

Ama bir "benzerlik" de yok değil doğrusu... Bu benzerlik, söz konusu heykellerin bolluğundan ve çirkinliğinden kaynaklanıyor. Düşünün, heykele konu olan kişi Atatürk bile olsa, bir ülkenin bu kadar bol heykelle donanması makul mü? Bir, iki, beş, on heykel, amenna.... Ama on değil, yüz değil, belki binlerce heykel, onbinlerce büst...

Söylediğim gibi, bu heykellerin büyük (ama çok büyük) bir bölümü de çirkin mi çirkin, Saddam'ın birer birer alaşağı edilen heykelleri gibi heykel sanatı açısından hiçbir değere sahip değil... Hiç değilse o küçük ilçe merkezlerinin meydancıklarını süsleyen o kimi zaman "bodur", kimi zaman haddinden fazla uzun, kimi zaman "şişko", kimi zaman "cılız" Atatürk heykellerini hatırlayın...

Türkiye'nin bütün meydan ve meydancıklarının hepsi "amatör" işi yüzlerce heykeliyle donanmasını, daha doğrusu "kirletilmesini" Atatürk ister miydi, düşünün....

O zaman ne yapmalı? Yapılması gereken iş, bir an önce bir "kurul" oluşturulması ve bu kurulun memleketin dört bir yanına yayılmış bu heykelleri teker teker inceleyerek ortaya bir rapor çıkarmasıdır. Bakalım hangi heykellerin sanat değeri var, hangileri ise "çevre kirliliği" yaratmaktan başka bir işe yaramamaktadır...

Bana göre bu işe bir an önce başlamalıyız... Türkiye'den görüntülerin bazılarına Irak'ı hatırlatmasına izin vermemeliyiz. Türkiye'ye gelen hiç kimsenin meydanlarımaza, meydancıklarımıza bakıp, "Bu ne kadar çok Atatürk heykeli!" diye yanlış çağrışımlar kurmasına fırsat vermemeliyiz.

Benden söylemesi; bu manzara hiç ama hiç iç açıcı bir manzara değil....


13 Nisan 2003
Pazar
 
KÜRŞAT BUMİN


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED